ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, yeni asgari ücrete ilişkin, "Ülkenin şartlarına uygun değildir. Nitekim işçi kesimi de bu ücreti reddetmiştir." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında, video konferans aracılığıyla toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, 2020'nin son MYK toplantısının yapıldığını, her yıl bitiminin aynı zamanda bir hesap çıkarma ve muhasebe yapma zamanı olduğunu belirtti.
Öztrak, Türkiye'nin deprem, çığ faciası, sel, orman yangını gibi olaylar nedeniyle büyük acılar yaşadığını, koronavirüs salgınının ise 2020'ye damgasını vurduğunu, hayatı altüst ettiğini ifade etti.
Türkiye'de ilk vakanın mart ayında tespit edildiğini, o günden bu yana 19 bin 878 vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Öztrak, hükümetin salgını yönetemediğini, salgın istatistiklerini cilalamaya kalktığını ileri sürdü.
Öztrak, insanların gerekli önlemleri zamanında alınmasının engellendiğini, bu nedenle binlerce kişinin hayatını kaybettiğini iddia etti.
Aşı konusunda da kötü bir yönetim sergilendiğini, aşı gelmeden önce KDV'sinin belirlendiğini savunan Öztrak, aşıların hala ortada olmadığını söyledi.
Öztrak, pek çok ülkede aşılamanın başladığını, bu konuda kaybedilen her dakikanın ülkenin zarar hanesine yazıldığını vurguladı.
Avrupa basınının Türkiye'nin, Çin ile Uygur Türklerinin iadesine dair bir anlaşma imzaladığı haberleriyle çalkalandığına dikkati çeken Öztrak, şöyle devam etti:
"Ama saraydan ve bekçisinden çıt çıkmıyor. 13 Mayıs 2017'de Çin ile suçluların iadesi anlaşması imzalamışlar. Bu anlaşmayı 24 Nisan 2019'da TBMM'ye göndermişler. Meclis Başkanı bekletmeden, 26 Nisan 2019'da anlaşmayı kanun tasarısı olarak ilgili komisyona sevk etmiş. Çin Meclisi anlaşmayı onaylamış. Bu anlaşmayı Genel Kurula getirecek misiniz? Müslüman Uygur Türklerini Çin'e geri gönderecek misiniz? Onlara bu kötülüğü yapacak mısınız? Ne sarayın ne de bekçisinin bu konuda sessiz kalma hakkı vardır. Milletimize bunu açıklamak zorundadırlar."
Gelen aşıların uygulamasında, şeffaflık ve adaletin çok önemli olduğunun altını çizen Öztrak, dünyada faz-3 incelemelerini geçmiş iki aşı olduğunu, bunların da yeterince tedarik edilmediğinin anlaşıldığını anlattı.
Faik Öztrak, "Neden aşılarda gerekli çeşitlendirme yapılmadı? Neden üçüncü faz değerlendirmesinden geçmiş aşılardan yeteri sayıda alınamadı? Saraydan bu sorulara da yanıt bekliyoruz. Gelecek aşıların adaletli bir şekilde, hiçbir kayırma olmadan, en kırılgan gruplardan başlayarak planlı programlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Uyarıyoruz, aşıda torpil tam bir felaket olur." değerlendirmesinde bulundu.
- 9 ayda 905 bin çalışan işini kaybetti
Koronavirüs salgınının ekonomiye de büyük darbe vurduğunu belirten Öztrak, hükümetin bu süreçte millete ve esnafa gerekli desteği vermediğini söyledi.
Salgında ikinci zirveye rağmen esnafa 3 ay için günlük verilen 33 liranın hala ortada olmadığını öne süren Öztrak, esnafın bu parayla kirasını, faturasını ödeyemeyeceğini, eve ekmek götüremeyeceğini dile getirdi.
