Karagümrük çetesine yönelik operasyon kapsamında gözaltına alınan, sorgusunun ardında da tutuklanan Cübbeli Ahmet Hoca'ya İsmailağa Cemaati sahip çıktı.
Cemaate ait internet sitesinden yapılan açıklama şöyle:
BEZDİRME VE YILDIRMA OPERASYONU
Cübbeli Hocamızın ifade vermeye çağrıldığını duyunca çok şaşırmadık. Dostu vardı düşmanı vardı bu insanın. Şaşırmasına şaşırmadık ama yaşananlar bizde büyük şüpheler meydana getirdi. Bunun bir soruşturmadan çok sindirme, bezdirme ve yıldırma operasyonu olduğunu tahmin ediyorduk.
Önceki günden beri medyayı takip ediyoruz. Haber sitelerini yakın takibe aldık. An be an gelişmeleri izliyoruz.
Olayın geliştiği gün Cübbeli Hocamızdan 4-5 ay önce ayrılan "koruma" adı verilen bir adamın gözaltına alınmıştı. Bir haber ajansı sanki önceden hazırlanmış ve ellerine verilmiş gibi "Cübbeli Hoca, koruması ve şoförü gözaltına alındı" diye geçtiler haberi. Tabi diğer ajanslar tarafından kısa sürede düzeltildi. Ama burada bir kastın olduğunu anlıyoruz. Ya da olacakları birileri biliyordu da acele mi edilmişti? Bu da ayrı bir soru işareti.
Cübbeli Hocamız akşam sohbetinde "o kişi korumam değil, bizden ayrıldı ve şoförüm de göz altında değil burada" diyordu. Ama nedense bütün haber siteleri ısrarlar "şoförü ve koruması gözaltına alınan" diye bahsediyordu.
Ayrıca yine aynı kaynaktan beslenen haber siteleri: "Cübbeli bir operasyonla gözaltına alındı" diyordu.
Ve en ilginç olanı ise Cübbeli Hoca'nın "çeteden yardım istediği" iddiasıydı.
Hiç kuşku yok ki, Cübbeli Hocamız büyük bir iftira ile karşı karşıyadır ve bir yerden emir almışcasına bilgisiz ve belgesiz yapılan bu haberler "karalama operasyonunun" bir ürünüdür.
SAVCI İŞKENCESİ Mİ?
İş geliyor, geliyor ve savcıda kilitleniyor. İfadesi alınacaklar arasında Cübbeli Hoca'nın ilk olarak getirildiği halde ifade alınmasında en sona bırakılması ve ifade sürecinin geç saatlere kadar sürmesi bin türlü hastalıkla boğuşan Cübbeli Hoca'ya yapılan işkence sürecinin sadece bir parçası olsa gerek.
KASET OYUNU TUTMADI, ÇETE VERELİM
Olayın başından itibaren sosyal paylaşım sitelerinde yapılan yorumlardan şöyle bir kanaatin oluştuğunu anlıyoruz: "Bu bir karalama ve sindirme operasyonudur, hükumeti ele geçiren diyalogcuların son hamlesidir"
Yüzdelik orana vurursak her halde %95'ininbu görüşte olduğunu söyleyebiliriz. Haklılık payı var veya yok ama insanlarımızın kanaati bu yöndedir. Halk atılan iftiraların farkındadır...
Kitap meşguliyetinden, vaaz kürsülerinden evine bile zor uğrayan ilim aşığı insanı ahlaksız ilişkilere yakıştırmak, çete ile ilişkilendirmekle itibarını zedeleyeceğini zannedenler varsa boşa kürek çektiklerini unutmasınlar. Hatırlarsınız bazı gurupların "hizmet" dedikleri şeyleri eleştirince de"ergenekoncu" iftirasını atmışlardı.
UTANMAZ HAKAN!
Gel gelelim çıktığı kabuğu beğenmeyen Ahmet Hakan'a. Arkadaş sen ne terbiyesiz adamsın. Baban ile omuz omuza namaz kılan insanları nasıl da lekeliyorsun. Hiç içeriği hakkında bilgin olmadığı halde nasılda iftira ediyorsun. Şu camiadan hiç mi vicdan kırıntısı kalmadı içinde? Senin hiç mi utanman yok? Sende diyeceksin ki: "Evet yok, bu gece alemleri insanda ne ahlak, ne vicdan bırakıyor, haramlar insanın kalbini taştan katı yapıyor."
Sen bunu da diyemezsin çünkü o kadar düşmüşsün...
HÜKÜMETİ ELE GEÇİRDİLER
Küçük bir boşlukta hükümeti ele geçirenler bakın nasılda işlere kalkışıyor. Hükümeti elinde bulunduran asıl güçler nasıl da karşısındaki engelleri tahrip ediyor. Okyanus dalgaları bakın nasıl Türkiye'ye vuruyor...
Haydi, gün sizin gününüz ey münafıklar, haydi havalara uçun ey bidatçiler. Yaptığınızla övünün ey diyalogcular. Keyfini çıkarın ve Hocamızın düşürüldüğü durumu keyifle sayredin bakalım. Seyredin ki, belki bir daha böyle bir manzara bulamazsınız.
YOLA DEVAM
Efendi Hazretlerimiz: "Hiçbir şey olmayacak, Allah Kerimdir. Kerim olan Allah elbette kapıları açacak" buyurdu. Dolayısıyla bizim taviz vermeden yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Bu ilk değil, biliyoruz ki son da olmayacak. Biz tasavvuf aşığı Hızır Hoca'yı, ilmin kalesi Bayram Hoca'yı feda ettik bu yola. Bir tane ölürse yüz tane yetiştiririz Allah'ın izniyle.