Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Fransa'da kabul edilen Ermeni iddialarını ret edenleri cezalandıran yasa ile ilgili olarak, yönetimlerin bazı çıkar hesapları doğrultusunda, serbest düşüncenin ve araştırmanın sınırlandırıldığını, insanların doğru bildiklerini söyleyebilmelerinin önünün kapatıldığını belirterek, "Yüce Türk milletinin alnına kara leke sürülmeye çalışılması başlI başına haksızlıktır. Bu girişim karşılıksız kalmayacaktır." dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun ev sahipliğinde gerçekleşen 4. Büyükelçiler Konferansı üyelerine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, akşam yemeği verdi. Yemeğe katılması planlanan Başbakan Erdoğan'ın istirahatı nedeniyle vekâleten katılan Arınç, Büyükelçilerle Ankara Vilayetler Evi'nde bir araya geldi. Ahmet Davutoğlu'nun da katıldığı yemekte büyükelçilere seslenen Arınç, büyükelçilere Başbakan Erdoğan'ın selamını ve başarı dileklerini iletti. Türkiye'nin hemen yanı başında Ortadoğu'daki siyasi dönüşüm süreci ve Yunanistan'dan Portekiz'e kadar uzanan ekonomik krize değinen Arınç, şöyle konuştu: "Etkilerinin bir süre daha devam edeceği tahmin edilen bu iki kriz ortasında bulunan Türkiye güven veren ekonomisi, demokrasisi ile ve aktif dış politikasıyla istikrarı giderek yükselmektedir. Bunun nedeni diğer büyük ülkeler değil kendi dinamiklerimizi kullanmamız ve kendi kabiliyetimizi kullanmamızdır."
"ENDONEZYA'DA DEMOKRASİ ANLAYIŞIMIZ, AFRİKA'DA KALKINMA MODELİMİZ, AMERİKA'DA RADİKALLEŞMEYE KARŞI BİZİM MODELİMİZ KONUŞULMAKTA"
"Artık dünyanın neresinde olursanız olun Türk diplomatı olmanın ağırlığını ve sorumluluğunu hissetmektesiniz." diye konuşan Arınç, "Yaklaşık 10 yıl önce iktidara geldiğimizde bizim hedefimiz buydu. Artık Endonezya'da Türkiye'nin demokrasi anlayışı, Afrika'da Türkiye'nin kalkınma modeli, ABD'de ise radikalleşmeye karşı bizim modelimiz konuşulmaktadır. Bunları sizler sahadaki kişiler olarak daha yakından görmektesiniz." dedi.
"TÜRKİYE'Yİ LAYIK OLDUĞU YENİ BİR ANAYASAYA KAVUŞTURMAK EN ÖNCELİKLİ HEDEFİMİZ"
Dış politikada ihtiyaç duyulan diğer en önemli donanımın ise Türkiye'nin muasır medeniyetler çizgisinde yürüyüşü olduğunu kaydeden Arınç, Atatürk'ün "Dış politika ile iç politikayı birbirinden ayrı düşünmemiz mümkün değildir." sözünü hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye içeride güçlü, müreffeh olduğu gibi dışarıda da etkin, aktif ve başarılı olabilecektir. Bu konuda zaten son 10 yılda büyük mesafe kat ettik. Ancak daha kat etmemiz gereken uzun bir yolumuzun olduğunun da bilincindeyiz. Bu bağlamda Türkiye'yi layık olduğu yeni bir anayasaya kavuşturmak en öncelikli hedefimizdir. Parlamentomuzun tüm siyasi grupları ile toplumumuzun tümünün katılımıyla varacağımız mutabakatla oluşturacağımız anayasa ile ülkemizi daha güçlendireceğiz."