Salgının hemen başında açılan kredi musluklarıyla herkesin daha borçlu hale geldiğine işaret eden CHP Sözcüsü Öztrak, "Vatandaşın, esnafın, çiftçinin, KOBİ'nin bu borçları nasıl ödeyeceği 2021'in en büyük sorunlarından biri olacak." dedi.
Bu yılın 9 ayında 905 bin çalışanın mevcut işini kaybettiğini ifade eden Öztrak, en ağır darbeyi de tarım ve hizmetler sektörünün aldığını söyledi.
Son bir yılda gerçek işsiz sayısının 2 milyon 266 bin kişi artarak eylül ayında 10 milyon 249 bin kişiye ulaştığını belirten Öztrak, "çalışıyor" göründüğü halde iş başında olmayan 1 milyon 963 bin, toplam 12 milyon 212 bin işsiz bulunduğunu aktardı.
Öztrak, "Vatandaşın çift diplomalı evlatları işsizken, sahte diplomalı saray sosyetesine, dört ayrı yerden maaş geliyor. Üstüne üstlük sahte diplomaya, AK Parti Grup başkanvekilleri, Meclis kürsüsünden sahip çıkıyor. Cumhuriyet tarihinde, böyle bir çürüme, kokuşmuşluk ne görüldü ne de duyuldu." görüşünü savundu.
- "Sofra, çarşı, pazar yangın yerine döndü"
Sofranın, çarşının, pazarın yangın yerine döndüğünü, asgari ücretin artık ortalama ücret olduğuna işaret eden Öztrak, neredeyse herkesin asgari ücretle çalıştığını bildirdi.
Asgari ücret pazarlıklarının bugün itibarıyla sonuçlandırıldığını anımsatan Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP olarak biz, 'Asgari ücretten gelir vergisi alınmamalı ve net en az 3 bin 100 lira olmalı' dedik. Ama saray hükümeti pazarlıklardan sonra net asgari ücreti 2 bin 825 lira olarak açıkladı. Vergiden de vazgeçmedi. Bu zulümdür. Ülkenin şartlarına uygun değildir. Nitekim işçi kesimi de bu ücreti reddetmiştir. Bugün bu memlekette dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 517 lira. Yoksulluk sınırı ise 8 bin 198 lira. Ücretiyle geçinenlere açlık sınırının hemen üzerinde, yoksulluk sınırının da dörtte biri kadar bir asgari ücret vererek insanlarımız kirasını, faturalarını, eğitim, sağlık, ulaşım masraflarını nasıl ödeyecek? Bunu düşünüyor musunuz?
'Asgari ücret' adı üzerinde, en düşük ücret. Asgari düzeyde geçimini sağlayacak kadar maaş alan bir işçiden, nasıl gelir vergisi alıyorsunuz? Bunun teknik boyutu da var. Asgari ücretli gelirine göre en fazla dolaylı vergi yükünü taşıyan kesim. Zaten dolaylı vergiyi alıyorsunuz bari gelir vergisi almayın. Beş müteahhidin milyarlarca liralık vergi borçlarını affediyorsunuz, milyarlarca liralık ihaleleri adrese teslim etmeyi biliyorsunuz. Asgari ücretliden neden vergi alıyorsunuz?"
- CHP'li belediyelerde asgari ücretliye net 3 bin 100 lira
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'li belediyelere en az 3 bin 100 lira net asgari ücret uygulaması başlatılması için talimat verdiğini hatırlatan Öztrak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Belediyeler de devlet kurumu. Biz belediyelerimizde çalışanlara ayda net 3 bin 100 lira asgari ücret verebiliyoruz. Saray neden bunun altında kalıyor, bu sadece siyasi tercihtir. Başka hiçbir şey olamaz, kaynak var. Bu akşam Bakanlar Kurulundan sonra, Erdoğan'ın asgari ücreti 3 bin 100 lira yapmasını bekliyoruz. Her şeyi yapabiliyor. Aksi takdirde sayısını açıklamadıkları milyonlarca asgari ücretliyi değil, saray sosyetesine mensup dört maaşlıları, dolarla garanti verilen saray müteahhitlerini tercih ettikleri bir kere daha ortaya çıkacaktır."
