Demirtaş'ın avukatları, Özel'e, Demirtaş'ın kaleme aldığı "Kadınların çığlıklarını duyuyoruz" çağrı metni ile kitabını verdi.
Özel, yaklaşık 2,5 saat süren ziyaretinin ardından gazetecilere açıklama yaptı.
Demirtaş ve eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ile görüşme gerçekleştirdiğini aktaran Özel, Türkiye'nin siyasi tarihine, böyle bir görüşmeyi bırakmanın çok üzücü olduğunu söyledi.
Selahattin Demirtaş'ın avukatları aracılığıyla kendisine kitap hediye ettiğini, kendisinin de Demirtaş'a kitap verdiğini belirten Özel, Demirtaş'ın yazdığı kitapları da okuduğunu kaydetti.
Toplumsal barışın hep birlikte sağlanacağının altını çizen Özel, şöyle devam etti:
"Ama emin olun Türkiye'de insanlar birbirini sevdikten, toplumsal barışı hep beraber içselleştirdikten sonra nasıl 100 yıl önce sonu çok güzel olmuştu, Türkler ve Kürtler, Türkiye'de yaşayan herkes, dedelerimiz hep beraber büyük bir işgali sona erdirmişler ve genç bir Cumhuriyet kurmuşlardı, yine sonu muhteşem olacak. Bu sefer ilk 100 yılda yapmadıklarımızı, yapamadıklarımız varsa hatalarımız, eksiklerimiz varsa hepsini hep birlikte onaracağız ve toplumsal barışı hep birlikte sağlayacağız."
Özgür Özel, kararlaştırılmasına rağmen ayağı kırıldığı için daha önce yapamadığı ziyaretler öncesi Demirtaş ve Mızraklı'ya nezaket ziyaretinde bulunduğunu aktardı.
- Özel, Doğu ve Güneydoğu illerine gidecek
Ziyaretlerin aynı zamanda siyasi anlamı olduğunu da belirten Özel, "Doğu ve Güneydoğu'ya yapılacak 6 gündeki 6 ziyaret, neredeyse bir haftaya varan ziyaretin ilk günü bugündür. Bugün Demirtaş ile görüşmeden, konuşmadan 6 günde 6 ilde olmanın bir anlamı olmazdı. Şunu açıkça ifade etmek istiyorum ki Türkiye bir sorunu çözecekse, aşacaksa, geride bırakılacaksa, silahlar bırakılacaksa, analar ağlamayacaksa Türkiye hep birlikte kalkınmaya, güçlenmeye, zenginleşmeye, bunun için de önce ve önce demokratikleşmeye önem verecekse bunun adımı atılacaksa tüm aktörler kıymetlidir. Ancak Demirtaş gibi bir aktörün öneminin altı da kalın kalın çizilmelidir." diye konuştu.
Özel, Türkiye'nin geleceği için kimsenin kişisel çıkarlar ve siyasi çıkarlar üzerinden hesap yapmaması gerektiğini dile getirdi.
- "Samimiyet çağrısı yapıyoruz"
Ülkenin çıkarları ve 86 milyonun çıkarının birlikte gözetilmesi gerektiğini ifade eden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O yüzden çok kolay bir muhalefet imkanı varken Sayın Bahçeli'nin bugüne kadar bize ve DEM'e söyledikleri, Sayın Erdoğan'ın dedikleri... Bunları yapmak yerine 'uzatılan el doğrudur' demeye devam ediyoruz. Ancak bu süreci çok yakından çok yanı başından ihtiyatla, temkinle, dikkatle takip ediyoruz. Ve özellikle mutlaka ve mutlaka samimiyet çağrısı yapıyoruz.
