CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin, Tanrıkulu'nun söylemiş olduğu şeylere katıldığını belirterek, Türkiye'nin bu yasakçı zihniyetten çok çektiğini söyledi. Tekin, demokratik çerçeve içerisinde her şeyin konuşulabileceğini dile getirdi.
Ankara'da partisinin Çayyolu Temsilciliği'ni ziyaret eden Tekin, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. İstanbul ve Hakkari il başkanlarının alınıp alınmayacağına ilişkin bir soruya Tekin, bireysel şu il ya da bu il ile ilgili herhangi bir tasarruflarının söz konusu olmadığını ifade etti. Olaya bir bütün olarak baktıklarını anlatan Tekin, il ve ilçelerin üretken hale gelmesi için genel merkez olarak bütün çabayı sarfedeceklerini kaydetti. Bütün çabalara rağmen arkadaşlarının buna uymaması halinde ise elbette gerekenin yapılacağının altını çizen Tekin, her siyasi partide bunun yapıldığını ama özel olarak il seçilmediğini belirtti.
Tanrıkulu'nun açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Tekin, "Tanrıkulu'nun söylemiş olduğu şeye ben de katılıyorum. Türkiye ne çektiyse bu yasakçı zihniyetten çekti. Türkiye'de keşke 30-40 yıl önce her şey tartışılabilse, konuşulabilseydi. Bir şey yasakladığınız sürece onu sorun hale dönüştürürsünüz. Tartışılmak ya da Türkiye'nin sorunlarının konuşulması, tartışılması Türkiye'nin aleyhine değil lehinedir bence. Onun için tartışılmaktan korkulmaz. Demokratik çerçeve içerisinde her şey konuşulabilir." karşılığını verdi.
"BAŞBAKAN NERDE NE SÖYLEYECEK DİYE KORKU İÇİNDEYİZ"
Basın mensuplarına 'AKP ile ilgili sorunuz yok mu?' diyerek seslenen Tekin, CHP'nin içine kadar girildiğini söyledi. "Basının mutlaka özgür olması lazım, siyasetin özgür olması lazım." diyen Tekin, siyasetin dilinin değişmesi gerektiğini belirtti. Savaşan dil değil gerçekten barışçı bir dil olmasını isteyen Tekin, "Ben zaman zaman liderleri dinliyorum, gerçekten dehşet verici. Özellikle sayın Başbakan, acaba nerden ne söyleyecek diye, böyle bir korku içindeyiz. Geçmiş yıllarda Türk siyasetine baktığımızda bir mizahçı dil vardı. Türk siyaseti kaçak güreşiyor, sahada güreşmiyor. İnşallah bundan sonra sahada güreşir vaziyete getiririz." dedi.
Bir partilinin, Başbakan'ın 'Terör belasından kurtulması halinde özel sektörün bölgede yatırım yapacağına' ilişkin sözlerini hatırlatması üzerine Tekin, "Sayın Başbakan'ın temennisi elbette hepimizin temennisidir. Keşke iş dünyası o bölgeye gidip yatırım yapabilse. Ama sayın Başbakan kendi partisini koruyamamış. Kendi partisi eğer güvenlik görevlileri tarafından kum torbaları arkasında korunur bir vaziyete gelmişse, siz orda iş dünyasına 'hadi gidin orda fabrika yapın' diyebilir misiniz?" şeklinde konuştu.
2011 yılına ilişkin temennilerini de açıklayan Tekin, 2011 yılının savaş dili değil barış dili olmasını istedi. Üretken bir dil olması gerektiğini dile getiren Tekin, şöyle devam etti: "Ama sayın Başbakan'ımızın üslubu bu. Bu üslup içerisinde davranıyor. Umarım 2011 yılında siyasetçiler üsluplarını değiştirir. Önce sayın Başbakan bu üslubu değiştirmesi gerekiyor."
Başbakan'ın verdiği müjdelere ilişkin ise Tekin, çok müjdeler gördüklerini, ama bunların hiçbirinin hayata geçmediğini ileri sürdü. Müjdenin seçime yönelik olduğunu iddia eden Tekin, "Keşke iki yıl önce uygulanabilseydi. Olması gerekir, inşallah hayata geçirirler. Seçime yönelik, Türk seçmeni bilinçli seçmen, bunların etkili olacağını zannetmiyorum." dedi.
Tanrıkulu'nun sözlerinin tekrar hatırlatılması üzerine Tekin, son derece gayet güzel ve olumlu, CHP'ye yakışır cevap verildiğini söyledi. Soruna ilişkin CHP'nin hazırladığı 89 raporunu hatırlatan Tekin, genel başkanlarının bu raporun yeterli olmadığını, geliştirilmesi gerektiğini söylediğini aktardı.
Hükümetin başlattığı demokratik açılım kapsamındaki paketin kapalı olduğunu ve içeriğini hiç kimsenin bilmediğini savunan Tekin, o paketin içinde ne olduğunun bilinmesi halinde kendi düşüncelerini söyleyeceklerini ifade etti. Sorunun bir an önce çözülmesinin mümkün olmadığının altını çizen Tekin, uzun yılları içeren bir sorun olduğunu belirterek paketi merak ettiğini ifade etti. Bölgede yaşananlar hakkında hükümetin bilgi vermediğini iddia eden Tekin, coğrafyada neler olduğu konusunda bir şey bilmediklerini kaydetti. Tekin, teşkilatlarla ilgili bir soruya da "Tüketen örgüt değil üreten örgüt yaratmak istiyoruz." karşılığını verdi. Cihan