CHP'lilere uyarı
İzninizle size bir soru sorayım.
Eğer Hasdal Cezaevi'nde yatan generaller “zimmete para geçirmek” suçundan sanık olsalardı, Genelkurmay Başkanı bütün Kuvvet Komutanlarıyla birlikte onları ziyarete gider miydi?
Gitmezdi.
Neden?
Çünkü “zimmete para geçirme” yüz kızartıcı bir suç ve “suçları” henüz sabit olmasa da böyle bir suçun sanıklarıyla kendi aralarında bir ilişki kurulmasını istemezdi.
Peki, “zimmete para geçirme” suçunun sanıklarını ziyaret etmeyecek olan Genelkurmay Başkanı, “darbe sanıklarını” niye ziyaret etti?
İşte bu sorunun cevabı bütün yakın tarihimizin özeti.
Generaller, “darbe hazırlamayı” yüz kızartıcı bir suç olarak görmüyorlar.
Kendi halkının verdiği silahı halkına çevirerek darbe yapmanın alçakça bir iş olduğunu kabul etmiyorlar.
Darbenin, halka ihanet anlamına geldiğini kavramıyorlar.
Onlar bu gerçeği kavramıyor ama halkın büyük çoğunluğu darbenin alçaklık anlamına geldiğini biliyor ve darbecilerden nefret ediyor.
22 temmuzda AKP'ye verilen yüzde 47'lik oy da, referandumda çıkan yüzde 58'lik “evet” de darbeye ve darbecilere duyulan nefretin boyutlarını gösteriyor.
Peki, Ergenekon ne?
Ergenekon, darbeye giden yolun kaostan geçtiğini bilen asker ve sivil görevlilerin oluşturduğu, cinayetlerle, suikastlarla, bombalamalarla ülkenin istikrarını bozmayı hedefleyerek harekete geçen bir örgüt.
Başbakan Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na verdiği harika cevapta söylediği gibi Ergenekon'u, “Taksim Meydanı'nda, Sivas'ta, Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Gazi Mahallesi'nde,DanıştayCinayeti'nde, Diyarbakır'da” görebilirsiniz.
Gerek CHP, gerekseCHPyandaşı medya “Ergenekon'u ve darbeleri” savunmak için elinden geleni yapıyor, Kılıçdaroğlu işi “Ergenekon'a üye olacağını” söylemeye kadar götürüyor.
Dün Sabah gazetesinde Mahmut Övür'ün yazdığına göre bununla da kalmıyor, Güneydoğu'da Susurluk sanıklarından Bucak'ın yakınlarını ve ünlü korucu ailesi Tatarların önde gelen isimlerinden birini aday göstermeye hazırlanıyor.
Ergenekon'a Susurluk'u da katıyor.
Bu ülkede, AKP'yi “silahla devirmeyi” destekleyen bir kitle var ama bu bir azınlık, onları kendi safınıza çekmek için darbecileri, Ergenekoncuları, Susurlukçuları koruyabilirsiniz, onların oylarını alabilirsiz ama asla iktidar olamazsınız.
Buna karşılık, normalde AKP'ye oy vermeyecek olan ama darbelerden, darbecilerden nefret eden, darbenin ve Ergenekon'un “ölüm” anlamına geldiğini bilen bir kitleyi de AKP'ye itersiniz ve AKP'nin zaten yüksek olan oylarını patlatır, yüzde ellileri zorlamasını sağlarsınız.
Kılıçdaroğlu ile yandaşı medya kendilerini parçalasa da bu halkın büyük çoğunluğunu darbecilerin ve Ergenekon'un olmadığına ikna edemez, insanlar bu ülkede yaşananları ve o yaşananların arkasında kimlerin olduğunu biliyor.
Ergenekon'u ve darbecileri savunarak “silahı siyasete sokan” bir zihniyet, sadece AKP'ye hizmet eder.
