Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu'nda yapılan değişiklikle ilgili, ''Yeni görev alan arkadaşlarımızın da mutlaka başarılı olacağına inanıyorum. Kendilerini tebrik ediyorum'' dedi.
Eski kabinenin en tartışmalı bakanı olan İdris Naim Şahin'in gidişine ilişkin soruyu ise Bülent Arınç yanıtsız bıraktı.
"Etik olmaz!"
Arınç, CNN Türk televizyonunda yayınlanan Aykırı Sorular programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bakanlar Kurulu'nda yapılan değişiklikleri nasıl yorumlayacağına ilişkin soru üzerine Arınç, programın önceden planlandığını, gelişmeler üzerine bir araya gelinmediğini belirtti.
Bakanlar Kurulu'ndaki değişikliğin hayırlı olmasını dileyen Arınç, şunları söyledi:
''Yazılıp, çizilip, konuşuluyordu kabinede değişiklik olacağı. Bu tamamen Başbakanın takdirinde olan bir konu. Çalışma arkadaşlarını, ekibini zaman içerisinde bazı değişimlerle karşımıza çıkarıyor.
Ben Mayıs 2009'da Başbakan Yardımcılığına atanmıştım, 4. yılım içerisindeyim. Daha önceki dönemlerde de bazı değişiklikler yapılmış, 3 bakanımız ayrılmış, bir başkası gelmiş. Bazen tek olmuş bazen daha kapsamlı olmuş. Bu dönem için de böyle bir beklenti vardı. Kaldıki sayın Başbakan da 'her zaman her şey olabilir' diye bir işaret vermişti. Ben öncelikle görev yaparken bugün için ayrılmış olan değerli arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum. Benim 4 yıl hükümet içerisinde görebildiğim kadarıyla, onun öncesinde de takip ettiğim kadarıyla çok başarılıydılar herkes kendi alanında. Şimdi yeni görev alan arkadaşlarımızın da mutlaka başarılı olacağına inanıyorum. Kendilerini tebrik ediyorum.''
AK PARTİ DİNAMİK VE YARIŞMACI
Arınç, ''Hükümetlerde bir yorgunluk, bir sıkıntı yada bir yüz eskimesi, başarısızlık gibi durumlar mı oluyor? En önemlisi zaman zaman kabine içerisindeki fikir ayrılıkları mı bu durumları doğurur? Önümüzdeki günlerde de böyle başka değişiklikler olması olağan bir süreç midir?'' sorusu üzerine, ''Bütün şıkları alt alta toplayınca son şık hepsi şıkkıdır. Bu söylediklerinizin, söyleyemediklerinizin hepsi bir siyasi parti için geçerlidir'' dedi.
AK Parti'nin dinamik, yarışmacı, demokrasiyi benimsemiş bir parti olduğunu ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
''Bu partinin kuruluşunda emeğim geçtiği için parti programının yazılmasında, tüzüğün yazılmasında bilfiil emeğim olduğu için söylüyorum. Biz siyasette yarışmacı siyaset jargonunu benimsemiştik. Yani bu partide görev alan, almak isteyen herkesin önü açık olmalı, başarı onu her yere getirebilmeli. Önüne engel çıkarılmamalı. Bu süreç içerisinde değişim ve dönüşüm zorunludur. Yani bu bir siyasi taktik olduğu kadar herkesin aklıyla bulabileceği bir metottur. Yani herkes aynı noktada sürekli kalamaz kalmamalı.
Kamuoyunun en çok tartıştığı nedir? 3 dönem üst üste milletvekilliği yapanların en azından bir dönem ara vermesi. Bu aslında bu düşüncemizin bir ürünüdür. Belediye başkanları, il başkanları, il yönetim kurulları içerisinde yer alanlar da her kongrede mutlaka yüzde 30, yüzde 40 değişime uğramaktadır.''
BU SİYASİ BİR GEREKLİLİKTİR
Bakanların hükümet içerisinde kendi alanlarında projeleri, yapmak istedikleri ve ekipleri olduğunu, bu çalışmalarını süreç içerisinde de başarıyla yürüttüklerini belirten Arınç, zaman içerisinde partide başka isimlerin de bakanlık yapabileceğini söyledi.
Arınç, ''Çünkü bu insanlardan istifade etmek gerekir. Siyasi gereklilik olabilir. Yani o kişinin bakan olmasının o il için, parti teşkilatı için ayrı bir anlamı vardır veya bir başkası bekler. Çünkü ben mesela 2009 mart ayında yapılan genel mahalli seçimlerden sonra hükümet değişikliği yapılmıştı. Ben o zaman göreve başlamıştım. Şimdi 2011 seçimleri geçti yeni bir hükümet kuruldu ve ilk değişikliğini şimdi yapıyor. Onun zamanlaması ihtiyaçlara göre'' diye konuştu.
''Yadırganacak bir şey yok'' denilmesi üzerine, ''Hiç yadırganacak bir şey yok'' dedi.
