Devlet Konseyi Basın Ofisi tarafından hazırlanan ve Şinhua haber ajansı tarafından dün geç saatlerde yayımlanan "ABD'nin 2010'daki İnsan Hakları Tutanağı" başlıklı raporda, ABD'nin 8 Nisan'da yayımladığı raporda, Çin de dahil olmak üzere 190'dan fazla ülkedeki insan hakları durumunun çarpıtıldığı ve ithamlarda bulunulduğu ileri sürüldü. ABD'nin insan hakları konusunda "yargıç olamayacağı" ifade edilen Çin tarafının raporunda, "ABD;nin insan haklarını diğer ülkelerin imajını kötülemek ve kendi stratejik çıkarlarının peşinde koşmak için kullandığı bir siyasi araç olduğu" değerlendirmesi yapıldı.
ABD'nin "insan hakları konusunda çifte standart uygulayarak ve insan hakları bahanesiyle hegemonya peşinde koşmak gibi kötü planlar uygulayarak iki yüzlülük yaptığı" ifade edilen raporda, Amerikan tarafına kendi insan hakları durumunu iyileştirmek için somut önlem alması ve insan hakları konusunu başka ülkelerin içişlerine karışmakta kullandığı hegemonyacı eylemlerinden vazgeçmesi önerildi.
"ABD demokrasisi paraya dayanıyor" Amerikan vatandaşlarının medeni ve siyasi haklarının ülke yönetimi tarafından ciddi şekilde ihlal edildiği ve özel yaşamlarının zarar gördüğü savunulan raporda, Amerikan makamlarının şüphelilerden itiraf almak için sıkça şiddete ve işkenceye başvurduğu, yanlış mahkumiyet kararları verildiği iddia edildi.
ABD'nin diğer ülkelerde sınırsız internet özgürlüğü istediği, bunu başka ülkelere baskı ve hegemonya oluşturmak için diplomatik araç olarak kullandığı belirtilen raporda, ABD'nin bu konuda kendi topraklarında sıkı kısıtlamalar uyguladığına işaret edildi.
Raporda "ABD kendini demokrasi konusunda yol gösterici olarak görüyor, ama bu ülkenin demokrasisi esas olarak paraya dayanıyor" dendi.
"Her 5 kişiden biri suç kurbanı" Amerikan kaynaklarından alınan verilerle hazırlanan raporda, ABD'de her yıl beş kişiden birinin bir suçun kurbanı olduğu kaydedildi.
ABD'nin en çok şiddet suçu yaşanan ülke olduğu ve vatandaşların can ve mal güvenliklerinin gereğince korunamadığı savunulan raporda, Amerikan Adalet Bakanlığı'nın verilerine dayanarak 2009 yılında bu ülkede 12 yaş ve üzerindeki kişilere karşı 4,3 milyon şiddet suçu, 15,6 milyon mülkiyet suçu, 133 bin kişisel hırsızlık suçu işlendiği ve şiddet suçuna maruz kalma oranının binde 17,1 olduğu aktarıldı.
ABD'nin en çok özel silaha sahip olunan ve silahla en çok suç işlenen ülke olduğu görüşüne yer verilen raporda, 300 milyonluk nüfusa sahip bu ülkede 90 milyon kişinin 200 milyon silaha sahip olduğunun tahmin edildiğine, istatistiklere göre bir yılda silahla 12 bin cinayet işlendiğine dikkat çekildi. Raporda, son yıllarda ABD'deki okullarda sıkça cinayet işlendiği hatırlatıldı.
"Irk ayrımcılığı her alana nüfuz etti" ABD'deki ırk ayrımcılığının kökleştiği ve toplumsal hayatın her alanına nüfuz ettiği belirtilen raporda, azınlıkların işe alınmada ve çalışma hayatında ayrımcılıkla karşılaştığı, siyahların terfi, sosyal yardım ve işe alınmalarda haksızlığa uğradığı ileri sürüldü. Siyahların üçte birinin işlerinde ayrımcılığa maruz kaldığı, buna karşın her 16 siyahtan yalnızca birinin şikayette bulunduğu kaydedilen raporda, New York Times gazetesinin 23 Eylül 2010 tarihli sayısında yer alan haberde, 2009'da 803 Müslüman çalışanın işlerinde ayrımcılık gördükleri için şikayette bulunduklarının ve bu sayının bir önceki yıla göre yüzde 20 arttığının bildirildiği aktarıldı. ABD'deki azınlıklar arasında işsizlik oranının çok yüksek olduğu ve bu kişilerin beyazlarla aynı siyasi konumda olmadıkları savunulan raporda, basında yer alan verilere göre 2009'da yoksulluk oranının siyahlar arasında yüzde 25,8, Latin kökenliler (Hispanik) arasında yüzde 25,3 ve Asya kökenliler arasında yüzde 12,5, buna karşın Latin kökenli olmayan beyazlar arasında ise yüzde 9,4 olduğu bilgisi verildi.
ABD'de azınlıkların eğitimde açık şekilde eşitsizlikle karşılaştığı ve Afrika kökenli Amerikalıların sağlık bakımlarının kaygı verici olduğu ifade edilen raporda, hukukun uygulanmasına ve adalet sisteminde ırk ayrımcılığının aşikar olduğu, sıkça ırkçı nefretten kaynaklanan suçlar işlendiği ve göçmenlerin hak ve çıkarlarının güvence altında olmadığı savunuldu.
Kadın ve çocukların durumu Çin makamlarının hazırladığı raporda, ABD'de cinsel ayrımcılığın da ciddi boyutlarda olduğu ve bu ülkede kadınların sıkça tecavüze ve şiddete maruz kaldığı görüşüne de yer verildi.
Raporda 2008 verilerine göre, ülkede 20 milyon kadının tecavüz kurbanı olduğu, okullarda beş kız öğrenciden birinin cinsel suça maruz kaldığı, yaklaşık 3 bin kadın askere tecavüz edildiği ve bu sayının bir önceki yıla göre yüzde 9 arttığı belirtildi.
Kadınların ABD'deki aile içi şiddetin kurbanı olduğu vurgulanan raporda, yılda 1,3 milyon kişinin aile içi şiddete maruz kaldığı ve bunların yüzde 92'sinin kadın olduğu kaydedildi.
ABD'de çok sayıda çocuğun yoksulluk içinde yaşadığı, fiziksel ve ruhsal sağlıklarının güvencede olmadığı ifade edilen raporda her dört çocuktan birinin açlıkla mücadele ettiği ileri sürüldü.
Çocuklara karşı uygulanan şiddetin ciddi boyutlara ulaştığına dikkat çekilen raporda, çocuklara yardım amaçlı Love Our Children USA'in internet sitesindeki verilere göre, halen 93 binden fazla çocuğun hapiste olduğu, yüzde 75'i ile yüzde 93'ü arasındaki çocukların cinsel taciz ve ihmal edilme de dahil en az bir tramvatik vaka yaşadığı anlatıldı. Raporda, ABD'de internette pornografik içerikli yayınların yaygın olduğuna ve bunların çocuklara ciddi şekilde zarar verdiğine işaret edilerek, aynı kuruluşun aktardığı bilgilere göre her 10 çocuktan 7;sinin pornografik içeriklli sitelere tesadüfen girdiği, üç çocuktan birinin ise bunu bilerek yaptığı kaydedildi.