Demirel ile ilgili çıkan Kemal Kılıçdaroğlu ve Sinan Aygün'ü yönlendiriyor iddalarını doğru çıkaracak karelere rastlandı.Demirel, CHP logosunun önünde Genel Başkan pozu verirken Ecevit'le ilgili yaptığı konuşmada Shakespeare'den atıfta bulundu.
İşte Demirel'in Ecevit ile ilgili yaptığı konuşma:
BU DAVET BİR ONURDUR
5 Kasım 2006'da ebediyete intikal eden merhum Bülent Ecevit'i rahmetle ve saygıyla anıyorum. Bu toplantıya beni davet eden CHP'nin değerli Genel Başkanı'na teşekkür ediyorum. Bu davet bir onurdur. Uygarlık numunesidir. Tartışılacak bir tarafı yoktur.
MÜCADELELER TÜRKİYE İÇİNDİ
Aslında demokratik bir harekettir. Türkiye'de siyasetçiler birbirine küsmeye devam etmeli mi? Bir sözümüz var. Barışmasını bilmeyen kavga etmemeli. Siyaseti kendimiz için yapıyor değiliz. Halk için yapıyoruz. Siyaset yapanların sıkıntıları vardır. Gelirler, şartlar, fırsatlar, imkanlar ülke yararına düşündükleri çeşitli pozisyonlara koyar. Her şey bu ülke içindir. Bizim de geçmişte yaptığımız mücadeleler Türkiye içindi. Öyleydi öyle olmaya devam edecektir.
RAHŞAN HANIMEFENDİ'Yİ SAYGI İLE SELAMLIYORUM
Muhterem Rahşan Hanımefendi'yi saygı ile selamlıyorum. Ona da başsağlığı diliyorum. Çok güzel konuşmalar dinledik. Siyasetçiler birbirleri hakkında yanılabilir ama bunlar kan davası şeklinde olmaz, gelir geçer. Sayın Ecevit'in uzun süren devlet ve siyaset hayatında yaptığı hizmetler hatırlanacaktır. İşte bugün onu yapıyoruz.
2 KERE 2 DÖRT DESEM KANITLA DERLER
Shakespeare siyasetçileri görevdeyken değil, görevden sonra değerlendirin diyor. Şimdi herkesin bu büyük devlet adamını değerlendirmek için yeterli zamanı vardır. 2 kere 2 dört eder desem bana ispatla derler. Benim söyleyeceklerimi çok düşündüm. Bir deneme yapacağım. Siyasetçileri aslında devirleri etkiler. Devirler de siyasetçileri etkiler. Aslında siyasetçiler de birbirini etkiler. Bu etkileşim geçen 40 sene zarfında en güzel uygulamısını biz yaptık.
40 SENE BOYUNCA BİRBİRİMİZİ ETKİLEDİK
Sayın Ecevit 45 sene süren siyasi hayatını Başbakan olarak tamamladı. 45 sene milletvekili olarak gireceksiniz, Başbakan olarak tamamlayacaksınız. Bunun çok misalleri yoktur. Bu 45 sene Türkiye'nin de dünyanın da çok çalkantılı dönemleridir. İnişler çıkışlar olmuştur. Siyaset bundan etkilenmiştir Sayın Ecevit 10 kez genel seçime girmiştir. Bir adam 10 defa genel seçime girmeye tahammül etmiş. İnmiş, çıkmış, batmış, çıkmış ama ipin ucunu salmamış. 40 sene içinde birbirini etkileyen 2 kişi varsa bu evvela merhum Ecevit ve benim. Birbirimize hep kızdığımız zamanlar bile çok şey öğrenmişizdir.
ECEVİT'LE YEPYENİ BİR SOLUK GELDİ
Merhum Ecevit mavi gömleği giyip, kasketi takıp meydana çıkınca siyasete yepyeni bir soluk geldi, biz de ona uymak zorunda kaldık. Bu bir yarıştır. Bir halatın ucundan siz diğer ucundan o çekiyor. Niye halata asılıyor diye gücenmek yok. Ben 1962'de siyasete girdim. 62'ye kadar iyi mühendisim. 2000 yılında 38 sene sonra Cumhurbaşkanı olarak görevimi tamamladım. Bu 38 sene içinde ben de gittim geldim. En son hükümeti kurarken 6 defa gittim, 7 defa geldim lafı benimdir. Bu 38 senenin, 10 sene de partiler üstü bir görevimiz olunca 48 sene hizmetimiz olmuştur. Beyhude bir işle mi uğraştık, hayır. Söyleyeceğim 3 cümle daha var. Bunları söylemezsem eksik kalırız. Birbirimizle mücadele ettiğimiz 60'lı 70'li yıllardaki hedefimiz neydi? Merhum Ecevit ve ben, biz ülke bütünlüğüne, barışa, milletin refah ve mutluluğuna, demokratik ve laik cumhuriyete, sosyal hukuk devletine, Atatürk ilkelerine sadakatle bağlıydık. Her iki parti de...
İNANÇLI MÜCADELE ADAMINI TANIMAKTAN MUTLU OLDUM
Ve istedik ki, Türkiye'de demokrasi olsun, iktidarlar halkın oyuyla gelsin, halkın oyuyla gitsin, başka hiçbir güç olsun. Ve yoksulluğu, sefaleti yenelim. Bizim başladığımız köy hareketlerini onlar devam ettirdi, onların bıraktığını biz devam ettirdik. Siz sadece itiştiniz, kakıştınız diyenlere 1960'a bakmalarını ve 2000'e vicdanla ama vicdanla bakmalarını tavsiye ediyorum. Bu inançlı mücadele adamını tanımaktan her zaman mutlu olmuşumdur. Kendisin rahmetle anıyorum.