Cahit Zarifoğlu'nu anıyoruz.

Cahit Zarifoğlu ölümünün 21. yılında sevenleri tarafından yeniden hatırlanıyor.

Şair Cahit Zarifoğlu Beylerbeyi Küplüce mezarlığındaki ikametgâhında dualarla anılacak.

Vefatının 21. yıldönümü olan 7 Haziran Cumartesi günü öğle namazından sonra ailesi, dostları, sevenleri, gönüldaşları, şairler, yazarlar ve kültür adamları her yıl olduğu gibi bir araya gelip şairi anacaklar. Beylerbeyinin değerli hocalarından Osman Acuner, Cennet Camii Hocalarından Hüseyin Çiçek ve Çengelköy Çınaraltı Camii İmamı Davut Özgül, Kur'an- Kerim okuyacaklar.

Türk şiirinin prensi, "şair-i maderzat" olarak anılan Cahit Zarifoğlu 1987 yılında 7 Haziran'da vefat etmişti.

ZARİFOĞLU KİMDİR?

Zarifoğlu, şiirleriyle Edebiyat dünyasında önemli bir yere sahiptir. Zarifoğlu'nun Şiiri modern Türk şiiri içinde bir mihenk taşı özelliği taşır, şiirini kurduğu platform, kullandığı imgeler ve hep yeni baştan okunması gereken söz dizimi ile gündelik hayatta bir şeylere karşılık düşen şiir değil; "ulaşılması gereken şiir"dir.

Zarifoğlu, Hayatını kendi diliyle şöyle anlatır:
"1940'ta Ankara'da doğdum. Rahmetli babam hakimdi. Bu vesile ile çocukluğum Güneydoğu'da geçti. İlkokula Siverek'te başladım. Maraş ve Ankara'da bitirdim. Ortaokula ise Kızılcahamam'da başladım, liseyi Maraş'ta tamamladım. Aslen Maraşlıyım.

Ceddimiz 300 yıl kadar önce Kafkasya'dan Maraş'a gelip yerleşmişler.
Bunlar üç kardeşmiş ve içlerinden birinin adı Zarif'miş. İşte bizim aile bu Kafkasyalı Zarif'ten geliyor. Daha çok bu sebeple olacak Kafkasya'yı çok seviyorum.

Edebiyata lise yıllarında şiir ve kompozisyonlar yazarak başladım. Usta hikâyeci Rasim Özdenören, şair Erdem Beyazıt, şair Alaaddin Özdenören ile aynı sıralarda okuduk.

Liseden sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatını bitirdim. Öğrenciliğim sırasında çalışmak zorundaydım. Muhtelif gazetelerde sayfa sekreteri olarak çalıştım. Bu yüzden tahsilim biraz ağır aksak ilerledi. Bütün bunlar zarfında vazgeçmediğim, değişmeyen, istikrarlı bir yönüm vardı, o da şairliğim ve yazarlığımdı.

Bir yerde çok titiz bir insanım, bir bakıma da hiç titiz değilim. Görünüşte bir düzensizlik içindeyim, ama her şey zihnimde benim de şaştığm bir disiplin ve düzen içindedir. Şu masanın halini görüyorsun. Çekmecelerde öyle. Ama söyleyin bir şey onu gözüm kapalı çıkarayım. Hayatımda öyle. Bir telaş içinde parçalanmış gibiyim. Ama saati saatine proğramlanmışımdır.

Şiiri de ne zaman yazacağımı bilmiyorum. Memur gibi. Durum öyle gerektiriyor. Sezai Karakoç Ağabeyin yayınladığı Diriliş dergisinde şiirlerim yayınlandı. Ağabeyin sohbetlerinden ve yazdıklarından çok şeyler öğrendik. Her anlamda bizim hocamızdı. Yetişmemizde çok büyük faydası oldu. Sonra Nuri Pakdil ve arkadaşlarının yayınladığı Edebiyat dergisinde yazdım.

1976'dan itibaren ise ben, Erdem Beyazıt, Rasim Özdenören, Akif İnan ve Nazif Gürdoğan'nın kurucuları olduğu Mavera dergisinde şiirlerim, bir-iki hikâyem, senaryo çalışmalarım, günlüklerim ve "Okuyucularla" ismini verdiğimiz sohbetlerim yayınlandı. Bir kaç yıldan beri ise roman çalışıyorum. Bunlardan ilki Savaş Ritimleri 1985'te yayınlandı. Ayrıca çocuk edebiyatı dalında kitaplar yazdım."

Değişik dönemlerde ilkokul öğretmen vekilliği ve Almanca öğretmenliği yapan Cahit Zarifoğlu, 1976'dan itibaren TRT Genel Müdürlüğü'nde mütercim sekreter olarak görev aldı. Farklı gazete ve dergilerde yazıları yayımlandı. Mavera Dergisi'ni arkadaşlarıyla birlikte yayımladı.

Zaman Gazetesi ve Mavera dergisi'nde 'Okuyucularla' başlığıyla hayli ilgi toplayan ve bir 'mektep' özelliği taşıyan sohbet köşelerini düzenledi. 1983'te TRT İstanbul Radyosu'nda görev aldı. Radyo oyunları yazdı. 1984'te Türkiye Yazarlar Birliği Çocuk Edebiyatı Ödülü'nü alan Zarifoğlu, 07 Haziran 1987'de Yâr'ine kavuştu. 'Yâr ile bayram iderler şimdi

Dünya Bülteni

Kültür-Sanat Haberleri