Bülent Arınç, Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nin ödül töreni öncesinde gündeme ilişkin soruları cevapladı. İki yıl süren Balyoz davası sonunda 'beğenilse de, beğenilmese de' 3 kişilik ağır ceza heyetinin bir karar verdiğini belirten Arınç, "Sanıkların yüzde 10'u beraat etti. Geri kalanlara mahkumiyet kararı verildi. Hiçbirimiz insani olarak 'oh oldu, iyi oldu' demek durumunda değiliz." dedi.
Yargı sürecin ilk aşamasının tamamlandığını, 'Çok ağır cezalar verildi. Çok haksız oldu' diyenlerin ve bunun aksini söyleyenlerin bundan sonraki süreçleri beklemeleri gerektiğini belirten Arınç, "Ben dün de ifade ettim. Mahkumiyete hiç kimse sevinmez, sevinmemeli ama iddialar ciddiydi. Bu iddiaları ciddi bulan sanıyorum ki deliler bulundu. Doğruluğunu temyiz aşamasından sonra vereceğiz. Temyizden sonra belki Anayasa Mahkemesi'ne başvuranlar olabilir. Ben geçmiş olsun diyorum." diye konuştu.
Arınç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in kendisiyle ilgili sözlerine ise şu karşılığı verdi: "Güya ben çok mutlu olmuşum. Bu çok yanlıştır. Ben böyle bir şey sarf etmedim. Bu insani olmaz. Bunu söylemek için ancak insanın Gürsel Tekin olması lazım. Ben hep tutukluluk sürelerinin uzunluğundan şikayet ediyorum. Tutukluluk bir tedbir olmaması lazım. Mahkeme kararı verilmediği sürece tutukluğun kaldırılmasını istiyorum. Hem milletvekilleri hakkında hem de içeride yatan tüm milletvekilleri hakkında. Dışarıdayken de mahkeme devam edebilir. Ben sadece mahkemelerin bir an önce sonuçlanmasını istemiştim. Bir dava iki, üç, dört sene sürmez. Burada iki senenin sonunda bir karar verilmiş oldu. Bence bir siyasetçide siyasetçi dışındaki herkeste birinin sözleri kendine anlatıldığında iyi okumalı, dinlemeli ve bizzat görmeli. Ondan sonra bir değerlendirme yapmalı. Doğrusu Sayın Tekin'e ben de yakıştıramadım."
Bülent Arınç, son günlerde artan terör olaylarında istihbarat eksikliği olup olmadığı yönündeki bir soruya ise şu cevabı verdi: "Son günlerdeki terör saldırıları hepimizi üzüyor. Şehitlerimize yeni şehitler ekleniyor. Onlara Allah'tan rahmet diliyoruz. Teröre karşı çok iyi sonuçlar alacağımıza ben inanıyorum. Biz de her olayın öncesi ve sonrası adli ve idari açıdan soruşturulur. Savcımıza ve Bingöl'de yapılan saldırılarda bir eksiklik, ihmal ya da vazifeyi kötüye kullanım varsa bunun sorumluları hakkında mutlaka gereken yapılır. Bütün istihbarat örgütlerimizin çalışmasına rağmen yine de önleyemediğimiz eylemler var. Bazı eylemler kötü sonuçlara neden olabiliyor. Ama bu eylemlerin birçoğu engellenebiliyor. Bunlardan çok fazla haberinizde olmuyor. Elimizden geleni yapıyoruz. İstihbarat paylaşımını yapıyoruz. Bütün imkanları kullanıyoruz. Bunun ötesinde ne yapmak gerekiyorsa büyük bir kararlılık içerisinde yapıyoruz. Biz devletiz, biz terörist değiliz. Onların mantığı ile onların yöntemi ile onların saldırı yaptığı gibi hareket edemeyiz. Biz devletiz, devletin iki yüzü yoktur. Tek yüzü var o da hukuktur. Hukuk içerisinde mücadele etmekteyiz. Türkiye'de normal hayat devam ediyor. Ne sıkıyönetim, ne de olağanüstü hal ilan etme niyetindeyiz. Hükümetin gücü bunun en kısa zamanda üstesinden gelecektir."