TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Burhan Kuzu, ''Anayasa kısa bir metin olmalı, ayrıntıları yasalara bırakmalı, başı ile sonu birbirini görmeli'' dedi.
Prof. Dr. Kuzu, Mardin Artuklu Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Türkiye'nin Yeni Anayasa Arayışı, Felsefe, Yönetim, İçerik'' konulu panelde, Anayasa'nın, birlikte yaşayabilmenin en büyük parçası olduğunu, bunun en güzel örneğinin Mardin'de yaşandığını söyledi.
Türkiye'nin, halen anayasasını arayan ve siyasal sistemini oturtmamış bir ülke olmasının kendisini üzdüğünü aktaran Kuzu, ABD'nin 300 milyon nüfusunu 7 maddelik kısa bir Anayasa metni ile yönettiğini bildirdi.
1982 Anayasası'nın, bir terörle mücadele metni olarak Kenan Evren'in kefil olmasıyla kabul ettirildiğini belirten Kuzu, şöyle dedi:
''Kenan Evren bu Anayasa ile terörün kökünü kazıyacağını söylemişti ama geldiğimiz noktaya bir bakalım nerelerdeyiz. Her Anayasa değişiklik talebimizde sivil askeri bürokrasi 'biz varız' diyor. Ama buna karşılık 'biz de varız' diyoruz. Anlaşılıyor ki yeni bir anayasa için telaşlı bir ortam gerekir. Mesela ülkemiz Cumhuriyet tarihi boyunca enerji ve zamanının yüzde 60'ı OHAL ile geçmiştir. Telaşsız bir ortama girdiğimiz zaman mutlaka başımıza bir şeyler gelir. Dolayısıyla Anayasa kısa bir metin olmalı, ayrıntıları yasalara bırakmalı, başı ile sonu birbirini görmeli. Bu özellikleri 1982 Anayasası'nda göremiyoruz.''
Muhalefet partilerine Mardin'den seslenmek istediğini belirten Kuzu, ''Burada size sesleniyorum: Gelin birlikte bir uzlaşma komisyonu kuralım ve yeni bir anayasa hazırlayalım. Eğer gelmiyorsanız sizi burada halka şikayet ediyorum'' diye konuştu.
Bilkent Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun da Türkiye'de ciddi bir anayasa probleminin mevcut olduğunu ve bunun 1982 Anayasası'ndan kaynaklandığını bildirdi.
Bugüne kadar 16 anayasa değişikliğine gidildiğini, bunların Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini anlatan Özbudun, 2007 yılından bu yana hazırladıkları ön taslak metnin insafsız ve haksız bir şekilde eleştirildiğini aktardı.
Özbudun, şöyle konuştu:
''(Kapalı kapılar ardında hazırlanmıştır, bir AK Parti dayatmasıdır) denildi. Bunların hiçbirini hak etmediğimizi düşünüyoruz. Çeşitli aşamalardan geçmesinin ardından TBMM Genel Kuruluna, ardından da referandumda halkın onayına sunulacaktı. Anayasa değişiklik süreci engebesiz değildir. Birtakım zorluk ve riskler taşısa bile siyasi iradenin bunu gerçekleştirmesi mümkün. Türkiye Milletvekilliği, kamu denetçiliği ve Siyasi Partiler Yasası'nda yapılacak değişikliklerle Türk demokrasisinin önü açılabilir.''
Atılım Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Köker ise anayasaları yapanların toplum olduğunu, anayasa değişikliklerinin halka mal edilmesi gerektiğini kaydederek, kısmi anayasa değişikliği yapmak yerine yeni bir anayasanın Türk demokrasinin gelişimi ve geleceği açısından daha önemli olacağını söyledi.
AK Parti Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel de daha çağdaş değerleri yansıtan, Türkiye'nin önünü tıkamayan, kurumlar arası dengeleri iyi koyan ve kendisi sorun olmayan bir anayasayı Türkiye'ye armağan etmek gerektiğini aktardı.
İki oturum halinde yapılan panelde, Anayasa Değiştirme Sorunu, Yeni Anayasa Yapımında Yöntem Sorunları, Anayasa Yapım Süreçlerinde Kurucu İktidar konuları ele alındı.