Anvers kentinde ilköğretim 6'ncı sınıfta başörtüsüyle okumasına izin verilmeyen bir öğrencinin velisince Danıştay gündemine getirilen davada savcı, bu konuda okul yönetimlerinin yetkili olmadığı gerekçesiyle "başörtüsü yasağının yasa dışı olduğu" yönünde görüş bildirdi.
Davayla ilgili kararını cuma günü verecek olan Danıştay, savcının görüşüne uyarsa başörtüsü konusunda karar yetkisi Flaman bölge hükümetine geçecek.
Belçika nüfusunun yüzde 60'a yakınının yaşadığı Flaman bölgesinde okulların üçte biri başörtüsünü yasaklarken bir o kadarı serbest bırakıyor. Kalan okullarda başörtülü öğrenci bulunmadığından bu konuda alınmış bir karar yok.
Bu arada Anvers'teki bazı okullarda uygulanan başörtüsü yasağına karşı protesto gösterileri düzenlenmeye başlarken, bazı okullarda velilerle yönetim arasında gerginlik yaşanıyor. Birçok başörtülü öğrencinin de bu okullardan ayrıldığı bildiriliyor.
Flaman Yeşiller partisinden federal milletvekili Meryem Almacı ve Flaman Hristiyan Demokratlardan Anvers Belediye Meclis Üyesi Ergün Top bölge hükümetine inisiyatif alarak başörtüsü yasağını tüm okullarda kaldırması çağrısında bulunsa da Flaman Eğitim Bakanı Pascal Smet, Avrupa Birliği müktesebatına göre yetkinin okullarda kalması gerektiğini savunarak bu konuda sessiz kalıyor.
Belçika'da dini ve felsefi sembollerin kullanımına ilişkin hiçbir yasa veya genel kural bulunmuyor. Anayasa, her vatandaşa inanç özgürlüğü ve bunu ifade etme hakkı tanıyor. Ancak kamu sektöründe, okullarda ve özel sektörde bazı "istisnalar" uygulama konusu oluyor.
İşverenler, yapılan işin özelliklerine ve bireysel tercihlerine göre, çalışanlara dini semboller taşımayı yasaklama hakkına sahip bulunuyor.
Kamu sektöründe polis, asker, avukat, yargıç gibi üniformalı veya özel giysili çalışanlar ve halkla doğrudan temasta olanların dini sembollerle görev yapmaları uygun görülmüyor.
Okullarda bu konuya ilişkin uygulamalar iç yönetmeliklerle belirleniyor ve yönetimlerin tavrına göre değişiyor.
Parlamentolarda da dini ve felsefi sembollerin taşınmasına ilişkin genel bir kural bulunmuyor. Halkın seçtiği temsilcilerin tarafsız olmadıkları, inanç ve eğilimlerini açıkça gösterebilecekleri, Belçika'nın laiklik değil "tarafsızlık" ilkesini benimsediği belirtiliyor.