Bu mu İslamcı kuşağın aykırı kızı

Kafada battaniye, belinde kilim, ayağında palyaço ayakkabıları.. Okuyunca "pes" diyeceksiniz.

Hürriyet yazarı Ayşe Arman'ın bugünkü köşesindeki konuğu Haber7.com'un yazarı ve Marmara FM'in yayın yönetmeni Esra Elönü.

Elönü sözde, islamcı kuşağının aykırı kızı. Kendi deyimiyle sürünün bir parçası olmak istemediği için böyle giyiniyor. Ama aykırı olmak adına kantarın topuzunu biraz kaçırmış gibi. Kafasına taktığı battaniye, beline sardığı kilim ve ayağına giydiği komik ayakkabılarla islamı temsil etmekten çok uzakta.. Bu haliyle daha çok yozlaşmış islamı çağrıştırıyor.



İşte Arman'ın bugünkü yazısı

Kapalı ama isyancı. İnançlı ama aykırı. Örtülü ama anarşist. Sadece içi değil, dışı da farklı. Haber7.com'un yazarı ve Marmara FM'in yayın yönetmeni Esra Elönü, kendini çizgi roman kahramanı olarak tanımlayabiliyor. "Sürü"nün bir parçası olmak istemediği için, kıyafetlerini kendi çiziyor, bir arkadaşı da dikiyor. Ve ortaya bu görüntü çıkıyor. Ucu kesik eldivenleriyle, botlarıyla, kalın kemeriyle, siyah matrix pardösüsüyle Blade Runner filminden fırlamış gibi. O, İslamcı genç neslin yeni sesi olarak kabul ediliyor...

Bu üzerinizdeki kıyafetler sizin kendi çizdiğiniz şeyler mi?
Evet. Elimden dikiş gelmiyor ama bir terzi arkadaşıma götürüyorum; o da kahkahalar atarak dikiyor. Ben de giyip sokaklara çıkıyorum. Çok içselleştirdiğim için de emanet gibi durmuyor.

Kaç yaşında örtündünüz?
10.

10 yaşındaki bir çocuk, "Allah emretti, kafamı örtmem lazım" diyebilir mi?
Diyemez. Zaten o başörtüsü değil, "saç örten bir kapatıcı." Zamanla, yerli yerine oturtuyorsun. 10 yaşında kapandım ama 13 yaşındayken saçma gelseydi, kafamdan çıkartıp atabilirdim.

Ama bütün kardeşleriniz örtülü öyle değil mi?
Evet, başörtünün çekirdeğinden gelmeyiz!

Ailede, sizin kadar eksantrik ve farklı örtünen bir başkası var mı?
Yok ama bu da normal. "Benden bir tane daha"ya kimse tahammül edemez! Kaç yaşındaydım bilmiyorum ama örtülü insanların genellikle tek tip giyindiğini fark ettim, firmaların ürettiği bazı kıyafetler var, herkes onları giyiyor ve birbirine benziyor. Ben de dedim ki, "Sürüye dahil olmayacağım. Kapanacağım ama kendi istediğim gibi..."

Çizgi roman kahramanı gibi duruyorsunuz. Onların böyle kostümleri vardır...
Evet, çünkü ben kafasında çizgi roman sekansları olan biriyim. Gerçeğin de, çizgi romanlar olduğuna inanıyorum. Ama tabii kolay oldu zannediyorsanız yanılıyorsunuz, annem hálá, "Sen 40 yaşına gelince de böyle mi giyineceksin?" diyor.

Babanız peki? O ne diyor?
Bir gün olsun, "Bu ne hal!" demedi. Örtülü olmam onun için yeterli, sesini çıkarmıyor.

Kıyafetlerinizle, makyajınızla güzelliğinizi ön plana çıkarıyorsunuz. Bence şahane de... Örtünmenin esasına aykırı değil mi?
Değil.

Muhafazakárlar itiraz ediyorlardır...
Etmez olurlar mı? Eldivenlerim, aksesuvarlarım hep eleştiri konusu...

"Blade Runner" filminden çıkmış gibisiniz. Ama eğreti de durmuyor...
Çünkü bu, benim. Kendimi ne kadar saklayabilirim ki? Benim gibi bir insanı, kalıba nasıl sokabilirsiniz ki? Masamın üzerinde ağzı açık bir konserve kutusu var. Kapağında, "Ağzımı açtırmayın demiştim!" yazıyor, içinde de 1982 Anayasası var. Bu, absürt bir şey. Çünkü ben öyleyim. Fıtratım böyle. Allah'ın da beni böyle istediğini, böyle sevdiğini düşünüyorum. (...)

Medyanaliz Haberleri