TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Haluk Özdalga, Deniz Baykal'ın sadece milletle kavgalı değil, milletin değerlerine de Fransız olduğunu söyledi.
Özdalga, Baykal'ı yıllar önceki bir dedikoduyu tekrarlayacak kadar niteliksiz düzeyde siyaset yaptığını ve bir yerlere mesaj vermeye çalıştığını ifade etti.
Özdalga, Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, Baykal'ın partisini grup toplantısında, Chirac'ın cumhurbaşkanı olduğu dönemde ülkesini ziyaret edecek Başbakan Erdoğan'a başörtüsü yüzünde 'eşini getirme' dediğini yönündeki sözlerini eleştirdi.
Özdalga, Baykal'ın yıllar önceki bir dedikoduyu tekrarlayacak kadar niteliksiz düzeyde siyaset yaptığına işaret ederek, "Şimdi niye açıyorsun bu dedikodu defterini tekrar Sayın Baykal? Neden Sayın Başbakan'ın eşi üzerinden, kılık kıyafeti üzerinden bu iğrenç siyaseti yürütüyorsun? Çünkü, istismarla belki siyasi netice alırım diye, mübah görmediğin şey yok senin. Görülüyor ki içine sindiremeyeceğin ahlak dışı siyaset tarzı yok. Yıllarca önceki belli çevreler tarafından kamuoyunda dolaştırılmış bir dedikoduyu gündeme getirerek, Türkiye'de bir yerlere mesaj gönderiyor. Demeğe getiriyor ki, bakınız, Fransızlar da böyle yaptı, sizin yaptığınızda da aslında yanlış bir şey yoktur. Sayın Baykal bu milletin değerleriyle işte böyle kavga ediyor." diye konuştu.
Baykal'ın ve CHP'nin demokrasi karşıtı duruşunu her geçen gün daha katılaştığını vurgulayan Özdalga, halkın ve milletin değerlerine ne kadar yabancı ve uzak olduğunun her geçen gün ortaya çıktığına işaret etti.
"HALKIN DEĞERLERİNE FRANSIZLAR"
Özdalga, Baykal'ın milletle sadece kavgalı değil, değerlerine de Fransız olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Sayın Baykal ve CHP bu milletle sadece kavgalı değil, aynı zamanda onun değerlerine tamamen yabancı, yani Fransızlar. Kısa süre önce açıkladılar, artık halka ineceklermiş. Kendilerini halkın ne kadar dışında ve üstünde gördükleri kullandıkları ifadeden belli oluyor. Sayın Baykal aynen şunları söylüyor. 'Nasıl geçiniyorlar, hangi koşullarda yaşıyorlar, her kapıyı çalarak bunu öğreneceğiz. Dileniyorlar mı?' Sayın Baykal'ın milletimizden ne kadar uzak olduğu, kullandığı onur kırıcı dilden, milletimizi küçük düşürücü dilden belli. Yoksul olsa da, bizim milletimiz dilenmez. Dilenmeyi onur kırıcı kabul eder. En ağır ekonomik krizlerin olduğu yıllarda bile, dilenenler çok sınırlı sayıda kaldı hep. Ama CHP hem zihniyetiyle hem diliyle işte böyle, bizim halkımızın değerlerine yabancı."
"DEMOKRASİ KARŞITI BİR PARTİ"
CHP'nin demokrasi bir parti olduğunu kaydeden Özdalga, açıklamasına şöyle devam etti: "Şu günlerde TBMM'de Kamu Güvenliği ve Düzeni yasa tasarısı görüşülüyor. Bu tasarı sivilleşme ve demokratik yönetim doğrultusunda atılmış büyük bir adım. Çünkü, güvenlik kuvvetlerimizin yürüttüğü terörle mücadele ilk kez olarak bu yasayla, seçimle iş başına gelmiş hükümete, hükümetin bir bakanına bağlanmış olacak en üst düzeyde. İçişleri Bakanı'na bağlanmış olacak. Terörle mücadeleye karşı politika ve stratejiler, başında İçişleri Bakanının bulunduğu bir kurul tarafından oluşturulacak ve yürütülecek. Bu işlerin bugüne kadar nasıl yürütüldüğünü hep biliyoruz. Bu yeni düzenleme, demokratik devlet doğrultusunda büyük ve yeni bir aşamadır. Ama CHP meclis görüşmelerinde bu düzenlemeye karşı da şiddetle direniyor, engelleme yapıyor ve karşı oy kullanıyor. Terörle mücadelenin sivil yönetime bağlanmasına karşı çıkıyor. Demokrasi karşıtı bir parti olduğunu bir kez daha kanıtlıyor, gözler önüne seriyor."
