İSTANBUL (AA) - Ruberu Söyleşileri'ne konuk olan karikatürist Dağıstan Çetinkaya, çizime başlama hikayesini ve izlenime sunulacak sergisini anlattı.
Beyoğlu'nun Galata semtinde yer alan Ruberu Sanat Galerisi'nde gerçekleştirilen etkinliğe ebru sanatçısı Hikmet Barutçugil, Özden Aydın ve Murat Kösemen'in de arasında bulunduğu sanatseverler katıldı.
Söyleşiyi yöneten, galerinin kurucusu ve sanat tarihçisi İsmail Erdoğan, Ruberu Sanat Galerisi'nin isminin "Yüzyüze" anlamına geldiğini belirterek, "Kafamda hayalini kurduğum şey buydu, çok şükür o da gerçekleşti." dedi.
Galeride gerçekleştirilen söyleşilerin usta sanatçılarla genç isimleri bir araya getirdiğini dile getiren Erdoğan, Dağıstan Çetinkaya'nın sanatseverlerle buluşmayı bekleyen "Metamorfoz" adlı sergisine ilişkin, "Üzerine yıllarca koza örmüş bir kelebeğin kozadan dışarıya sıçrayışını seyredeceğiz." ifadesini kullandı.
- "Duygularımı çizgiyle kağıda dökerek anlatıyordum"
Çizer Dağıstan Çetinkaya, profesyonel olarak karikatür çizmeye başlamadan önce dahi belki farkında olmadan kendisini çizgilerle ifade ettiğini belirterek, "Mesela bir arkadaşa sinirlendiğim ya da bir olay karşısında sevindiğim zaman bunu yazıya dökmek yerine duygularımı çizgiyle kağıda dökerek anlatıyormuşum." diye konuştu.
Sanat ve meslek hayatında dair bugüne kadar yaptıklarına değinen Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Elinizde bir tohum varsa bunu toprağa atmadığınız zaman kıymetini bilemezsiniz. Yani ne tohumu olduğunu bilemezsiniz. Maalesef Anadolu'da böyle bir anlayış yok. Yani güzel sanatlara, resme veya müziğe ilginiz varsa bunun biraz hor görülen bir tarafı var."
Usta çizer, İstanbul'a erken yaşlarda gelmesiyle, Babıali'de insanların sanat ve edebiyatı bir aktarım dili olarak kullandıklarına ve bunu aile geçindirecek bir meslek hayatına dönüştürebildiklerine şahit olduğunu aktararak, "Bu anlamda İstanbul çok ufuk açıcı bir yer oldu benim dünyamda ve bir noktadan sonra diğer mesleği bırakıp çizgiye yöneldim." değerlendirmesini yaptı.
- "Zaman içinde kendime bir koza ördüğümü fark ettim"
Profesyonel olarak 1988'de çizerliğe başladığını ve uzun yıllar boyunca piyasanın dayattığı ve sipariş ettiği işleri yaptığını aktaran Çetinkaya, şunları söyledi:
"Çizginin farklı kategorilerinde üretimler yaptım. Keyifli miydi? Evet keyifliydi. Geliştiriyor muydu beni? Evet geliştiriyordu. Ama bu benim içimden gelerek, duygularımı ifade ettiğim bir şey değildi. Zaman içinde bu şekilde kendime bir koza ördüğümü fark ettim. Sergimin adının 'Metamorfoz' olmasının sebebi de bu. Son 4-5 yıl içerisinde yaptığım işler birilerinin bana siparişiyle değil, farklı alan, kategori ve enerjilerle yaptığım çalışmalar."
Dağıstan Çetinkaya, sanatçının hayatın içerisinde iç dünyasında farkında olmadan sancılar yaşadığını belirterek, bu sorgulamalar neticesinde yaşanmışlıkların kendi ırmağını bulduğu değerlendirmesini yaptı.
Resim yerine karikatürü tercih etmesinin nedeninin sıkça sorulduğuna değinen Çetinkaya, şunları ekledi:
"İnsanların kafasında soru işaretleri atmak aslında. Çünkü benim karikatürlerime bakarak 10 kişi yorum yapıyorsa 10'u da farklı yorum yapıyor. Bu bana göre bir zenginlik. Ben 10 tane insanın kafasında farklı pencere açabilmişsem amacıma ulaşmışım demektir. Sanatın zenginliği tam da bu, ben motamot bir şey anlatmaya çalışsam o zaten sanat olmayacak, dayatma olacak. Kendi fikrimi velev ki doğru bile olsa karşı tarafa birebir aktarıyorsam, bunun içinde biraz dayatma vardır. Fakat ben öyle soru işaretleri atıyorum ki, insanlar onu sorgulayarak ve içselleştirerek buluyor."