Demokrasiyi güçlendirerek bunun önünde en önemli engel olan terörizm ile mücadele de önemli üstünlük sağlanacağının altını çizen Arınç, büyükelçilerin yıllardır terörle mücadelenin dış politikasında faaliyet gösterdiğini vurguladı. Uluslararası toplumu bu konuda üzerine düşen yükümlülüklerini yapması için çaba sarf ettiklerini aktaran Arınç, bunun çok önemli olduğunu ve bu gayretlerini aynı karalılıkla sürdürmeleri gerektiğini dile getirdi.
"TERÖRÜN İÇ BAĞLANTILARINI ÖZELLİKLE SON AYLARDA SERGİLENEN STRATEJİLERLE DARALTIYORUZ"
Arınç, şunu da kabul etmeleri gerektiğini vurgulayarak, "Terörün iç kaynaklarını kurutmadan çareyi sadece dışarıda aramak bizi bu beladan kurtarmaz. İşte bizde bu anlayışla terörün iç kaynaklarını özellikle son aylarda sergilenen stratejilerle daraltıyoruz." şeklinde konuştu.
Ekonomik alanındaki performansın dış politikaya doğrudan etki yaptığını vurgulayan Arınç, Türkiye'nin yakın zamana kadar yardım alan bir ülke olduğunu fakat artık Türkiye'nin yılda bir küsur milyar yardım veren ülke konumuna geldiğini ifade etti.
"DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN VATANDAŞLARIMIZ DEVLETİMİZİN ŞEFKATİNİ HİSSETMELİDİR"
"Elçiye zeval olmaz" diyen Arınç, Büyükelçilerden beklentilerini şöyle sıraladı: "Elçi söyleneni söylenmesi gerekenleri, çekinmeden korkmadan muhataplarına iletebilmelidir. Bu nedenle sizlerin yaşamları, kararları Türkiye yaşamı ve tavrı olmalıdır. Bu yaklaşımı hem ülkeler hem de Türk vatandaşları hissetmelidir. Bu sebeple dünyanın neresinde olursa olsun vatandaşımız devletimizin şefkatini arkasında hissetmelidir. Sizlerden beklentimiz budur."
"TÜRK MİLLETİNİN ALNINA KARA LEKE SÜRÜLMEYE ÇALIŞILMASI KARŞILIKSIZ KALMAYACAK"
Diğer ülkelerde yaşayan Türklerin örgütlenme konusundaki eksikliğine dikkat çeken Arınç, Türkiye'nin yurt dışında en fazla vatandaşa ve en büyük diasporaya sahip ülkeler arasında olduğunu hatırlattı. Diğer ülke diasporalarının bulundukları ülkelerde karar alma mekanizmalarına etki ettiklerini belirten Arınç, bu konuda son örnek olan 1915 olaylarına ilişkin Fransa'da hazırlanan yasa tasarısına değinerek, sözlerini şöyle tamamladı: "Yönetimlerin bazı çıkar hesapları doğrultusunda, serbest düşüncenin ve araştırmanın sınırlandırılması, insanların doğru bildiklerini söyleyebilmelerinin önünün kapatılması ve yüce Türk milletinin alnına kara leke sürülmeye çalışılması başlı başına haksızlıktır. Bu girişim karşılıksız kalmayacaktır. Türkiye tarihi ile her zaman yüzleşmeye hazırdır. Gelin bunu birlikte araştıralım, arşivlerimizi açalım bir ortak tarih komisyonu kuralım teklifinde bulunduk. Bu çağrımız halen daha geçerlidir. Ancak muhataplarımız kaçak dövüşmeyi tercih ediyor. Bizlerin bu konuda diğer ülkelerdeki vatandaşlarımızı yönlendirmemiz gerekiyor. Bunun için de vatandaşla birlikte yaşamamız, onlarla her türlü desteği vermemiz gerekir."
Büyükelçilere çalışmaların da başarılar dileyen Arınç, Büyükelçilerin yeni yılını kutlamayı unutmayarak, "Birkaç gün sonra yeni bir yıla gireceğiz. 2012'nin de hepiniz için mutluluklarla dolu olmasını diliyorum." dedi.