ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye'den Libya'ya giden ticaret gemisinin uluslararası sularda aranmasına ilişkin, "Bu son derece vahim bir gelişmedir. Uluslararası sularda bayrak devletinin izni olmadan gemiye çıkılmaz, ticari bir gemi. Ne oldu ticaret serbestisi? Almanya ve Avrupa Birliği'nin yaptığı uluslararası hukuka aykırıdır. Türkiye'den derhal özür dilenmelidir." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) parti genel merkezinde, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı.
Toplantıya ilişkin açıklamada bulunan Öztrak, Kovid-19 salgınının yeni zirvelere ulaştığını, salgında ikinci büyük dalganın yaşandığını belirtti.
Resmi rakamlarla Türkiye genelinde dün 139 kişinin hayatını kaybettiğinin açıklandığını ifade eden Öztrak, hastalığın ilk dalgasında bu kadar yüksek vefat sayılarının görülmediğini söyledi.
Öztrak, hastanelerde yer bulmanın zorlaştığını, test fiyatlarının bazı yerlerde fahiş boyutlara ulaştığını ve alınan test bedellerin iadesinin konuşulduğunu kaydetti. Öztrak, sokağa çıkma kısıtlaması konusunda bir takım kararlar alındığını, kararları anlamakta zorluk çeken vatandaşlara idari para cezaları yağdırıldığını savundu.
Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun kapatma hükümlerinin uygulandığını, kanunun, "Kapattığın iş yerlerinin zararlarını tazmin et" hükmünün görmezden gelindiğini savunan Öztrak, dükkanını kapatan esnafa ya borç verildiğini ya da borcunun, vergisinin ertelendiğini, bunun da faiziyle yapıldığını söyledi. Öztrak, "Esnaf çalışmayan iş yerinin, olmayan geliriyle bu borcu nasıl ödeyecek? Nasıl borcunun faizini ödeyecek?" sorusunu yöneltti.
Öztrak, diğer ülkelerin nakdi desteklere yüklendiğini, vatandaşlarının gelir ve ciro kayıplarını telafi ettiğini, borç vermeyip destek verdiğini aktardı.
Yıl sonunun yaklaştığını dile getiren Öztrak, "Uyarıyoruz, enflasyon rakamlarıyla oynayarak, emekliye yine kumpas kurmayın. Kul hakkına girmeyin." diye konuştu.
- "Esnafı Destekleme ve İşsizliğe Karşı Korunma Paketi' ilan edelim"
Pandemi pik yaptı diye iş yerlerinin kapandığını belirten Öztrak, son kararlarla en az 369 bin 804 iş yerinin ya kısmen ya da tamamen kapandığını, yaklaşık 2 milyon çalışanın bu karardan etkilendiğini, işsiz kaldığını kaydetti.
İstihdamı artıracak nitelikli bir büyümenin ufukta görünmediğini ileri süren Öztrak, şöyle devam etti:
"Bu kapanma kararı doğru mu? Salgını kontrol altına alabilmek, canımızı kurtarmak için elbette doğru ama bir şartı var, insanlarımızı canları ile cüzdanları arasına sıkıştırmayacaksın. Bunun için esnafın ciro kayıplarını karşılayacaksın, işsiz kalan emekçilerin evine ekmek götürmesi için gelir kayıplarını öyle günde 39 lira vererek değil, en az asgari ücret kadar bir gelir desteği vererek telafi edeceksin. Biz bunun için diyoruz ki gelin 'Esnafı Destekleme ve İşsizliğe Karşı Korunma Paketi' ilan edelim.
Faaliyetlerine ara verilen esnafların gelirini güvence altına alın. Bu kapsamda günlük cirosu itibarıyla yüzde 30 kayba uğrayan esnafa aylık 2 bin 500 lira, yüzde 30 ile 50 arası kayba uğrayan esnafa aylık 3 bin lira, yüzde 50 ve üzeri kayba uğrayan esnafa da aylık 3 bin 500 lira gelir koruma desteği verin."
Faik Öztrak, esnafa kira desteği verilmesini, esnafın vergi ve prim borçlarının faizsiz ertelenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Salgının ilk dalgasında verdiğiniz vadesi gelen borçları faizsiz iki yıl süreyle erteleyin. Elektrik, su, doğal gaz faturalarının en az yarısını siz ödeyin." diye konuştu. Öztrak, şunları kaydetti:
"Dokuz saraya sığmayan Erdoğan, Katarlı yayıncı şirketin vermek istemediği 300 milyon lirayı, Türkiye Futbol Federasyonuna hem de hiç kimseye sormadan veriyormuş. Kimin parasını, kime veriyorsunuz? Nedir bu Katar aşkı Sayın Erdoğan? Millete gelince acı reçete, Katarlı şirkete gelince, hamiline yazılmış 300 milyon liralık peçete. 300 milyon lira az para mı? Bu parayla iş yerini kapattığınız 129 bin esnafımıza, en azından bir asgari ücret kadar destek verirdiniz ama saray, esnafın yüzünü güldürmek yerine, Katarlıların yüzünü güldürmeyi tercih ediyor. Türkiye'nin tapusunu Katar'ın üstüne yapın, olsun bitsin."