YANIT VERMEDİ
''Türkiye'de toplumsal mutabakatın büyük oranda olduğu Kürt sorununu aşma yönteminiz Türkiye'nin genelinde karşılık buluyor. Burada kritik isimlerden birisi İdris Naim Şahin'di. Pek çok sebepten dolayı Sayın Şahin'in daha milliyetçi bir politika izlediği söyleniyordu. Muammer Güler Bey'in bütün kesimlerle diyalog kurabilen ve sanki Kürt meselesi sürecinde bir simgesi, anlamı varmış gibi geldi. Bu yorumlama doğru mu? Siyaseten artık İdris Naim Şahin bey bir yük haline gelmiş miydi?'' şeklindeki soru üzerine Arınç, bu soruya cevap vermesinin etik olmayacağını söyledi.
Arınç, şöyle konuştu:
''Parlamentoda ve hükümette birlikte çalıştığımız arkadaşım için kamuoyunda, basında veya bir başka yerde yapılan tartışmalara benim taraf olmam söz konusu olamaz.
Ancak İdris Naim Şahin arkadaşımız mülkiye kökenli bir arkadaşımızdır. Kaymakamlık yapmıştır. Daha sonra büyükşehir belediyesinde çalıştı. Partimizin uzun yıllar genel sekreterliğini yaptı ve haklı olarak bir bakanlığa atandı. Bakanlığı belki kısa süreli oldu ama bu süre içerisinde ben bakanlık teşkilatı içinde genel kabul gördüğüne inanıyorum. Ama gazetelerde yazılan, kendi konuşmaları, o konuşmalar sebebiyle birilerinin onu eleştirmesi konusu tamamen vicdanların takdir edeceği bir konu. 'Bu görev değişikliğinin onlarla irtibatı var mı, yok mu' derseniz. Vardır desem de yoktur desem de bu benim ağzımdan çıkacak bir söz değil. Ben İdris Naim Şahin arkadaşımızın bakanlığında başarılı olduğunu, en azından bakanlık teşkilatının Emniyet Genel Müdürlüğü de olmak üzere, valiler de olmak üzere, kaymakamlar da olmak üzere onun kişiliğinden ve bakanlığından memnun olduğunu biliyorum.''
YADIRGANACAK BİR İSİM DEĞİL
Arınç, ''Sayın Güler'in bugüne gelmesiyle birlikte biz dün çok tartışılan Sayın Başbakan'ın da bir uyarı tonunda yaptığı 'Türkiye'nin Başbakanına eğer siz bomba yağdırıyor derseniz bu iş olmaz' dediği süreçte yine de bir olumlu zeytin dalı olarak görebilir miyiz. Tırnak içinde Kürt sorununda barış arzusu AK Parti açısından devam edecek mi?'' sorusu üzerine, ''İsim olarak Muammer Güler Bey'e kimsenin itirazı olmaz. Çünkü uzun yıllar idarecilik yaptıktan sonra yine uzun yıllar İstanbul Valiliği yaptı. 15 milyonluk nüfusu olan bir kenti başarıyla yöneten bir insan. Şu anda da milletvekili olduktan sonra İçişleri Komisyonu Başkanı oldu'' dedi.
Muammer Güler'in güler yüzlü olduğunun söylenmesi üzerine de Arınç, ''Güler yüzlü bir insan. Medeni ilişkileri var... Ben iyi bir isim olduğunu düşünüyorum diğer bütün arkadaşlarım gibi. Yadırganacak bir isim değil. Bunun sayın Başbakanımız açısından nasıl bir anlamı vardır bilemem ama ben de hükümette bulunan biri olarak İçişleri Komisyonu Başkanlığı yapmış, valilik yapmış ve mülki amirliği konusunda kendisinden sitayişle bahsedilen bir insanın tanıdığı bir kurumda bakan olmasını çok tabii görüyorum.''
DİNÇER'İ İNKAR ETMEYECEKTİR
Nabi Avcı'nın Milli Eğitim Bakanlığı'na getirilmesini nasıl değerlendirdiğine ilişkin soru üzerine ise Arınç, Ömer Dinçer'in bakanlığında önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini, Nabi Avcı'nın da bu dönemde Milli Eğitim Komisyonu Başkanlığı görevini yürüttüğünü söyledi.
Arınç, ''Sayın Avcı, bence Milli Eğitim'de belki yeni bir yüzle yeni bir adımla ama Ömer Dinçer'in yaptıklarını da inkar etmeden yoluna devam edecektir. Başarılı olacağını düşünüyorum. Ömer Dinçer'in, kuralları ve prensipleri çok önemli olduğu için, 700 bine yakın öğretmeni olan, birkaç milyonluk personeli olan binlerce okul, binlerce idareci, eş durumları, yeni atama bekleyen öğretmenlerle çok üzüldüğünü, çok sıkıldığını da biliyorum. O, prensiplerinden taviz vermemişti. Onu başarısızlığı sebebiyle değil, belki Sayın Başbakanın dikkat ettiği başka bir husus sebebiyle bu sefer bakanlıktan biraz dinlenmeye tercih etmiş olabilir'' diye konuştu.