Erdoğan konuşmasında, dün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın coşkuyla kutlandığını belirtti.
Yurt dışındaki temsilciliklerde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) de 29 Ekim sevincinin törenlerle, etkinliklerle, gururla yaşandığını aktaran Erdoğan, dış misyonları ziyaret ederek, mesaj göndererek bayram sevincini paylaşan herkese ve liderlere teşekkür etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Mücadele ile tarih boyunca vatan savunmasında kahramanca çarpışan tüm şehitleri ve gazileri andı.
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketine (TUSAŞ) yönelik terör saldırısını hatırlatan Erdoğan, "Geçen hafta Cumhuriyetimizin en büyük kazanımlarından, en önemli kuruluşlarından biri olan TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki tesislerine yönelik alçakça bir terör saldırısı oldu. Bu saldırıda şehit düşen kardeşlerimize Cenabıallah'tan rahmetler diliyor, ailelerinin ve milletimizin başı sağolsun diyor, tedavisi devam eden yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum." diye konuştu.
Erdoğan, dün TUSAŞ'ı ziyaret ederek çalışanlarla kucaklaştığını, taziye ve geçmiş olsun dileklerini ilettiğini aktardı.
"Daha fazla çalışarak, şehit arkadaşlarının ruhlarını şad etmeyi sürdüreceklerine inanıyorum"
TUSAŞ tarafından geliştirilen yerli ve milli T625 Gökbey helikopterinin ilkinin törenle Jandarma Genel Komutanlığına teslim edildiğini anlatan Erdoğan, yıl sonundan önce iki Gökbey'in daha jandarmaya teslim edileceğini bildirdi.
2026'da da toplam 20 Gökbey helikopterinin farklı kurumlara teslim edileceğini açıklayan Erdoğan, "TUSAŞ çalışanlarımızı, yaşadıkları kalleş terör saldırısına rağmen her zamankinden daha inançlı, azimli, bilenmiş gördüm. Özgüvenleri fevkalade yüksekti. Gözlerinde tam anlamıyla bir adanmışlık duygusu vardı. TUSAŞ'taki kardeşlerimizin bizzat kendi ifadeleriyle, hainlere rağmen daha fazla üreterek, daha fazla çalışarak, şehit arkadaşlarının ruhlarını şad etmeyi sürdüreceklerine inanıyorum." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TUSAŞ'ın ve savunma sanayisi kuruluşlarının yanında olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Savunma sanayisi ile ilgili video gösteriminin ardından konuşmasına devam eden Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) 23 Nisan 1920'de Ankara'da faaliyetlerine başladığını, Kurtuluş Savaşı'nı sevk ve idare ettiğini, zaferin ardından 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan ettiğini söyledi.
"Bu Cumhuriyet, 85 milyonun tamamının Cumhuriyetidir"
Erdoğan, Cumhuriyet'in, TBMM çatısı altında milletin temsilcilerinin onayıyla, milletin ortak kararı olarak vücut bulduğuna işaret etti.
"Cumhuriyet, belli bir şahsın, belli bir zümrenin, belli bir kitlenin, belli bir mezhebin, meşrebin, etnik kökenin Cumhuriyeti değildir" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu Cumhuriyet, zenginin olduğu kadar yoksulun da Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet ne kadar batılının, ne kadar güneylinin Cumhuriyeti ise o kadar da kuzeylinin, o kadar da doğulunun Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, Alevinin de Sünninin de Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, sağın da solun da Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, çoğun da Cumhuriyetidir, azın da Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, inancı, düşüncesi, yaşam biçimi, hayat tarzı her ne olursa olsun kendisini bu vatana, bu millete, bu topraklara ait hisseden herkesin, her bir ferdin Cumhuriyetidir ve bu Cumhuriyet, Türk'ün de Cumhuriyetidir, Türk'ün olduğu kadar elbette Kürt'ün de Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, 'Ben, Türkiye Cumhuriyeti'nin onurlu bir vatandaşıyım' diyen Laz'ın, Çerkez'in, Arap'ın, Rum'un, Roman'ın yani vatan topraklarında yaşayan herkesin Cumhuriyetidir. Bu Cumhuriyet, bizim, hepimizin eseridir. Öyleyse bu Cumhuriyet, bizim, hepimizin, 85 milyonun tamamının Cumhuriyetidir. Ben inanıyorum ki bu topraklar üzerinde yaşayan, bu topraklara vatandaşlık bağı ile bağlı olan hiç kimsenin Cumhuriyet ile Cumhuriyet fikriyle bir meselesi, bir sorunu, bir problemi yoktur."
"Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar"
"Geçtiğimiz bir asır boyunca yaşadığımız sorunlar Cumhuriyet'ten değil, Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak zulmedenlerden, onu istismar edenlerden, ona ihanet edenlerden kaynaklanmıştır" ifadesini kullanan Erdoğan, "Evet, bunu yaptılar. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanarak ayrımcılık yaptılar. Cumhuriyet fikrinin arkasına saklanıp zulmettiler, ötekileştirdiler. Cumhuriyet fikrinin ardına gizlenip bu ülkenin huzuruna, birliğine, dirliğine, ezeli ve ebedi kardeşliğine en büyük zararı verdiler." görüşünü paylaştı.
Aziz milletin engin ferasetiyle, sınırsız basiretiyle her şeyin farkında olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Milletimiz, tüm olumsuzluklara rağmen hem Cumhuriyet fikrine hem de onu ete kemiğe büründüren Türkiye Büyük Millet Meclisine sımsıkı sahip çıkmış, korumuş, kollamıştır. Bugün Cumhuriyetimiz, 85 milyon vatandaşımızın ortak yuvası olarak birdir, bütündür, güçlüdür, dimdik ayaktadır, hem aziz milletimiz için hem de geniş coğrafyamız için umuttur, güvendir." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, "(Terör) Allah'ın izniyle bu meseleyi ülkemizin gündeminden tamamen çıkartarak millete hizmetle geçen 40 yıllık siyasi hayatımızı taçlandırmak niyetindeyiz." dedi.
Cumhurbaşkanı, "Kardeşliği pekiştirmek için bugün önümüze bir kez daha bulunmaz bir imkan çıkmıştır. Sayın Bahçeli'ye aziz milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Devlet Bey, daima tarihe not düşen, istikamet çizen bir liderdir, çağrılarını bu şekilde okuyanlar tarihi fırsat penceresini görmekte ve heyecanlanmaktadır." diye konuştu.
"Ülke ve millet olarak Sayın Bahçeli'nin, ittifak ortağımız MHP'nin, elini değil tüm vücudunu taşın altına koymasıyla çok daha büyük bir imkan ele geçirildi." diye belirtti.
Erdoğan, "Bizim Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki bölücü terör örgütüne, kandan beslenen Kandil'deki terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur, olamaz da. Bölgemizde sınırlar yeniden çizilmek istenirken ezeli kardeşliğimizi ebedi olarak muhafaza yolunda asli muhatabımız bizzat Kürt kardeşlerimizin kendisidir." açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı, "Sevgili Kürt kardeşim, imanına, İslam'ına, ezanına, vatanına, kardeşlik hukukuna sahip çıkmanı istiyoruz. Gel, Türkiye Yüzyılı'nı birlikte inşa edelim." çağrısında bulundu.