Özel haber- Adnan Topçu (Edirne Mimar Sinan Vakfı)
MAHMUT TOPTAŞ KONFERANSI
Tüm insanlığın kurtuluşunun ve dünya barışının sağlanmasının yolunun İslam’dan geçtiğini belirten gazeteci yazar Mahmut Toptaş, Allah yolunda her müslümanın ferdi olarak yapabileceği mutlaka bir şeyler olduğunu vurguladı. Edirne Mimar Sinan Vakfı Din Görevlileri Platformu’nun düzenlediği konferansa katılmak üzere Edirne’ye gelen İstanbul emekli vaizi Mahmut Toptaş, Balkan Kültür Merkezi Konferans Salonu’nda yaptığı konuşmada soğuk ve yağışlı havaya rağmen kendisini dinlemeye gelen kalabalık bir dinleyici grubuna hitap etti. 10 Şubat 2010 Çarşamba günü gerçekleştirilen programa başta Edirne Mimar Sinan Vakfı kurucu başkanı Hasan Gümüş olmak üzere Edirne il genel sekreteri Ahmet Çetin, çevre ve orman il müdürü Abdullah Bülbül, Ak Parti Edirne il başkanı Av. Müjdat Kahve, Saadet Partisi genel idare kurulu üyesi Mustafa İriş, Saadet Partisi Edirne il başkanı Ali Erhan Demirkıran’ın yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşu ve sendika temsilcileri ile çok sayıda din görevlisi katıldı.
Edirne Mimar Sinan Vakfı Din Görevlileri Platformu adına açılış konuşmasını yapan Edirne Merkez Arifağa Camii imam hatibi Muharrem İnan, platform çalışmaları hakkında bilgi vererek “Edirne’deki din görevlisi arkadaşlarla birlikte Hasan Gümüş Hocamızın nezaretinde ve riyasetinde periyodik toplantılar yapıyoruz. Burada tam bir ilim meclisi ortamında dini ve ilmi konular hakkında güncel meselelere de temas edilerek değerlendirmeler yapılıyor. Din görevlileri toplumla iç içedir. İnsanların kusurlarını görüp ortaya çıkarmak, yıkmak ve bozmak kolay, ancak yapıcı olmak, kusurları telafi etmeye çalışmak zordur. Din görevlileri zora talip olmalı ve ona göre çalışmalıdır” dedi.
Açılış konuşmasından sonra kürsüye gelen Mahmut Toptaş da, herkesin kendi çapında üzerine düşeni yapması gerektiğini belirterek şunları kaydetti: “Dini ve sosyal çalışmalarda bir kişi dahi çok önemlidir. Bir kişi çok işler yapabilir. Anadolu ve Balkanların Müslüman olması da ordularla değil gönül erleri sayesinde olmuştur. Hem hâl, hem de kâl ehli olanlar İslam’ın yayılmasında daha etkili olmuştur. İyiliği, doğruluk ve dürüstlüğü bizzat yaşantısı ve tavırlarıyla ortaya koyanlar her zaman daha etkili olmuştur. Nasıl ki beş litre süte de bir kaşık yoğurt konulunca, sütün hepsi yoğurt haline geliyor. Üzerine düşeni yapmaya gayret eden ve iyilikten ayrılmayan bir tek Müslüman da çevresine çok faydalı olur, iyiliğin ve iyilerin artmasına vesile olur.”
“Mayışma” Tehlikesi
Son yıllarda Türkiye’de Müslümanların geliştiğini ifade eden Mahmut Toptaş aynı zamanda görülen bir başka tehlikeye de dikkat çekerek şöyle konuştu: “Ben yaşım itibariyle son elli yılı bilirim. Son elli yılda Türkiye’de Müslümanlar hep ileriye gitmiştir, hiç gerilememiştir. Ama bununla beraber çok ciddi bir tehlike görüyorum. Bizim memlekette bir tabir vardır, ‘mayışma’ diye. Yani rehavete kapılma, tembelleşme. Müslümanlar da geçmişin hızından yararlanıyor ve yoluna devam ediyor. Ancak böyle gitmez, bir gün duruverirsin.”
“Kuran’ı manasını bilerek okumalıyız”
Uzun yıllar İstanbul’da verdiği tefsir derslerini ‘Şifa Tefsiri’ adıyla kitaplaştıran Mahmut Toptaş, Kuran-ı Kerim’i manasını anlayarak okumanın önemine dikkat çektiği konuşmasında şunları söyledi: “Biz Kur’an-ı Kerim’i zikir olsun diye okuyoruz, fikir olsun diye okumuyoruz. Zikrin yanında fikir için de okumalıyız. Kuran’ın bir çok yerinde, düşünün, fikredin, ibret alın, nasihat alın buyuruluyor. Manasını bilmeden okuyunca bu defa namazda uykun gelir esnersin. İnsanın para sayarken, düşman karşısında iken uykusu gelmez. Birinde mal birinde can korkusu vardır. Namazda öyle bir şey yok, manasını da bilmiyorsun. Bir de imama uyduysan, rekat sayma da yok. Haliyle başka hesap kitaba girersin veya uykun gelir.”
“Kur’an-ı Kerim’de her şey vardır”
Mahmut Toptaş, halen üniversite gençlerine yaptığı sohbetlere devam ettiğini belirterek “Öğrenciler bazen benimle dalga da geçiyor. Birisi ‘Hocam ben hayal mahsulü şeyler okumak istiyorum’ dedi. Hani masal gibi hikâyeler, filmler var, mesela Harry Potter gibi. Ben de yine Kur’an-ı kerim oku dedim, şaşırdı. Kur’an-ı kerim’de her şey vardır. Hazret-i Yakup peygamber, beş yüz kilometre öteden oğlu Hazret-i Yusuf’un kokusunu almıştı. Böyle bir sürü kıssa vardır” dedi.
Canlı hikâyeler ve nüktelerle konuşmasını sürdüren Mahmut Toptaş, program sonunda kitaplarını imzalayarak dinleyicilerle sohbet etti.