CHP'de fırtına tarihi

CHP’de “ideolojik” ayrışma, yaz döneminde yapılması beklenen seçimli kurultaydan önce Meclis’teki yeni anayasa çalışmasında ortaya çıkacak

Kılıçdaroğlu ve Baykal’ın söylemini dikkate alan milletvekilleri arasında “ciddi bir ayrışma” yaşanması bekleniyor. CHP’de çifte kurultay,muhalefetin tasfiyesi ve “ayrışmayadabölünmenin” başlangıcı tartışmasına neden oldu. Ancak iki tüzük kurultayı, “kurultaylar partisi” CHP’de, ayrışmayı dinamitleyecek temel etken niteliği taşımıyor. Çifte tüzük kurultayı parti içinde zaten bilinen “cepheleri”, kamuoyuna “fotoğraflarla” yansıttı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkan Deniz Baykal ve eski Genel SekreterÖnder Sav ile ekipleri, Baykal’ın genel başkanlık koltuğundan ayrılmasından bu yana net şekilde ayrılmış durumda. CHP’de beklenen “ideolojik” ayrışma, haziran ya da temmuzda olması beklenen seçimli olağan kurultaydan da önce Meclis’teki yeni anayasa çalışmasında ortaya çıkacak. 1 Mayıs itibariyle anayasa taslak metni yazımına başlanacak.

METİN HAZIRLANACAK

Partilerin önerilerimasaya yatırılacak. CHP’deki “Kemalist”, “özgürlükçü”, “ulusalcı”, “sağcı”, “Kürtçü” olarak adlandırılan tümcepheler, o zaman net şekilde ortaya çıkacak. Kılıçdaroğlu, bütün bu grupları tatmin edecek “ortak metni” çıkarma noktasında genel başkanlık sınavı verecek. Bu nedenle aslında kurultaylardan ziyade yeni anayasa çalışması, CHP’de “keskin viraj” niteliği taşıyor. CHP’deKılıçdaroğlu ve Baykal’ın söylemini dikkate alanmilletvekilleri arasında yeni anayasa çalışmaları sırasında “ciddi bir ayrışma” yaşanması bekleniyor.

CHP’de Merkez Yönetim Kurulu, grup başkanvekilleri, uzlaşma komisyonunda görevli milletvekilleri ile partinin hukukçu kökenli milletvekillerinin ortak çalışması ile hazırlanacak metin, partinin yetkili organlarında tartışmaya açılacak.Kurultaylardan sonra en yetkili organ konumundaki PM’den çıkacak metin, ardından milletvekili grubunda ele alınacak. Grup onayının ardındanKılıçdaroğlu’nun kamuoyuna CHP’nin kırmızı çizgilerini açıklaması bekleniyor. Onayın sağlanması konusunda kurultay salonuna yansımayan ciddi tartışmalar, milletvekilleri arasında yaşanacak.

ANADİL ‘YUMUŞAK KARIN’

Kılıçdaroğlu, tüzük kurultaylarının ardından söyleminin temelini oluşturan “özgürlük ve demokrasi” kavramlarını yeni anayasa çalışmalarına da yansıtmak istiyor.Önceki beyanlarında, Anayasa’nın “ilk üç maddesi” dışında “vatandaşlık tanımı” dahil her değişiklik önerisine açık oldukları”mesajını verdi. Ancak CHP içinde kendilerini “Kemalist” ya da “ulusalcı” isimler olarak tanımlayan vekiller, ilk 3madde dışında vatandaşlık tanımının da aralarında bulunduğumaddelerle ilgili hassasiyete sahip.Vatandaşlık tanımı dışında “ana dilde eğitim” de parti içinde uzlaşma sağlanamayan diğer başlık.

BAYKAL BEKLİYOR

Bu noktada Baykal’ın tavrı,Kılıçdaroğlu’na karşımilletvekili grubu arasında “alternatif”merkez oluşturacak. Baykal’ın, CHP’nin “anayasa politikasının” ortaya çıkmasının ardından net şekilde tavır alması bekleniyor. Baykal’ın “uyarıcı” nitelikli açıklamalarının, “yeni” milletvekillerinin bir bölümünü de eski CHP lideri çevresinde toplayacağına işaret ediliyor.

Kılıçdaroğlu ‘ gönüllü’ toplanmadı

Baykal ve Sav cepheleri, Kılıçdaroğlu’nun liderlik koltuğuna oturduğundan bu yana ertelediği tüzük değişiklerinin “362 imzacının girişimi ile gerçekleştiğini” savunuyor. Kılıçdaroğlu 12 Haziran seçimlerinin ardından tüzük kurultayını kasım ayında yapacağını net şekilde beyan etmesine rağmen harekete geçmezken, “genel başkan merkezli Baykal tüzüğünü” değiştirmeyi sürekli erteledi ve son somut tavrını 22 Aralık’taki PM toplantısında gösterdi. Muhaliflerin kurultay önergesi Kılıçdaroğlu’nun “işareti” ile PM’dereddedildi. Kılıçdaroğlu, muhalefetin “imzatoplamayacağı” öngörüsüyle hareket etti ancak muhalifler 362 imzayakolay ulaştı.

