Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları:
Türkiye ekonomisinin büyüme performansıyla ilgili konuşan Erdoğan şunları söyledi: "Türkiye OECD ve AB ülkeleri arasında Türkiye en hızlı büyüyen ülke oldu. Dünyada ise Çin'den sonra ikinci ülke olduk. GSMH 2010'da 1 tirlyon lirayı ilk kez yakalamıştı. 2011'de de 1.3 trilyon lira GSMH elde ettik. Dolar bazında GSMH 772 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı. 2008 yılı milli gelir rakamını aşmış olduk. Göreve geldiğimizde DSP, MHP, ANAP iktidarında 230 milyar dolardı. Nüfusumuz her yıl 1 milyon artıyor. Nüfus artarken, milli gelir de artıyor.
Büyümenin açıklanmasıyla 2011 yılına ait borçlanma verileri de güncellendi. AB tanımlı borç stokunun milli gelire oranı görevi devraldığımızda yüzde 74'tü. Krize rağmen bu oranı yüzde 39'a düşürdük. Bu tüm zamanların rekorudur. Bu oran yüzde 60 olan Maastricht kriterinin çok çok altındadır. Bu AB ülkeleri arasında gıptayla izlenen orandır. Borçlar şöyle arttı diyorlar, hep yalan. Muhalefet gerçekleri konuşmuyor. Borcun milli gelire oranı yüzde 61.5'ti. Bunu tarihin en düşük seviyesine yüzde 22'ye düşürdük. Bu rakamları kimse çarpıtmasın.
KILIÇDAROĞLU ÇARPIM TABLOSUNU GÖZDEN GEÇİR
2002'de Merkez Bankası rezervini 27 milyar dolar olarak aldık, bugün 91 milyar dolar. Bunlar gittiler IMF'nin kapısında borç talep ettiler. Ne kadar borç bıraktılar 23.5 milyar dolar. Şimdi borcumuz 2.3 milyar dolar, yani 10'da 1. Bu gerçeği göreceksin, yavuz hırsızlık yapmanın hiç alemi yok. MHP Genel Başkanı, kendisi ekonomisttir, dört işlemi çok iyi bilir. Sıfırları siliyor, topluyor, bölüyor. İşlem tamam ama sonuç yanlış çıkıyor. 40. yılında iktidar demişti, hala hesap uymadı. CHP Genel Başkanı da hesap uzmanıdır ama dört işlem konusunda ciddi sorunları var. Kademeli eğitimi eleştirirken 4+4 8 değildir, 8 bölü 2'dir diyor. Çünkü işlem de yanlış, sonuç da yanlış. Okul dönemlerinde belli ki dersi kaynatmak için her yola başvurmuşlar. Bugün Meclis'i kırıp Tandoğan'a gidenler belli ki okulu kırıp haylazlığa gitmişler. Her seçimde bütünlemeye kalıyorlar ama ders almıyorlar. Kılıçdaroğlu'na abaküsle dört işlemi çalışmasını, çarpım tablosunu yeniden gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Torunlarıma aldım faydalı oldu. Bunu kesintisiz yapmasına gerek yok arada tenefüse çıkarak çalışabilir."
MUHALEFETİN RAKAMLARLA ARASI İYİ DEĞİL
Muhalefet genel başkanların rakamlarla arası iyi değildir. Allah var, MHP genel başkanı ki kendisi bir ekonomisttir, dört işlemi çok iyi bilir. Bildiğiniz gibi sıfırları siliyor, topluyor, çarpıyor, bölüyor. Gerçi işlem tamam ama sonuç yanlış çıkıyor. 40. yılında MHP iktidar demişti, evdeki hesap çarşıya uymadı.
CHP genel başkanı da biliyorsunuz hesap uzmanıdır. Ama dört işlem konusunda onun ciddi sorunları var. Önceki gün Antalya’da kademeli eğitimi eleştirirken, diyor ki “4+4 sekiz değildir. Sekiz bölü ikidir.” Çünkü denklem en baştan yanlış, işlem de yanlış sonuçta yanlış. Belli ki dersi kaynatmak için her yola başvurmuşlar.
ABAKÜS ÖNÜNDE ÇALIŞ
Bugün Meclis’i kırıp Tandoğan’a gidenler, belli ki okulu asıp haylazlığa gitmişler. Her seçimde bunlar bütünlemeye kalıyorlar ama maalesef ders almıyorlar. Bir abaküs önünde dört işleme tekrar çalışmasını, dört işlemi gözden geçirmesini tavsiye ediyorum. Ben torunlarıma aldım, baya faydalı oldu. Tahmin ediyorum ki bundan istifade edecektir. Bunu kesintisiz yapmasına gerek yok, arada bir kademeli olarak da teneffüse çıkabilir.
12 EYLÜL DAVASININ TABİİ TARAFIYIZ
12 Eylül davasına hükümet olarak müdahil olma kararı aldıklarını hatırlatan Erdoğan "Bu davanın tabii tarafı olduğumuza inanıyoruz. Dava açılabilmesine ilişkin süreci de biz başlatmıştık. Yakından takip edeceğimiz bu davanın ülkemiz için hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyorum" dedi.
İRAN'DAKİ NÜKLEER ÇALIŞMALARA KARŞI ÇIKMAK AYRIMCILIK
Barışçıl amaçlarla nükleer tesis kurulmasını desteklediklerini hatırlatan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Nükleer silah çalışmasına aynı şekilde karşı çıkıyoruz. İsrail'in nükleer silah sahibi olmasına göz yumanların, nükleer araştırmalara karşı çıkmasının doğru olmayacağını ifade ettik. Bu ayrımcılıktır. Kore sonrası uğradığımız İran'da bunları paylaştık. Nükleer silaha karşı olduklarını, barışçıl amaçlı nükleer çalışma yaptıklarını ifade ettiler."
