ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, dün sabaha karşı İstanbul’a geldi. Clinton, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile İstanbul Conrad Otel’de görüştü. Davutoğlu ile Clinton’un 2,5 saat süren görüşmesinin ardından, basın toplantısı gerçekleştirildi.
DAVUTOĞLU: ANNAN’IN İSTİFASI DİPLOMATİK ÇALIŞMALARI KESTİ
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, basın toplantısında, Cenevre’de mutabık kalınan geçiş planı çerçevesinde çalışmaları yürüten Kofi Annan’ın istifasından sonra diplomatik çalışmalarda çok ciddi bir kesinti olduğunu söyledi. Davutoğlu; “İsterdik ki, uluslararası toplum, bu konuda tek bir vücut halinde hareket edebilsin ve alanda gittikçe kötüleşen duruma müdahil olabilsin. Ancak maalesef Kofi Annan’ın istifası diplomatik çalışmaların alandaki duruma yansımasını etkilemektedir. Türkiye’ye sığınan mültecilerin sayısı 55 bini aştı. Suriye’den gelen dostlarımız Türkiye’de kendini evinde hissedecek şekilde imkanlarımızı seferber ediyoruz. Suriye’de insanlık trajedisine son verecek kararlı adımların atılması en temel dileğimiz” dedi.
“ULUSLARARASI TOPLUM, KATLİAMLARA DUR DEMELİ”
“Halep’teki gelişmeler hepimize kaygı veriyor” diyen Davutoğlu sözlerinin devamında şunları söyledi: “Halep’te yerleşik mekanlara hava kuvvetleriyle yapılan saldırılar hem büyük bir insan katliamına hem de büyük bir tarih katliamına yol açıyor. Uluslararası toplumun artık bu katliama açık ve net bir şekilde dur diyecek adımları atması gerekiyor. Clinton ile bu konuları, atılabilecek adımları geniş bir çerçevede ele aldık. Suriye’de geçiş döneminin en kısa sürede tamamlanması konusunda mutabık kaldık. Türkiye’nin ve ABD’nin bu konuda atacağı adımlar konusunda ortak adımlar atma kararlılığı var. Önümüzdeki dönemde BM Genel Kurulu’nda ve Güvenlik Konseyi’nde Suriye’nin dostları olarak atacağımız adımları bugün gözden geçirdik. Daha fazla bir araya gelerek ya da telefonla istişareleri artırmaya karar verdik.”
CLİNTON: MUHALİFLERE SİLAH DIŞINDA İNSANİ YARDIMLAR GÖNDERDİK
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, basın toplantısında sözlerine PKK’nın saldırıları nedeniyle hayatını kaybedenlere başsağlığı dileyerek başladı. Clinton; “Suriye’nin dostları olarak Paris’te bir ay önce toplandık. O zamandan beri Suriye’de saldırılar daha çok arttı. Muhalefet yüklendikçe daha fazla saldırıya uğradı. Esed rejimini kınayan ve siyasi bir barış süreci öneren bir anlaşma önerdik Cenevre’de. Ancak Rusya ve Çin Güvenlik Konseyi’nde gereken oyu vermediler. 3 önemli konudan bahsettik bugünkü görüşmede; muhaliflerin şiddetini durdurma çabalarına destek olmak, Suriye’de demokratik bir geçişi sağlamak... ABD muhaliflere silah dışında insani yardımlar gönderiyor. Bugün Amerikan ve Türk grupları arasındaki notları karşılaştırdık ve ortak bir operasyonel resim ortaya koymak istedik. Bu sayede kendi aramızdaki işbirliğini iyileştirmeyi, artırmayı ve şiddeti durdurmak isteyen herkesle işbirliği yapabilmeyi sağlamayı amaçlıyoruz. Dışarıdan da Suriye’deki şiddettin durabilmesi için elimizden gelen baskıyı devam ettireceğiz. Dün Washington’da İran-Hizbullah-Suriye arasındaki bağlantıların kesilmesi için gerekli adımların atılması kararlaştırıldı ki bu sayede Esed rejimi daha erken bir şekilde gidebilsin. Muhaliflere nasıl yardımcı olabiliriz bunu konuştuk. Bu şiddeti nasıl durdururuz onu konuştuk” dedi.
“BM MÜLTECİLER YÜKSEK KURULU’NA 5 MİLYON DOLAR YARDIMDA BULUNDUK”
“Bölgede acil bir durumda olan insani krizi önlemek için bir şeyler yapmalıyız” diyen Clinton, Türk halkına Suriyeli mültecilere yönelik misafirperverliğinden dolayı teşekkür etti. Clinton sözlerinin devamında şunları söyledi: “Pek çok toplantılara katıldım, mülteci ve sığınmacılarla görüştüm. Bütün sığınmacılar ev sahibi ülkelerine teşekkür ediyorlar. Sığınmacı kadınlardan biri Suriye yönetimi onun köyünü yakınca buraya kaçmış. Hem eğitim, hem gıda, hem de insani yardıma ihtiyaç duyanlara bunları sağlıyor Türkiye. BM Mülteciler Yüksek Kurulu’na 5 milyon dolar yardımda bulunduk. Türkiye’de bulunan mültecilere yardımda bulunulması için ödenek ayırdık. Hiç kimse Esed rejiminin ne zaman düşeceğini bilmiyor ama bugünün geleceğini biliyoruz. Suriye halkı geçiş sürecini kendisi gerçekleştirecek. Ekonomilerini düzeltecekler, güvenliğini artıracaklar, ülkenin kimyasal silahlarını yok etmeleri gerekecek. Tüm bunların dikkatli bir şekilde planlanması ve uluslararası toplumdan gelecek destekle sağlanması gerekiyor. Bugün biz de istişarelerimizde bunu nasıl destekleyebileceğimizi görüştük. Pek çok B planı geliştirmemiz gerekecek. Türkiye’nin Suriye’nin PKK’ya kucak açmaması dileğine katılıyoruz. PKK’nın orada konuşlanmasını biz de istemiyoruz. Türkiye’nin bizim müttefikimiz olması gurur vericidir.”
PKK’YA KARŞIYIZ
Clinton, PKK konusundaki bir soruya ise şu şekilde cevap verdi: “ABD Türk müttefikimizi savunmasında her zaman ona destek oluyor. Birlikte radikalliğe ve terör sorununa karşı omuz omuzayız ve PKK’ya karşıyız. Biz bu konuda endişeleniyoruz. Teröristlerin şu anda Suriye’de süregelen Suriye halkının meşru mücadelesini kullanarak kendi gündemlerini oluşturmalarına ve boşluklar bularak buradaki şiddeti kışkırtmaları bizi endişelendiriyor. Türk halkının korunması için elimizden geleni yapacağız.”
Clinton, “Muhalefet güç kazandıkça rejim de vahşet boyutlarında şiddetle karşılık veriyor. Suriye içindeki muhalefete desek verirken dışarıdan da baskıyı sürdürmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin, Suriye’nin ne bugün ne de Esed rejiminden sonra PKK için bir yaşam alanı haline gelmemesi konusundaki kararlılığını paylaşıyoruz” dedi.