Faik Öztrak, hükümetin 2020'de milli parayı "pul" ettiğini, dolar karşısında Türk lirasının değerini yitirdiğini savundu.
Bu yıl milli gelirin azaldığını, yıllar önce açıklanan 2023 hedeflerinin aşağı yönlü revize edildiğini belirten Öztrak, liyakatli bir yönetimle ekonomideki hedeflerin rahatlıkla yakalanabilecekken başarısız olunduğu görüşünü savundu.
CHP Sözcüsü Öztrak, hükümetin temel sorunlara çözüm bulamadığı için milletin gerçek gündemini değiştirmeye çalıştığını öne sürerek şöyle devam etti:
"Kuru gürültüyle milletin midesinin gurultusunu bastırırım zannediyor. Milletin meselelerini haber yapan basın yayın kuruluşlarına cezalar yağıyor. Yayın hayatına yeni başlayan ve tarafsız yayıncılık yapan Olay TV, daha bir ayını doldurmadan kapanıyor. Sarayın kibirlisi, ikram ettiği pestili yemek istemeyen kadın muhabire 'dayağı yersin ha' diyebiliyor. Diğer tarafta Anayasa Mahkemesi kararları, yerel mahkemeler tarafından uygulanmıyor. Ülkeyi yönetenler Anayasa'daki açık hükme rağmen 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları bizi bağlamaz' diyebiliyor. Saray, Anayasamızı bu tavrıyla tağyir, tebdil ve ilga ediyor. Anayasa'nın, hukukun, demokrasinin, basın özgürlüğünün askıda olduğu yerde, milletimize de askıda ekmek kalıyor."
- Basın mensuplarının sorularını yanıtladı
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Bir CHP milletvekilinin, 'Muğla'da öldürülen Pınar Gültekin'in ailesini aradığı ve davadan vazgeçmesini istediği' iddiası gündeme geldi. Bu iddia yalanlandı ama Genel Merkez olarak bu iddia ile ilgili tutumunuz nedir?" sorusunu cevaplayan Öztrak, "Bu tür olaylar karşısında hiçbir taviz vermeyiz. Bu tür olaylara hiçbir şekilde izin vermeyiz." dedi.
Bu tür iddiaların dayanağının olmaması halinde gerekli hukuki takibe başvuracaklarının altını çizen Öztrak, "Değerli milletvekili arkadaşımız açıklamasını yapmıştır. Milletvekili arkadaşımız, 'Taziyede bulunmak için aileyi aradım, topu topu bir buçuk dakika konuştum. Eğer bu iddialar ispat edilirse, CHP'den de milletvekilliğinden de istifa ederim.' diyor. Mesnetsiz iddiaların hukuki takibini yapacağız." ifadelerini kullandı.
Faik Öztrak, "İçişleri Bakanlığının yılbaşındaki kısıtlamalarla ilgili genelgesine göre, 'salgın, terör, trafik, asayiş gibi alanlarda sosyal medyaya yansıyabilecek her türlü olumsuz durumun siber suçlarla mücadele birimleri tarafından tespiti yapılacak ve müdahale edilecek'. Bu konuya ilişkin değerlendirmeniz nedir?" şeklindeki soruyu şöyle cevapladı:
"Öyle görüyorum ki İçişleri Bakanlığının sosyal medya konusundaki hassasiyeti her geçen gün bir başka zirveye ulaşıyor. Madem bu kadar hassassınız, 'gereğini yapacağız' diyorsunuz, sarayda hiçbir sosyal mesafe gözetilmeden gerçekleştirilen çalgılı, türkülü yemeklerle ilgili olarak neden gereğini yapmıyorsunuz? Burada salgın problemi var ve sosyal mesafe ihlal edilmiş. Ne yaptınız bununla ilgili? Trafik, asayiş, terör, salgın gibi konularla ilgili bir suç varsa, bunları tabii ki sosyal medyada takip edecekler. Bugün bu açıklamayı yapmalarının bir tek nedeni var; 'millet sosyal medyadan dahi birbirinin yeni yılını kutlamasın' istiyorlar. İnsanların yaşam biçimine müdahale etmekten vazgeçsinler. Bundan kimseye hayır gelmez."
"Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, derneklerle ilgili teklifte, 'İslami çalışmalara engel olunmayacağı' yönünde İçişleri Bakanlığından güvence aldıklarını yazdı. Bu yönde AK Parti'li bazı milletvekilleri, Meclis Genel Kurulunda hassasiyetlerini sorularla dile getirmişti. İslami çalışmalara engel olma ya da olmama kaygısı ne anlama geliyor?" sorusuna üzerine Öztrak, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Yandaşa kayyum yok ama bize, muhalefet eden diğer demokratik kitle örgütlerinin hepsine, 'dikkat etsinler kayyum getirebiliriz' diyor. Bu işin güvencesini İçişleri Bakanı mı veriyor? Bu yasa STK'leri susturma yasasıdır. Onun için de Meclis'te buna itiraz ediyoruz. İçişleri Bakanının keyfi kararlarıyla, mahkeme kararı olmadan hiçbir STK'ye kayyum atanmasını kabul edemeyiz. Bu ülkede demokrasi varsa, bu işlerin mahkeme kararıyla yapılması lazım."
"Bursa Osmangazi ilçe başkanıyla ilgili taciz iddialarına ilişkin başlatılan incelemede son durum nedir?" sorusuna Öztrak, "İlçe başkanı istifa ettirilmişti. Şimdi dosyası Disiplin Kuruluna sevk edildi. Disiplin kurulunda süreç devam ediyor." yanıtını verdi.
Öztrak, "Hafta sonu Meclis'te kabul edilen, içinde derneklerle ilgili maddelerin de olduğu yasal düzenlemeye ilişkin CHP'nin itirazları vardı. Bu itirazların bir sonraki adresi Anayasa Mahkemesi olacak mı?" sorusunu, "Anayasa'ya aykırı olan, vatandaşın özgürlüğünü kısıtlayan, vatandaşın refahını azaltacak olan her türlü yasal düzenlemeyi Anayasa Mahkemesine götürürüz." şeklinde cevapladı.
"İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 'eski döneme ait iş ve işlemlerde usulsüzlük yapıldığına' dair açıklamalarından sonra İçişleri Bakanlığı üç mülkiye müfettişi görevlendirdiğini bildirdi. Bu görevlendirmeye ilişkin yorumunuz nedir?" sorusuna karşılık Öztrak, şunları kaydetti:
"Belediyelerimizin, kendilerinden önceki belediyelerin geçmişe dönük işlemlerini soruşturmak veya bu sıkıntılı günlerde milletimize hizmet etmek için yaptıkları her şeyi müfettişlere incelettiriyorlar. Buyursunlar, incelettirsinler. Ne biz, ne de belediye başkanlarımız demirden korksa trene binmezdi. Ellerinden geleni artlarına koymasınlar. Genel Başkanımızın talimatıyla belediye başkanlarımız bu tür tehditlerden hiç çekinmeden milletimize sonuna kadar hizmet vermeye ve geçmişte yapılan hataların hesabını sormaya devam edecek."
Faik Öztrak, konuşmasını bir soruyla bitirmek istediğini söyleyerek "Geçtiğimiz hafta Erdoğan, 'CHP'lilerin AK Parti'yi kapatmak istediğini' söylemişti. Partililerin malına mülküne el koyacağımızı iddia etmişti. O zaman 'Bunu kim dedi?' dedik. Bunu bizim partimizden kimse söylemez. Bir defa daha soruyorum, kimin dediğini buyursun açıklasın. Hala cevap bekliyoruz, ortada bir cevap yok." şeklinde konuştu.