SURİYE'DEKİ GAZETECİLER İÇİN GİRİŞİMLER SÜRÜYOR
İstanbul Zirvesi'nde Esed'in güvenilmez lider olduğunun bir kez daha vurgulandığını belirten Erdoğan, BM Güvenlik Konseyi'nin zalime dolaylı destek verdiğini ifade etti. Erdoğan, "Suriye halkı ölürken eli kolu bağlı beklemek zulme ortak olmak demektir. Evlatları ölmüş, torunları öldürülmüş bir yaşlı nine bizim kampta. Bunlar yaşanıyor. Boğazları kesilerek öldürülen Suriyeliler var şu anda Suriye'de. Mevcut rejimin ağzında tek şey var: Terörist. Biz Türkiye olarak Suriye'ye insanı yardım ulaştırılması için çabaları sürdüreceğiz. Suriye halkına söz verdik, 'yalnız değilsiniz' dedik. Suriye halkını kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Suriye'de tutuklu olan gazeteciler için girişimleri sürdürüyoruz. Derhal bırakılması için çalışmaları hassasiyetle sürdürüyoruz" dedi.
CHP'NİN MASKESİ TUZLA BUZ OLDU
4+4+4 düzenlemesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Başbakan şunları kaydetti: "1950'de Adnan Menderes ve arkadaşlarının ezanı aslına döndürmeleri ne kadar muhteşemse, cuma günü sizin yaptığınız düzenleme de en az o kadar önemlidir. Statükoya, CHP'ye gereken cevabı bir kez daha verdiğiniz için hepinizi kutluyorum. CHP'nin yeni Genel Başkanı iki yıl boyunca her yolu mübah gören bir potilika izledi. 27 Mayıs'la yüzleşiyormuş gibi yaptı, 28 Şubat'ı eleştiriyormuş gibi yaptı. CHP'nin geçmişiyle 'gurur duyuyorum' dedi. Kılıçdaroğlu'nun kendi tarihiyle yüzleşme çabasının ne kadar samimiyetsiz olduğu ortaya çıkmıştır. Kesintisiz eğitimi, 28 Şubat'ı savunarak özüne döndü. Kesintisiz eğitimi şiddet kullanarak engellemeye çalışan CHP'nin yüzündeki değişim maskesi yere düşmüş tuzla buz olmuştur. CHP statükoya sıkı sıkıya sarılan bir parti olduğunu gösterdi.
MİSLİYLE İADE EDİYORUM
CHP'nin lideri ve sözcüleri 'kafasının içinde beyin taşımayanlar, cahil adam' dediler. 'Genel Kurul'a silahla gireriz' dediler. Çok daha küstahlaştılar. 'Siz Müslüman olmayı önce Allah'a sonra CHP'ye borçlusunuz' dediler. Bu dili, hakaretleri onlara misliyle iade ediyorum. Kendi ülkesinin başbakanına cahil diyen, Fransa Cumhurbaşkanı'na methiye düzen CHP Genel Başkanı'nı önce Allah'a sonra da CHP seçmenine havale ediyorum. Kılıçdaroğlu, sen 'kafasının içinde beyin yok' sözünü seloteyp fırlatan grup başkanvekiline söyle. Bize Hitler benzetmesini defalarca yaptı. Şimde ben ona ibretlik bir vesika göstereceğim. 1939 tarihli bir kararname. Alman devlet reisi Hitler'in 50. senesi nedeniyle yapılacak merasime hükümet adına Ali Fuat Cebesoy'un reisliğinde Genelkurmay 2. Başkanı Asım Gündüz, Falih Rıfkı Atay'dan bir heyet gönderilmesi 11.04.1939 tarihinde onanmıştır. İmza Reisi Cumhur İsmet İnönü. İmza Hasan Ali Yücel. İmza Ali Çetinkaya, nam-ı diğer 'Kel Ali'. O dönemden iki gazete gösteriyorum. Başlık 'Milli şefimizle Führer arasında samimi tebrikler' Bundan daha önemli delil olur mu? Gazete malum Cumhuriyet. Kemalist Türkiye'den faşist İtalya'ya selam. Altında İnönü'nün İtalya'ya gideceği yazıyor. İşte CHP budur. CHP Genel Başkanı Hitler sevdalısı arıyorsa gitsin gurur duyduğu CHP tarihine baksın orada bulur.
BU SULAR SİZİN BOYUNUZU AŞAR
Bize oyalı kılıf içindeki Kur'an-ı Kerim'den bahsediyor. Kılıçdaroğlu, bir süs eşyası değil, o bir ilham kaynağıdır. Öyle güzel kılıflarda süsleyerek vitrine koyulacak bir obje değildir. Sana bu aklı kim veriyorsa bunları iyi seç. Bu sular sizin boyunuzu aşar, boğulursunuz. Birileri sizin kulağınıza politika malzemesi yapmak için Sıffin savaşını fısıldamış. İki taraf da Sahabe-i Kiram orada.
GÖYA ÖĞRETMEN KİTLESİ
Bu millet sizin devrinizde Kur'an'ı küplere sakladı. CHP 1940'larda bu ülkenin dinini öğrenmesini engelledi. Menderes gümbür gümbür geldiyse bundan dolayı geldi. Göya öğretmen kitlesi, üç gün boyunca Ankara'yı savaş alanına çevirmek istediler. CHP ve BDP'li vekiller bunlara destek verdi. Onlar sokakta cam-çerçeve kırarken, vekiller milletin iradesini tecelli ettirdi."