CHP ve CHP yandaşı medya bu akılla giderse,Başbakan Erdoğandaha güvenle hareket eder, “silahtan nefret edenlerin” kendisini desteklemeye mecbur olduğunu görerek rahatça milliyetçileşip MHP'yi barajın altına itmeye uğraşır.
Ve, planları tutarsaAKP400 milletvekiliyle gelir.
Ondan sonra Erdoğan belki askerle anlaşır ve “tek adam” rejimini kurmayı aklından geçirir, belki demokrat bir anayasa yapar, hangisini tercih edeceğini bilemeyiz ama kaderimiz Erdoğan'ın tercihine kalır.
Şu anda Kılıçdaroğlu'nun böyle bir tehlikeye aldırdığını sanmıyorum.
O iktidar olmaktan çoktan ümidini kesmiş, panik içinde oylarını yüzde yirmi beş düzeyinde tutarak CHP liderliğini sürdürmeye uğraşıyor.
Başka hiçbir derdi yok.
Erdoğan'a “tek adamlığa” giden yolu açmak umurunda bile değil.
Peki, bu ihtimal CHP'li medyanın da umurunda değil mi?
Onlar da Kılıçdaroğlu'nun “CHP lideri” kalması karşılığında Erdoğan'a “başkanlığın ve tek adamlığın” yolunu açmayı istiyorlar mı?
Eğer Kılıçdaroğlu'yla el ele vererek Ergenekon'u ve darbecileri savunmayı sürdürürlerse, halkı bu denli korkutur ve öfkelendirirlerse Erdoğan'a büyük bir zafer armağan edecekler.
Benden söylemesi, bu politikaları sonucunda Erdoğan büyük bir zafer kazanırsa hiç öyle “göbeğini kaşıyan” adamı, “bidon kafalıları” falan suçlamaya kalkmasınlar, kendi göbekleriyle kendi kafalarına baksınlar.
Herşeyin farkında olan halkın değil, kendi kafalarının “bidonluğundan” bu sonucu yaratacaklar.
AHMET ALTAN - TARAF
İzninizle size bir soru sorayım.
Eğer Hasdal Cezaevi'nde yatan generaller “zimmete para geçirmek” suçundan sanık olsalardı, Genelkurmay Başkanı bütün Kuvvet Komutanlarıyla birlikte onları ziyarete gider miydi?
Gitmezdi.
Neden?
Çünkü “zimmete para geçirme” yüz kızartıcı bir suç ve “suçları” henüz sabit olmasa da böyle bir suçun sanıklarıyla kendi aralarında bir ilişki kurulmasını istemezdi.
Peki, “zimmete para geçirme” suçunun sanıklarını ziyaret etmeyecek olan Genelkurmay Başkanı, “darbe sanıklarını” niye ziyaret etti?
İşte bu sorunun cevabı bütün yakın tarihimizin özeti.
Generaller, “darbe hazırlamayı” yüz kızartıcı bir suç olarak görmüyorlar.
Kendi halkının verdiği silahı halkına çevirerek darbe yapmanın alçakça bir iş olduğunu kabul etmiyorlar.
Darbenin, halka ihanet anlamına geldiğini kavramıyorlar.
Onlar bu gerçeği kavramıyor ama halkın büyük çoğunluğu darbenin alçaklık anlamına geldiğini biliyor ve darbecilerden nefret ediyor.
22 temmuzda AKP'ye verilen yüzde 47'lik oy da, referandumda çıkan yüzde 58'lik “evet” de darbeye ve darbecilere duyulan nefretin boyutlarını gösteriyor.
Peki, Ergenekon ne?
Ergenekon, darbeye giden yolun kaostan geçtiğini bilen asker ve sivil görevlilerin oluşturduğu, cinayetlerle, suikastlarla, bombalamalarla ülkenin istikrarını bozmayı hedefleyerek harekete geçen bir örgüt.
Başbakan Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na verdiği harika cevapta söylediği gibi Ergenekon'u, “Taksim Meydanı'nda, Sivas'ta, Çorum'da, Kahramanmaraş'ta, Gazi Mahallesi'nde,DanıştayCinayeti'nde, Diyarbakır'da” görebilirsiniz.
