Çelik: Vakit kaybına tahammülümüz yok

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, açılan yeni üniversitelere ''tabela üniversiteleri'' eleştirileri yapıldığını belirterek ''Bizim vakit kaybına tahammülümüz yok. Kimse Türkiye'yi çelmelemesin'' dedi.


Bakan Çelik, İzmir Üniversitesi'nin birinci akademik yılı açılış törenine katıldı. Cumhuriyet'in kurulduğu 1923 yılında 1 üniversite bulunduğunu, bugün bu sayının 130'a ulaştığını anlatan Çelik, bakanlığı döneminde 13 vakıf, 41 devlet üniversitesinin kurulduğunu söyledi.

Üniversite bulunmayan il kalmadığını ifade eden Çelik, ''Bunlar tabela üniversitesi'' eleştirilerinin yapıldığını, ancak ''doğmayan çocuğun büyüyemeyeceğini, dikilmeyen fidanın ağaç olup, meyve veremeyeceğini'' kaydetti.

Çelik, ODTÜ ve Hacettepe üniversitelerinin de kurulduğunda ''baraka üniversiteler'' diye küçümsendiğini belirterek, ''Bizim vakit kaybına tahammülümüz yok. Kimse Türkiye'yi çelmelemesin. Olmayan üniversitenin bütçesi, kadrosu, rektörü olmaz. 81 ilde yeni kurulan 41 üniversite ile 78 bin kadro tahsis edildi'' diye konuştu.

Bakan Çelik, evrensel değerlerin, evrensel bakış açısıyla ele alındığı üniversitelerin, en aykırı fikirlerin bile konuşulduğu ortamlar olması gerektiğini, bunun sağlandığı taktirde ''çok daha iyi yol kat edileceğini'' ifade etti.

Türkiye'de 1990-2000 yılları arasında yılda ortalama 40-50 üniversite mezununun devlet bursu ile Avrupa'ya eğitime gönderildiğini anlatan Çelik, bu sayıyı her yıl 1000 öğrenciye çıkardıklarını, TÜBİTAK'ın da 5 bin 200 öğrenciye yurt dışında master ve doktora bursu verdiğini söyledi.

Çelik, üniversitelerin sadece eğitim kurumları olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

''Ar-Ge faaliyetleri üniversitelerin varlık sebeplerinden biri. 2000 yılında tüm Türkiye'nin kamu Ar-Ge bütçesi 100 trilyon Türk Lirasıydı. 2008 yılında 2 katrilyon 300 trilyon Türk Lirasıdır. Çağdaşlık budur. Türkiye 2003 yılından bu yana AB Araştırma Fonuna ortak. Teoride bu fona yatırılan paraların 20-50 katını geri almak mümkünken, geri dönüşüm yatırılanın yüzde 15-20'si civarında.''

İzmir'de öğrencilerin projeleriyle Avrupa Birliği (AB) fonundan 5.5 milyon avro alındığını hatırlatan Çelik, kente yeni üniversitelerin kurulması konusunda bazı girişimler bulunduğunu, İzmir'de üniversite sayısının birkaç yıl içinde 7'den 10'a çıkabileceğini sözlerine ekledi.

-DİĞER KONUŞMACILAR-

İzmir Valisi Cahit Kıraç ise yaptığı konuşmada, üniversitelerin toplumun itici gücü, öncüsü olduğunu belirterek, ''Üniversiteler demokrasinin gelişmesi, bilgi ve teknoloji üretilmesinde lokomotif görevi görür'' dedi.

Kıraç, İzmir'in bir üniversite şehri haline geldiğini, kentte 101 bin 623 üniversite öğrencisi bulunduğunu kaydetti.

Türkiye'de yüksek öğrenime talep ile arz arasında önemli fark olduğunu, her yıl 1.5 milyon civarındaki kişiden, az bir bölümünün üniversitelere girebildiğini ifade eden Kıraç, ''Türkiye'de vakıf üniversitesinde öğrenim gören öğrencilerin oranı yüzde 5,2. Bu düşündürücü bir oran. Vakıf üniversiteleri öğrencilerin üniversite öğrenimi için önemli bir seçenek'' diye konuştu.

İzmir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Necdet Doğanata da İzmir Üniversitesi'nin barışın, kardeşliğini üniversitesi olacağını belirtti. Doğanata hangi düşüncede olursa olsun tüm öğrencilerin aynı değeri taşıdığını, bu üniversitenin mezunlarının branşlarında aranan, parmakla gösterilen insanlar olmalarını istediklerini söyledi.

İzmir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oğuz Atalay ise evrenselliği ifade eden üniversitelerin insanoğlunun geliştirdiği evrensel değerlerin ve bilginin geliştirildiği ve yayıldığı kurumlar olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Atalay, üniversitelerin eğitim, bilimsel araştırma, yayın ve teknoloji geliştirme fonksiyonlarını evrensel anlamda gerçekleştirebilmelerinin ön koşulunun insan hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi olduğunu kaydetti.


AA

Eğitim Haberleri