Cebinizdeki telefon nerede olduğunuzu biliyor. Bankanıza haber veriyor. Tabii ki, hesaplarınızda ne kadar para olduğunu da... Ve o ses devreye giriyor...
Yeni Şafak'tan Yaşar Süngü, 'Cebinizdeki telefon sizi fena satıyor haberiniz olsun' dedi; 'Yakın takipteki' tüketicileri tuşa getiren oyunu deşifre etti:
Şehirde yaşıyorsak hepimiz o sesi duyuyoruz. Kafamızın içinde bir ses: 'Hadi durma, bir ödülü hak ediyorsun. O kadar istiyorsan al gitsin' demiştir binlerce kez.
O kötü niyetli sesi dinleyip ihtiyacımız yokken neler aldığımızı bir düşünelim: Eskimeden değiştirdiğimiz kıyafetler, ayakkabılar, televizyon, cep telefonu, buzdolabı, bilgisayar vesaie vesaire binlerce ürün.
Peki, bu kafamızdaki sesin nereden geldiğini hiç düşündük mü?
Zihnimizden bir türlü silemediğimiz bu etkileyici cümleler kafamızın içine nasıl yerleşiyor?
Asya'nın en büyük bankası olan DBS Bank kafadaki o sesi etkilemek için neler yapılabileceğini iyi araştırmış.
Banka ve markaların kafanızdaki o sesi nasıl kontrol ettiğini anlamak için "Kendinizi çok sevdiğiniz pahalı bir markanın mağazasında hayal edin" diyor
Siz kıyafetlere bakarken cebinizdeki akıllı telefon nerede olduğunuzu biliyor. Çünkü akıllı telefonların içine yüklediğiniz uygulamaların neredeyse hepsinde GPS bulunuyor.
Ve bu uygulamalar daha önceden belki de farkında bile olmadan verdiğiniz bilgi ve izin sayesinde cep telefonunuz bankanıza nerede olduğunuzu haber veriyor.
Bankanız, kredi kartı bilgilerinize sahip olduğu için nerelerden alışveriş yapmayı sevdiğinizi biliyor.
Tabii ki, hesaplarınızda ne kadar para olduğunu da. Eğer hesabınızda çok da nakit yoksa ne yaparsınız?
Normal şartlarda bir aylık sıkıntıyı göze almazsınız ve alışveriş yapmadan mağazadan çıkarsınız.
Zaruret ve ihtiyaçlarınız sizi çok zorluyorsa ve bu konuda hassassanız, borçtan korkuyorsanız kafanızın içindeki o sesi dinlemezsiniz.
İşte tam da bu noktada o ses devreye girer:
Hangi ses?
Telefonunuzun mesaj sesi!
İçinde bulunduğunuz durumu bir fırsata çevirmek isteyen bankanız tam o anda mağazadan çıkmadan sizi yakalar.
Size şöyle bir mesaj gelir: "Eğer 20 dakika içinde kredi alırsanız size çok iyi faiz oranları öneriyoruz hem de o anda içinde bulunduğunuz mağazadan yüzde 20 indirimli alışveriş hakkı sağlıyoruz!
Gelen mesajla işler değişir.
Borç korkunuz sona erer.
İhtiyaç ve zaruretler ertelenebilir hale gelir. Ve iki elinizde poşet ve torbalarla mağazayı mutlu ve huzurlu zafer kazanmış edayla terk edersiniz.
Tüketici çıkmadan mağazanın kapısında yakalanmıştır.
İşte 'doğru zaman doğru yer' adlı pazarlama taktiğinin ağı böyle çalışıyor.
Algoritma geliştiren Progress adlı bir şirketin baş teknoloji sorumlusu John Bates 'Algoritmalar yeni köleler' diyor.
Progress, bir çok şirket için algoritma üretiyor. Çoğu şirket de açıklamak istemiyor.
Çünkü bu algoritmalar iyi niyetli değil.
Algoritmalar insanları gruplara ayırıyor, davranışlarını kategorize ediyor. Bazıları bu algoritmaların ırk analizleri yaparak etnik kökenlerin davranış profillerini çıkaracağından endişe duyuyor. Ancak bu tekniklerin kullanımı giderek hız kazanıyor, çünkü algoritmalar kâr getiriyor.
Turkcell de yakın zamanda bu algoritmaları kullandığı için bir ödül aldı.
Aynı DBS Bank gibi Progress şirketinin müşterisi olan Turkcell kullanıcıların bulunduğu yere göre pazarlama yapıyor.
İş dünyası algoritmaları farklı amaçlar için de kullanıyorlar.
Bazı işadamları algoritmaları büyük kararlar alırken birer danışman olarak kullanıyor.
Algoritmanın testini geçen ürünler yatırıma uygun bulunuyor. Bazı iş adamları da bu sistemi pek onaylamıyor.
Onlar yatırım yaparken bir bilgisayarı değil, içlerinden gelen bir sesi dinlemek istediklerini söylüyor.
Peki nedir bu Algoritma?
Algoritma, matematikte ve bilgisayar biliminde bir işi yapmak için tanımlanan, bir başlangıç durumundan başladığında, açıkça belirlenmiş bir son durumunda sonlanan, sonlu işlemler (adımlar) kümesi.
Algoritma kelimesi, Özbekistan'ın Harezm, bugünkü Türkmenistan'ın Khiva kentinde doğmuş Ebu Abdullah Muhammed bin Musa el Harezmi isimli Fars matematikçinin adından geliyor.
Batılılar, el Harezmi (Latincede Algoritmi) sözcüğünü telaffuz edemedikleri için terim bu şekilde kalmış.
Algoritma, kökeni İslami olan ama zamanla değişen, dönüşen bir hal almış.
Dışı Müslüman kalmış ama içi boşalmış.
Yani bize yabancı değil!