BAYKAL'DAN İNCE GÖNDERME

‘Üzülenler unutsun sevinenler mıncıklamasın’

Deniz Baykal, CHP’nin 16 ve 17. olağanüstü kurultaylarına ilişkin TBMM’de gazetecilerin sorularını yanıtladı. Her iki kurultayın da hayırlı olmasını temenni eden Baykal, yönetimdeki arkadaşlarına başarılar diledi. Şimdi artık kurultayların arkada kaldığını ifade eden Baykal, ‘’Önümüzde yeni bir dönem var. Herkesin kurultayı artık kafasından çıkarması gerektiğine inanıyorum” dedi. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: “Kurultayda yaşanan gerginlikleri, buna üzülen arkadaşlarımız unutsunlar. Kurultaydan yapay sevinç çıkarmaya çalışanlar, bunu fazla mıncıklamasınlar. Önümüzde ciddi görevler var, bu görevlere hazırlanmalıyız. Herkesin, hepimizin görevi CHP’yi önümüzdeki dönemde daha başarılı noktaya taşımaktır. Bu konuda üzerimize düşen her görevi, sorumluluğu yerine getirmektir. Bu doğrultuda bir anlayışın, tüm partimize egemen olacağını umut ediyorum. Ben elimden geldiğince bu anlayışın oturması için üzerime düşeni yapmaya çalışacağım. Bu kurultayları öyle düzenleyen, bu sonuçtan mutlu olan arkadaşlara, bunun hayırlı olmasını ifade ediyorum. Partimizin, önümüzdeki dönemde başarılı olması için herkesin artık geçmişi bırakıp, geleceğe yönelmesi gerektiğini düşünüyorum.’’

Muhalefet ‘yenilgi’ olarak algılamıyor

Partinin, örgüt ve delege yapısını ilgilendiren yeni tüzük çalışmaları ise haziran ya da temmuz aylarında yapılması beklenen genel başkan seçimli kurultayı ilgilendiriyor. Bu noktada iki kurultayı boykot çağrısı yapan ancak sonuç alamayan muhalefet, “çarşaf liste” getiren yeni tüzüğün kabulünü, Kılıçdaroğlu’na karşı “yenilgi” olarak algılamıyor. Çarşaf tüzük, parti yönetimine girmenin yolunu açan bir yöntem. Bu yöntemle kurultay salonunda çok sayıda “anahtar” liste çıkıyor ve delegeler istedikleri isimleri yazarak Parti Meclisi’ni belirliyor. Çarşaf listede, öteden beri mevcut yönetimdekiler “en çok çizilen isim” oluyor. Genel Merkez yeni tüzük yürürlüğünü de, “tarihi belli olmayan” 34. Kurultay’a bırakmak istiyordu ancak delegenin tepkisini çeker endişesi üzerine yürürlük tarihi 1Mart olarak belirlendi. Bu iki değişikliği “kazanım” olarak gören muhalefet, “yeter imza olmadan kurultay toplandı” iddialarına rağmen yargıya gitmedi. Baykal da aslında dün “yapay sevinç” tanımlaması yaparak ‘bu kazanımlarıı’, “fazla mıncıklamayın” diyerek de ‘imza iddialarına’ işaret etti.

İkinci adamlar ‘köpürttü’

Muhaliflerin yeter sayıda imza toplamasının ardından Kılıçdaroğlu yönetimindeki “ikinci adamlar” devreye girerek, Kılıçdaroğlu’na muhalefetin “asıl niyetinin” genel başkan değişimi olduğunu, kurultay gündemini değiştirerek seçimli kurultaya gidecekleri “telkini” yapmaya başladı. Tüzüğün “olağanüstü kurultay gündemini değiştirmeye imkan vermemesine” rağmen, ikinci adamların bu argümanla “süreci köpürtmesi”, parti içi cephelerin erken kamuoyuna yansımasına neden oldu. Kurultay çağrısı yapmamasının Yargıtay Başsavcılığı’na kadar gideceği bilgisine de sahip olan Kılıçdaroğlu, ikinci adamların “genel başkanlık” uyarısı ile beraber manevra yaparak daha önce parti tarihinde görülmemiş “çifte kurultay” sürecini başlattı. Kendisi de tüzük yetkisine dayanarak olağanüstü kurultay çağrısı yaptı. İkinci adamların süreçteki etkinliğinde “yönetimdeki yerleri koruma kaygısı” ile delegenin “yerel seçimlerde adaylık beklentisi”, Kılıçdaroğlu’na çifte tüzük kurultayında desteği artıran en önemli iki etken oldu.

HABER ANALİZ: EZELHAN ÜSTÜNKAYA-BUGÜN GAZETE
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Perde Arkası Haberleri