Çağlayan, "6 yıldır bakan olarak tek lafımı esirgemedim. Bankaları ahlaka ve edebe davet ediyorum. Siz kalkıp Muş'ta, Diyarbakır'da kredi verirken bu bölgenin arazilerini ipotek etmemeniz gerekir. Kredi verirken yüksek teminatların alınmasını doğru bulmuyorum. Yatırımcılar frene basmadan gaza basmaya devam ediyor. Bankalara buradan sesleniyorum. Siz de bir mertlik yapın 6'ıncı bölgeye daha öncelikli ve daha düşük faizli kredi verin" dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklığlu, Ekonomi Bakanlığı'nın Diyarbakır'da 'Türkiye'yi teşvik ediyoruz' başlığıyla düzenlenen 'Yatırım Teşvikleri Zirvesi'ne katıldı.
BAYDEMİR: İLK KEZ BİR BAKAN ARADI
Toplantının açılış konuşmasını yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, yapılacak en iyi yatırımın barışa yapılan yatırımın olduğunu vurguladı. Baydemir, 9 yıllık belediye başkanlığı görevinde ilk kez bir bakanın kendisini arayarak, "Diyarbakır'da bir toplantı gerçekleştireceğiz. Sayın başkan sen de katılır mısın? Konuşma yapar mısın?" diye sorduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi için bir coğrafyada, merkez ve yerelin işbirliği, birlikte hareket etmesinin şart. Yapabileceğimiz ve yapmamız gereken en büyük yatırım barışa yapacağımız yatırımdır. Çünkü barışa yapılacak yatırım hem ekonomik ve sosyal kalkınmayı, ama aynı zamanda istihdamı da beraberinde getirecektir. 30 yıllık zaman dilimi içerisinde kentteki bütün badirelere, sıkıntılara rağmen Diyarbakır'ı terk etmeyip Diyarbakır'a yatırım yapan, Organize Sanayi Bölgesi'nde fabrika açan işletme açan Diyarbakırlılara şükranı bir borç biliyorum. Ama aynı zamanda koşullar ve nedenler ne olursa olsun kentimiz Diyarbakır'ın sermayesini alıp, Türkiye'nin Batısı'nda büyüyen tüm girişimcilerimizi, işadamlarımızı bir kez daha Diyarbakır'a ve bölgeye yatırım yapmaya davet ediyorum. Diyarbakır Ortadoğu'nun en güvenli coğrafyasıdır. Diyarbakır'a bugün giren bir firma 5 yıl sonra kendisiyle kolay kolay rekabet edilemeyecek umudunu, heyecanı ve iddiasını ortaya atıyorum. Bölge dinamikleri kalkınma perspektifi içinde sadaka istemiyor. Sadakaya hiçbir şekilde talebimiz yok. Ama aynı zamanda bir geri kalmış bölgenin destek, dayanışma talebi de yok. Olan şudur. Bölgemiz ülkemizin en zengin coğrafyasıdır. Bu itibarla da fırsatı kaçırmamak gerektiğine inanıyorum."
Baydemir, bölgenin ülkeninen zengin cağrafyası olduğunu belirterek, bölgenin geri kalmışlığı ya da bölgelerarası kalkınmışlığının ortadan kaldırılması için çaba sarf ettiklerini belirtti. Baydemir, "En büyük yatırım barışa, kardeşliğe, huzura ve birlikte yaşama yapacağımız yatırımdır. Koşullar, sıkıntılar, hata siyasi faturası ne olursa olsun barışa yatırım yapmaktan asla vazgeçmememiz gerekiyor. Merkeziyle, yereliyle sıkıntılar ne olursa olsun kardeşli, eşitlik hukukunu asla pas geçmememiz gerekiyor" dedi.
HİSARCIKLIOĞLU: BARIŞIN MİMARI İŞ ADAMLARIDIR
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Başbakan Erdoğan'ın ekonomoyi ne kadar yatkın olduğunu herkesin bildiğini belirterek, "Huzur olmadan ticaret olmaz. Zengin olmak istiyorsak ticaretin önünü açacağız. Ticaret tek bir şey ister o da huzur ister. Çözüm süreci ile başlayan bu hedefi ve hırsı dün akşam ben gördüm. Son dönemde gelmeyen ilgi 1 ayda müthiş arttığını hep beraber görüyoruz. Çözüm sürercinde daha çok görev bize düşüyor. Aslında dünyada barışın mimarları siyasetçiler görünse de aslında barışın mimarları iş adamlarıdır. Almanya -Fransa arasındaki barışın mimarları yine işadamlarıydı. Diyarbakır önümüzdeki yıl bölgenin lojistik merkezi olacaktır. Bu bölgede girişimcilik ruh var" diye konuştu.