Gerek CHP, gerekseCHPyandaşı medya “Ergenekon'u ve darbeleri” savunmak için elinden geleni yapıyor, Kılıçdaroğlu işi “Ergenekon'a üye olacağını” söylemeye kadar götürüyor.
Dün Sabah gazetesinde Mahmut Övür'ün yazdığına göre bununla da kalmıyor, Güneydoğu'da Susurluk sanıklarından Bucak'ın yakınlarını ve ünlü korucu ailesi Tatarların önde gelen isimlerinden birini aday göstermeye hazırlanıyor.
Ergenekon'a Susurluk'u da katıyor.
Bu ülkede, AKP'yi “silahla devirmeyi” destekleyen bir kitle var ama bu bir azınlık, onları kendi safınıza çekmek için darbecileri, Ergenekoncuları, Susurlukçuları koruyabilirsiniz, onların oylarını alabilirsiz ama asla iktidar olamazsınız.
Buna karşılık, normalde AKP'ye oy vermeyecek olan ama darbelerden, darbecilerden nefret eden, darbenin ve Ergenekon'un “ölüm” anlamına geldiğini bilen bir kitleyi de AKP'ye itersiniz ve AKP'nin zaten yüksek olan oylarını patlatır, yüzde ellileri zorlamasını sağlarsınız.
Kılıçdaroğlu ile yandaşı medya kendilerini parçalasa da bu halkın büyük çoğunluğunu darbecilerin ve Ergenekon'un olmadığına ikna edemez, insanlar bu ülkede yaşananları ve o yaşananların arkasında kimlerin olduğunu biliyor.
Ergenekon'u ve darbecileri savunarak “silahı siyasete sokan” bir zihniyet, sadece AKP'ye hizmet eder.
CHP ve CHP yandaşı medya bu akılla giderse,Başbakan Erdoğandaha güvenle hareket eder, “silahtan nefret edenlerin” kendisini desteklemeye mecbur olduğunu görerek rahatça milliyetçileşip MHP'yi barajın altına itmeye uğraşır.
Ve, planları tutarsaAKP400 milletvekiliyle gelir.
Ondan sonra Erdoğan belki askerle anlaşır ve “tek adam” rejimini kurmayı aklından geçirir, belki demokrat bir anayasa yapar, hangisini tercih edeceğini bilemeyiz ama kaderimiz Erdoğan'ın tercihine kalır.
Şu anda Kılıçdaroğlu'nun böyle bir tehlikeye aldırdığını sanmıyorum.
O iktidar olmaktan çoktan ümidini kesmiş, panik içinde oylarını yüzde yirmi beş düzeyinde tutarak CHP liderliğini sürdürmeye uğraşıyor.
Başka hiçbir derdi yok.
Erdoğan'a “tek adamlığa” giden yolu açmak umurunda bile değil.
Peki, bu ihtimal CHP'li medyanın da umurunda değil mi?
Onlar da Kılıçdaroğlu'nun “CHP lideri” kalması karşılığında Erdoğan'a “başkanlığın ve tek adamlığın” yolunu açmayı istiyorlar mı?
Eğer Kılıçdaroğlu'yla el ele vererek Ergenekon'u ve darbecileri savunmayı sürdürürlerse, halkı bu denli korkutur ve öfkelendirirlerse Erdoğan'a büyük bir zafer armağan edecekler.
Benden söylemesi, bu politikaları sonucunda Erdoğan büyük bir zafer kazanırsa hiç öyle “göbeğini kaşıyan” adamı, “bidon kafalıları” falan suçlamaya kalkmasınlar, kendi göbekleriyle kendi kafalarına baksınlar.
Herşeyin farkında olan halkın değil, kendi kafalarının “bidonluğundan” bu sonucu yaratacaklar.
AHMET ALTAN - TARAF