Ard arda yayınlanan ses kayıtları sonrası sessizliğe bürünen Eski Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner dün sessizliğini bozdu ve o ses kayıtlarındaki konuşmaların kendisine ait olduğunu itiraf etti.
Koşaner, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada özeleştiride bulunduğunu ve açıklamalarının noktasına virgülüne kadar arkasında olduğunu söyledi.
Dün bir açıklamada ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi.
Kameralar karşısına geçen Kılıçdaroğlu, Org. Koşaner'a ait ses kayıtlarıyla ilgili sessizliğini bozdu ve olayı sadece gizli dinleme açısından değerlendirdi ve iktidarı eleştirdi.
CHP lideri, günlerdir gündemi kasıp kavuran o konuşmaların içeriğiyle ilgili tek kelime etmedi.
* Kendi döşediği mayınlarla kendi askerinin şehit eden
* Kendi askerini alnının ortasından vuran ve bunun üstünü kapatan,
* Mevzide silahını bırakıp kaçan komutanlar,
* Balyoz belgelerinin nasıl sızdırıldığına dair itiraflar,
* 35. madde olsa ne olur olmasa ne olur biz yine bildiğimiz okuruz mealindeki açıklamalar
ve daha neler neler...
CHP lideri bu itiraflarla ilgili tek kelime etmedi.
Kılıçdaroğlu ve CHP, komutanların konuşmalarının sızdırılmasına gösterdikleri hassasiyeti demokratik ilkeler için de göstermediği sürece bu oy oranında kalmaya mahkum.
Koşaner'in itirafları ve Kılıçdaroğlu'nun olaya bakışı bugün köşe yazarlarının gündemindeydi.
Star'dan Fehmi Koru ve Ergun Babahan, Kılıçdaroğlu'nun bu tutumunu eleştirdiler. Ergun Babahan yazısının sonunda CHP'nin bu tavrı neticesinde bir önermede bile bulunmuş: "CHP bu kafada gittiği sürece AK Parti’nin değil 2023, 2050’ye kadar iktidarda kalması işten bile değil."
İşte Fehmi Koru'nun yazısından ilgili bölüm;
... CHP’nin olayı sadece ‘tek boyutlu’ değerlendirmesi anamuhalefet partisine hiç mi hiç yakışmıyor. CHP sözcüleri, olayı yalnızca ‘gizli dinleme’ açısından değerlendirip iktidarı eleştiriyorlar.
Org. Koşaner’in konuşmasında yer alan, günlerdir tartıştığımız öze yönelik tespitlere dair CHP’nin söyleyeceği tek sözcük yok mudur? Alnından vurulan er, görevini bırakıp kaçan komutan, ulu orta döşenen mayınlar, yok edilen belgeler... 35. maddenin varlığının -artık neyse o niyet- niyetin gerçekleşmesini engellemeyeceği, yasalara riayetin gerekmeyebileceği...
Anamuhalefet partisini alarma geçirmeli değil miydi bu sözler?
CHP susuyor ve sustukça ‘yeni CHP’ olma iddiası buharlaşıyor...
Hadi bugüne kadar sahiplenilmediği için sessiz kalınmış olsa bile, şimdi sözlerin sahibi sesine ve söylediklerine sahip çıktığına göre hâlâ sessiz kalacak mı CHP?
Muhalefet yalnızca iktidardaki siyasi partiye karşı yapılmaz. Muhalefet, “Nasıl oluyor da, Genelkurmay Başkanı’nın konuşması yasadışı yollarla dinlenebiliyor? Hangi hakla internet sitesine konuluyor?” soruları eşliğinde iktidarı suçlamaktan ibaret sayılamaz...
Söylenenlerin özüne yönelik bir diyeceği olmalı CHP’nin...
Bekliyoruz...
Ve Ergun Babahan'ın CHP'nin tutumuyla ilgili yorumu;
... Orgeneral Koşaner bu konuşmada Kılıçdaroğlu’nun hararetle karşı çıkıp çürütmeye çabaladığı Balyoz Davası’nın gerçekliğine işaret ediyor.
CHP lideri sadece konuşmanın sızdırılmış olmasına tepki göstererek üzerine gitmemiz gereken asıl sorunları hasıraltı etmeye çabalıyor.
Ergenekon’a, Balyoz’a sahip çıkarak demokrasi sınavında zayıf not alan CHP ve liderlik kadrosu aynı yanlışı sürdürmekte ısrar ediyor.
CHP liderinin öncelikle Balyoz konusuna bir açıklık getirmesi, bu davalar hakkında seçim meydanları, televizyon ekranlarında yaptığı eleştiriler hakkında bir kaç laf etmesi gerekir.
Kılıçdaroğlu’nun göremediği bir gerçek var, bu ülkede halk ordusunu seviyor, sayıyor.
Evlatlarını davul zurna eşliğinde askere gönderiyor. Ancak bunun karşılığında bir beklentisi var: Evlatlarına sahip çıkılması, vatan hizmeti diye köpek gezdirtilmemesi ve de ordunun asli görevini yapması.
CHP, ordunun bu zaaflarını, siyasete müdahale hastalığını ciddi biçimde sorgulayıp tavır almadıkça ciddi bir iktidar alternatifi haline gelmesi mümkün değildir.
Kılıçdaroğlu ve CHP, komutanların konuşmalarının sızdırılmasına gösterdikleri hassasiyeti demokratik ilkeler için de göstermediği sürece bu oy oranında kalmaya mahkumdur.
Son kamuoyu araştırmaları da bu gerçeğe işaret ediyor zaten.
CHP bu kafada gittiği sürece AK Parti’nin değil 2023, 2050’ye kadar iktidarda kalması işten bile değil.