Bir samimiyet var mı yok mu? Bunun görülmesi lazım. Herkes kendine göre bir tarif yapıyor. Ben bir tarif yapacak değilim. Ben bölgeye gideceğim. Bölgede 6 günde 6 ili ziyaret edeceğim ve bir haftanın sonunda döndüğümüzde, elbette her bir ilde değerlendirmelerimiz de olacak ama genel bir değerlendirmede de bulunacağım. Ama meselenin özü şudur ki kimse ittifakının ya da partisinin çıkarını düşünerek bir şeyler yapmaya kalkmasın. Bu milletin, Türkiye Cumhuriyeti'ni Türkiye Cumhuriyeti yapan tüm insanların vicdanlarından bu sefer döner. Kimse kimseyle alay etmesin. Kimse kimsenin aklını hafife almasın."
Özgür Özel, Demirtaş ile Türkiye'nin tüm sorunlarını değerlendirdiklerini, ekonomi, adalet ve kadınlarla çocukların korunması konularını müzakere ettiklerini belirtti.
En mutabık oldukları konulardan birinin de Türkiye Büyük Millet Meclisinin önemi olduğunu söyleyen Özel, "Türkiye Büyük Millet Meclisinin odakta olmadığı hiçbir şey sonuç almadı, almayacak. Bundan sonra da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin önemini vurgulamaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Özel, Demirtaş ve Mızraklı ile görüşmeye devam edeceklerini kaydetti.
- "Yenidoğan çetesi olayına karışan hastaneler kamulaştırılsın"
Özgür Özel, bir gazetecinin "Yenidoğan çetesi" olayıyla ilgili "kamuoyunda CHP'nin yeterli tepkiyi göstermediğine yönelik iddialar bulunduğu" sorusuna, konunun ortaya çıktığı ilk anda açıklamada bulunduğu yönünde yanıt verdi.
Olayla ilgili bir heyet görevlendirdiklerini ve en sert açıklamaları yaptıklarını vurgulayan Özel, "Yenidoğan çetesi" olayına adı karışan hastanelerin kamulaştırılması çağrısında bulundu.
Ruhsat iptallerinin yeterli olmadığını dile getiren Özel, şu görüşleri paylaştı:
"Nasıl 'Türkiye'ye ihanet ediyorlar' diye bu Fetullah Gülen cemaatinin bütün hastanelerini kamulaştırdınız, bundan büyük ihanet mi olur, gelin bu hastaneleri kamulaştıralım. Bu hastanelerdeki yatan hastaları, bu hastanelerden hizmet alanları zora sokmamak için hizmetin devamlılığı açısından birer devlet hastanesi olarak derhal atamaları yapalım başlarına başhekimleri. Hastanesinde bir bebeğin hayatıyla oynayarak zenginleşen ya da bunların yapılmasına engel olamayanlar da görsünler başlarına geleni. Hepsine de ibret olsun.
Bundan sonra böyle bir şeyi yaşatan başına ne geleceğini görsün. Nasıl bu ülkeye senin altına verilen F-16 ile Türkiye Büyük Millet Meclisini bombalarsan senin yanına bu kalmıyorsa bütün malları kamulaştırılıyorsa, el konuluyorsa, dönüp bu yenidoğan çetesine alan açan bir hastanenin de o hastanenin sahibinin elinde kalmaması lazım. Devletin malı olsun bunlar. Bundan daha ileri bir öneri varsa ben o öneriyi de destekleyeceğim."
Özel, başka bir gazetecinin İstanbul Barosu başkanlığına seçilen İbrahim Kaboğlu'nun Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili yaptığı "değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir" sözlerine ilişkin sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Sayın hoca düne kadar CHP önceki dönem milletvekiliydi şimdi baro başkanı. Sorumluluğu baroya karşıdır, kendisini seçenlere karşıdır. Yapmış olduğu değerlendirme kendisini ve kurumunu bağlar. Teknik bir değerlendirme yapmış anladığım. Siyasi değerlendirmemiz bu konuda nettir Cumhuriyet Halk Partisinin. 'Anayasanın ilk dört maddesinin 'O veya bu şekilde tartışmaya açılmasına biz kapalıyız, nokta.' demiştim. Aynı noktadayım."
Özel, konuşmasının ardından bir tutuklu yakınıyla aracında bir süre görüştü.