Chomsky ile Wikileaks’i konuştu

Newsweek Türkiye’den Nevra Yaraç, Noam Chomsky ile Wikileaks’i konuştu

 

1971’de askeri analist Daniel Ellsberg tarafından sızdırılan 47 ciltlik Pentagon Belgeleri, ABD’nin 1945–1967 arasında Vietnam’daki varlığına dair tarihi bilgiler içeriyordu. Amerikalılar New York Times’ta yayınlanmaya başlayan belgelerden hükümetlerinin kendilerine yalan söylediğini öğrenmiş; oluşan tepki, savaşın sona ermesinde etkili olmuştu. 7 bin sayfalık bu bilgilerin çoğaltılmasında filozof Noam Chomsky’nin de rolü büyüktü. Chomsky, Wikileaks sonrasını Newsweek Türkiye’den Nevra Yaraç’a değerlendirdi. İşte o söyleşi.

“SIR TUTMAK ÇOK ZOR”
1971’de Howard Zinn ile birlikte Daniel Ellsberg’in Pentagon Belgeleri’ni sızdırmasına yardımcı oldunuz. Hedef ve sonuçlar açısından bakınca kendinizle Julian Assange arasında paralellikler görüyor musunuz?
Çok fazla değil. Pentagon Belgeleri, devlet politikasının nasıl oluşturulduğu ve uygulandığını anlamaya dair paha biçilemez bir katkı da sunan, 25 yıllık üst düzey planlamayı içeren, detaylı ve yoğun hükümet içi belgelerdi. Wikileaks ise ilginç olmakla beraber genellikle güvenilirliği sınırlı olan yüzeysel raporlardan oluşan diplomatik yazışmaları içeriyor.

Wikileaks ifşaatları diplomasi alanını nasıl etkileyebilir? Kayıt dışı diplomasi dönemine girdiğimizi söyleyebilir miyiz?
Çok fazla değişim olacağından şüpheliyim, tabii daha fazla gizlilik ve güvenlik endişesini bunun dışında tutuyorum. Elbette Dışişleri Bakanlığı, böyle gülünç bir hatayı bir daha tekrarlamayacaktır.

   “Post-wikileaks” döneminin temel belirleyicileri neler olacak?
Kontrol edilmesi çok zor olan kanallardan bilgi akışının bu kadar hızlı olduğu bir çağda sır tutmanın ne denli zor olduğu artık doğrulandı. Post-wikileaks döneminin de bugünden çok farklı olacağını düşünmüyorum.

“SAFLARI SIKLAŞTIRACAKLAR”
Sizce bu olay gizliliği meşrulaştırır ve dünyayı daha kapalı hale getirir mi?
Açığa çıkmış arşivler üzerinde çalışan herhangi biri, hükümetlerin gizliliğinin başlıca nedeninin kendilerini halklarına karşı savunmak olduğunun farkına varmalı. Bunun karşılığında hükümetlerin bu gayri meşru uygulamalar konusunda saflarını sıklaştıracaklarını düşünüyorum. Burada belirtmem gereken bir ironi var. O da, hükümetlerin bir yandan vatandaşlarının kendi yaptıklarına sınırlı bir erişim kazanmalarından yakınırken eş zamanlı olarak da vatandaşlarının yaşamlarının her yönü hakkında son derece güçlü gözetim ve bilgi toplama sistemleri kurmaları.

Peki, şeffaflık her zaman iyi ve demokratik midir? Sınırları olmalı mıdır?
Şeffaflık bir değerdir ve buna karşı gelenler çok ağır bir kanıtlama yükümlülüğü taşır.

Tarihte, devletlerin dış politikalarını etkileyen bu gibi sızıntılar olmuş muydu?  
Bunun çok etkili olacağını düşünmüyorum. Evet, tarihte dış politikalar üzerinde etki yaratabilecek daha çarpıcı ifşaatlar oldu. Ama çok da etkiledi diyemeyiz.

Dünya Haberleri