EKER:GÖZ YAŞI HEPİMİZİN
Katılımcıları Türkçe ve Kürtçe selamlayarak konuşmasına başlayan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, huzurun işin başı olduğunu belirtti. Türkiye'nin demokratikleşme ve sivilleşme yolu ile Kürt meselesini barış içinde çözmesinin bir çok alanda yeni ufuklar açacağını belirten Eker, "Türkiye'nin insanlarla, birbiriyle sorunu yok. Türkiye'nin düzeninin ve sisteminin vatandaşlarıyla sorunu vardır. Bizim sistemimiz içinde bir yara büyüttü. Bir yara geliştirdi. Bir sorun büyüttü. Yara kapalı ve hissedilmiyordu sadece sızı var ama görünmüyor. Dünya değişti, 85'den itibaren yara 30 yıldır kanamalı bir şekilde büründü. 30 yıllık kanayan süreç Türkiye'yla birlikte Diyarbakır'ın da kan kaybetmesine neden oldu. Gözyaşı hepimizin gözyaşı. Buna son verilmesi gerekiyordu, Türkiye kendi yarasını tedavi edebilecek olgunluğu dosta düşmana göstermek durumundaydı. Birinci sıradaki ihtiyaç güvenliktir, güvenliği olmadığı sürece varlığınız olmaz. Eğer o problem varsa siz teşvik vergi indirimi ve diğer uygulamalardan arzu edilen neticeyi alamazsınız. Atılan adımlarlar bölge illerinde güvenlik duygusunun durumuna göre farklı uygulamalara konu oldu. 6 ay sonunda değerlendirme yapmamız gerekecek" dedi.
ÇAĞLAYAN'DAN KÜRTÇE SELAM
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, salondakileri Kürtçe selamlayarak, "Ben de bu yörenin bir evladıyım Muşluyum, Kürdüm" dedi. Geçtiğimiz ay Başkan Baydemiri' arayarak toplantıya çağırdığını anlatan Çağlayan, "20 sinde misafiriniz olacağım. Kendisine gelin konuşma yapın dedim, kabul etti çok teşekkür ediyorum. Ben hesap vermeye geldim. Teşvik sisteminde 1 yılda yapmış olduğumuz sistemle Türkiye nerden, nereye geldi onları paylaşacağım. Teşvik sistemi STÖ'lerin eseri. Siz istediniz biz yaptık. Çözüm sürecinin hastası olarak bu teşvik sistemi diğerlerinden farklı oldu. Yatırımcı barışa bakar, demir yoluna bakar. Çözüm sürecinin konuşulması ile birilikte huzurun ne olduğunu daha iyi kavramış olacağız. Çözüm sürecini bir Kürt vatandaşı olarak çok önemsiyorum. Keşke 10 yıl önce başlasaydı. Başlatanın elinden öpseydim. Bu bir siyasi duruşla yapılacak bir iştir. Türkiye'de, Kürdün ne kadar hakkı varsa Türkün o kadar hakkı var. Sünni'nin neyse Alevinin de odur. Malazgirt 1071 kardeşliğin başlandığı tarihtir. Malazgirtte Kürdün, Türkün kardeşliği 1071'de başlamıştır. İster Türk ve Kürt olsun, yeter ki bu ülkenin beraberliğinden yana olsun, hepsi bizim başımızın üstünde yeri var. Çözüm süreci bunları bize sağlamaya başladı. Süreçle birlikte yatırımlar sel gibi akmaya başladı" dedi.
"BANKALARI AHLAKA, EDEBE DAVET EDİYORUM"
Bakan Çağlayan, bankalar konusunda getirilen konularda haklılık olduğunu belirterek, şöyle dedi:
"6 yıldır bakan olarak tek lafımı esirgemedim. Bankaları ahlaka ve edebe davet ediyorum. Siz kalkıp Muş'ta, Diyarbakır'da kredi verirken bu bölgenin arazilerinin ipotek etmemeniz gerekir. Kredi verirken yüksek teminatların alınmasını doğru bulmuyorum. Eşit davranılmalı. Diyarbakır iyi yaparsa, iyi örnek, yapamazsa kötü örnek oluyor. Yatırımcılar frene basmadan gaza basmaya devam ediyor. Bankalara buradan sesleniyorum. Sizde bir mertlik yapın 6'ıncı bölgeye daha öncelikli ve daha düşük faizli kredi verin. Diyarbakırlı kekolar, istihdamda başı Şanlıurfa çekiyor. Kardeşlik ve birlik için yolumuza devam edeceğiz. Türkiye başardığı zaman uçacak. Organize bölgeleri hazırlamazsanız yatırımcı gelmez. Valiler yer temin etsin. Daha fazla yatırım yapmak istiyorsanız ve iğneyi kendinize batırmak istiyorsanız size büyük görevler düşüyor. Diyarbakır'ın ihracatı son 10 yılda, 30 yılda arttı. Diyarbakır 2002'de 18 Diyarbakırlı ihracat yaptığı bir ilde 161 çıkardı. 23 ülke yerine tam 66 ülkeye ihracat yapıyor. Teşvik sistemi ve çözüm süreci ile birlikte ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gördük. Faiz borsa verilerini inceledim, göstergelerde artış var, 25 gün önce 4.61'e kadar düşmüştü. 7. 607'lara yükselmişti. Borsada yüze 4'lük düşüş vardı. ABD merkez başkanın yaptığı açıklamalardan kaynaklıdır. Dünyada bu düşüş yaşanıyor. Geçicidir. Çin'deki büyümenin yavaşlaması dünyanın büyük ülkelerinde hissedilecektir."