Tarım Kredi Kooperatiflerinin çiftçilere icra takibine başladığını aktaran Öztrak, "Kooperatifler çiftçiye kara gününde yardım etmeyecekse ne zaman edecek?" sorusunu yöneltti.
Öztrak, Meclis'ten torba kanunun geçtiğini, bir tek çiftçinin borçlarının yapılandırılmadığını ve CHP'nin bu konuda çok sayıda kanun teklifi verdiğini belirterek, "Çiftçinin borç faizini sıfırlayan, çiftçi borçlarının 5 yılda tahsilini sağlayan bir kanun teklifimiz TBMM'de bekliyor. Bizim derdimiz bağcıyı dövmek değil, çiftçilerimizin üzüm yemesini sağlamak. Gelin bu kanun teklifini hep beraber çıkaralım. Çiftçiye şu zor zamanda bir nefes aldıralım. Sonra elin çiftçisine muhtaç olmayalım." şeklinde konuştu.
- "Kaybolan döviz rezervlerinin araştırılması için önerge vereceğiz"
CHP Sözcüsü Öztark, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2016'da Avrupa ile nişanı atan Erdoğan, şimdi Avrupa'ya yeniden göz kırpmaya başladı. Neden? Çünkü tulumbada su bitti. Kasayı emanet ettiği damat, kasayı boşalttı. İstifasını instalayıp, kaçıp gitti. Şimdi sarayın kibirlisi tüm sorumluluğu damada yıkarak, ekonomide beyaz bir sayfa açarım zannediyor ama bu o kadar kolay değil Sayın Erdoğan. Atadığınız bakanlar millete karşı değil, size karşı sorumlu. Atadığınız her bakanın eylem ve işlemlerinden de millete karşı siz sorumlusunuz.
Zaten, 'Ekonominin sorumlusu benim, ben.' diye hançeresini parçalayan da damadınız değildi, sizdiniz. Sorumluluğu üzerinize aldığınız 2019'un ilk aylarında, Merkez Bankası kasasında SWAP hariç 53,5 milyar dolar net döviz rezervi vardı ama damat görevi bıraktığında, kasanın bakiyesi eksi 49 milyar dolara düştü. Yani kasayı emanet ettiğiniz damat, kasanın dibini sıyırdı, kasada tek bir cent bırakmadı. Üstüne de Merkez Bankasını piyasalara 49 milyar dolar borçlandırdı."
Uzmanların, döviz rezervlerindeki kaybın 128 milyar dolara kadar ulaştığını hesapladığını belirten Öztrak, kaybolan 128 milyar doların tekrar yerine nasıl konulacağını sordu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla bu hafta, kaybolan döviz rezervlerinin araştırılması için TBMM'ye bir önerge vereceklerini bildiren Öztrak, hükümete mensup partilerin de bu önergelerini desteklemeleri temennisinde bulundu.
Öztrak, "Damadın, sağlık sorunları nedeniyle istifasını vermesinin üzerinden iki hafta geçti ama damat, Türkiye Varlık Fonu'nda hala kayınpederin vekili olarak oturmaya devam ediyor." dedi.
- "Hükümetin ciddi bir savrulma içinde olduğunu görüyoruz"
Sözcü Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Sayın Çeviköz'ün açıklaması oldu S-400'lerle alakalı. Bunun milli mesele olduğu tepkisi geldi. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Öztrak, "Genel Başkanımızın da benim de S-400'lerle ilgili söylediklerimiz son derece açıktır ve partimizin resmi görüşünü yansıtır." yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu'nun sistemin güçlendirilmesi ve bu kapsamda S-400'lerin alınması gerektiğini söylediğini hatırlatan Öztrak, "Ama bir şey daha söyledik, 'Bu gidişle Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın en pahalı en modern hurdasına sahip olacak, 2,5 milyarlık bir hurda. Aktive ederlerse ben kendilerini kutlayacağım, aktive etmezlerse o parayı verene 83 milyonun hakkını helal etmemesi gerekir.' diyen de bizim Genel Başkanımız. Bizim tavrımız bu konuda belli." diye konuştu.