Özdalga, Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, Baykal'ın partisini grup toplantısında, Chirac'ın cumhurbaşkanı olduğu dönemde ülkesini ziyaret edecek Başbakan Erdoğan'a başörtüsü yüzünde 'eşini getirme' dediğini yönündeki sözlerini eleştirdi.
Özdalga, Baykal'ın yıllar önceki bir dedikoduyu tekrarlayacak kadar niteliksiz düzeyde siyaset yaptığına işaret ederek, "Şimdi niye açıyorsun bu dedikodu defterini tekrar Sayın Baykal? Neden Sayın Başbakan'ın eşi üzerinden, kılık kıyafeti üzerinden bu iğrenç siyaseti yürütüyorsun? Çünkü, istismarla belki siyasi netice alırım diye, mübah görmediğin şey yok senin. Görülüyor ki içine sindiremeyeceğin ahlak dışı siyaset tarzı yok. Yıllarca önceki belli çevreler tarafından kamuoyunda dolaştırılmış bir dedikoduyu gündeme getirerek, Türkiye'de bir yerlere mesaj gönderiyor. Demeğe getiriyor ki, bakınız, Fransızlar da böyle yaptı, sizin yaptığınızda da aslında yanlış bir şey yoktur. Sayın Baykal bu milletin değerleriyle işte böyle kavga ediyor." diye konuştu.
Baykal'ın ve CHP'nin demokrasi karşıtı duruşunu her geçen gün daha katılaştığını vurgulayan Özdalga, halkın ve milletin değerlerine ne kadar yabancı ve uzak olduğunun her geçen gün ortaya çıktığına işaret etti.
"HALKIN DEĞERLERİNE FRANSIZLAR"
Özdalga, Baykal'ın milletle sadece kavgalı değil, değerlerine de Fransız olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: "Sayın Baykal ve CHP bu milletle sadece kavgalı değil, aynı zamanda onun değerlerine tamamen yabancı, yani Fransızlar. Kısa süre önce açıkladılar, artık halka ineceklermiş. Kendilerini halkın ne kadar dışında ve üstünde gördükleri kullandıkları ifadeden belli oluyor. Sayın Baykal aynen şunları söylüyor. 'Nasıl geçiniyorlar, hangi koşullarda yaşıyorlar, her kapıyı çalarak bunu öğreneceğiz. Dileniyorlar mı?' Sayın Baykal'ın milletimizden ne kadar uzak olduğu, kullandığı onur kırıcı dilden, milletimizi küçük düşürücü dilden belli. Yoksul olsa da, bizim milletimiz dilenmez. Dilenmeyi onur kırıcı kabul eder. En ağır ekonomik krizlerin olduğu yıllarda bile, dilenenler çok sınırlı sayıda kaldı hep. Ama CHP hem zihniyetiyle hem diliyle işte böyle, bizim halkımızın değerlerine yabancı."
"DEMOKRASİ KARŞITI BİR PARTİ"
CHP'nin demokrasi bir parti olduğunu kaydeden Özdalga, açıklamasına şöyle devam etti: "Şu günlerde TBMM'de Kamu Güvenliği ve Düzeni yasa tasarısı görüşülüyor. Bu tasarı sivilleşme ve demokratik yönetim doğrultusunda atılmış büyük bir adım. Çünkü, güvenlik kuvvetlerimizin yürüttüğü terörle mücadele ilk kez olarak bu yasayla, seçimle iş başına gelmiş hükümete, hükümetin bir bakanına bağlanmış olacak en üst düzeyde. İçişleri Bakanı'na bağlanmış olacak. Terörle mücadeleye karşı politika ve stratejiler, başında İçişleri Bakanının bulunduğu bir kurul tarafından oluşturulacak ve yürütülecek. Bu işlerin bugüne kadar nasıl yürütüldüğünü hep biliyoruz. Bu yeni düzenleme, demokratik devlet doğrultusunda büyük ve yeni bir aşamadır. Ama CHP meclis görüşmelerinde bu düzenlemeye karşı da şiddetle direniyor, engelleme yapıyor ve karşı oy kullanıyor. Terörle mücadelenin sivil yönetime bağlanmasına karşı çıkıyor. Demokrasi karşıtı bir parti olduğunu bir kez daha kanıtlıyor, gözler önüne seriyor."