Öztrak, buradan hareketle CHP'ye "mandacı, vesayetçi" gibi suçlamalarda bulunulduğunu, CHP'nin geçmişinde ne manda ne de vesayet olduğunu, bunların hepsini elinin tersiyle iten şanlı bir antiemperyalist duruşu bulunduğunu kaydetti.
"Sayın İbrahim Kalın, 'Kılıçdaroğlu'na karşı yapılan tehditten dolayı dava açılmıştır, mahkemeler bununla ilgili karar verecektir.' dedi. Değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Öztrak, "Ortada ana muhalefet partisine yönelik hakaretler ve tehdit vardır. Ne zaman sonuçlanacaktır bununla ilgili davalar? Bu son derece ciddidir. Bu tehdit aslında ana muhalefet partisine değil anayasal düzenedir. Dolayısıyla da açıldı dava, şu oldu bu oldu değil, bir an önce sonuçlanmasını bekliyoruz." yanıtını verdi.
"Önce Adalet Bakanından ve Erdoğan'dan yargı reformu çıkışı geldi. Ardından Arınç'ın, 'Demirtaş ve Kavala tahliye edilmeli' sözleri. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da bir televizyon programında 'Bunlar zaten yargı reformu içerisinde konuşulan konular.' dedi ancak bir gün sonra Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı vurgusuyla Arınç'a tepki gösterdi, 'Fitne ateşi yakılıyor.' dedi. Siz arka arkaya gelen bu açıklamaları nasıl yorumluyorsunuz?" sorusuna karşılık Öztrak, "Anlaşılan Erdoğan ortağının nabzını tutarak ülkeyi yönetiyor. Deneme yanılma yöntemi ile ülke yönetilmez. Bütün bu açıklamalara baktığımız zaman iktidarın, hükümetin ciddi bir savrulma içinde olduğunu görüyoruz." açıklamasında bulundu.
Faik Öztrak, "CHP'li İbrahim Kaboğlu'nun Millet İttifakı üyeleri ile HDP'nin birlikte anayasa çalışması yaptığını söylediği yeni bir video ortaya çıktı. Sizin bu konuya ilişkin değerlendirmeniz nedir?" sorusunu yanıtlarken, daha önce bu sürece hangi partilerin katıldığını açık seçik anlattığını hatırlattı. Öztrak, CHP'den hiçbir milletvekilinin, CHP'nin hiçbir mensubunun Bekaa Vadisi'ne gidip terörist başıyla çiçek teatisinde bulunmadığını söyledi.
"Selahattin Demirtaş konusu Arınç'ın açıklamaları ile yeniden gündeme geldi. CHP, Demirtaş'ın serbest kalmasını mı istiyor?" sorusuna karşılık Öztrak, CHP'nin haktan, hukuktan, adaletten yana olan bir parti olduğunu vurguladı. Öztrak, şöyle devam etti:
"Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe uğrayan kim varsa biz onun hakkına hukukuna sahip çıkarız. Biz zamanında 'muhtar bile olamaz' dedikleri Tayyip Erdoğan'ın hukukuna da sahip çıktık. Biz onunla ilgili yasakların affedilmesi, kaldırılması için gerekli desteği verdik.
Şimdi de Selahattin Demirtaş veya bir başka isim, ikide bir de mahkemeler cezayı kaldırıyor, bir başka mahkeme bir fezleke düzenliyor bir daha ceza veriyor. Yani ortada bir hukuksuzluk olduğu açık. Kim hukuksuzluğa, haksızlığa uğruyorsa biz ona sahip çıkarız. Siyasi görüşü bizim için önemli değildir."
Öztrak, Türk bayraklı bir ticari geminin İrini Harekatı kapsamında Türkiye'nin rızası olmadan denetime tabi tutulmasına ilişkin bir soruyu, "Bu son derece vahim bir gelişmedir. Uluslararası sularda bayrak devletinin izni olmadan gemiye çıkılmaz, ticari bir gemi. Ne oldu ticaret serbestisi? Almanya ve Avrupa Birliği'nin yaptığı uluslararası hukuka aykırıdır. Türkiye'den derhal özür dilenmelidir." şeklinde yanıtladı.
"Bu gemiye neden devletimiz bir korvet koruması vermemiştir?" sorusunu yönelten Öztrak, "Öyle şey mi olur yani? Gelecek orada benim gemimi iznim olmadan arayacaklar. Böyle bir şey olamaz. Bu konu ile ilgili olarak hükümet derhal kamuoyunu aydınlatmalıdır. Ayrıca dışarıda da gereğini yaptığına dair açıklamayı da bir an önce duymak istiyoruz. Burası öyle herhangi bir devlet değil, burası Türkiye Cumhuriyeti devletidir." diye konuştu.