Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, ''TÜSİAD olarak tartışmak istediğimiz konu, bireyin hak ve özgürlüklerine odaklanmış yeni anayasanın aynı anda, demokratik, laik bir hukuk devletini 21. yüzyılda hangi kurum ve ilkelerle pekiştireceğidir'' dedi.
TÜSİAD'ın, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nunkatılımıyla, 2011 milletvekili genel seçimi öncesi düzenlenen ''Siyasi Parti Genel Başkanları Toplantı Dizisi''nde konuşan Ümit Boyner, her seçim döneminin aslında bir yeniumut, bir yenilenme, bir toplumsal heyecan vesilesi olduğunu, seçim dönemlerinin, bir nefes alarak geçmiş dönemin bir toplu değerlendirmesinin de yapılabilmesi için önemli bir fırsat olduğunu söyledi.
Bu tür toplantıların daha verimli geçebilmesini teminen ve belki de tartışmayı bir şekilde başlatabilmek amacıyla, mevcut kısa-orta vadeli gündem ve beklentileri ile ilgili görüşlerinin derlendiği bir belge hazırlıkları olduğunu ifade eden Boyner, ''Bu belgeyi CHP'ye ulaştırdık ve bugün de kamuoyu ile paylaştık. Aslında, son dönemlerde dile getirdiğimiz değerlendirmeler, görüşler ve üyelerimizin beklentilerinden oluşan bir derlemeden ibarettir bu belge...'' dedi.
Boyner, geleneksel olarak 3 ana başlığı yeterince kapsayıcı bulduklarını, bu başlıkları bu belgede; ''Daha Demokratik Bir Türkiye'', ''AB Üyeliğine Yaklaşmış Bir Türkiye'', ''Sürdürülebilir Büyüme ve Kalkınmayı Yakalamış Bir Türkiye'', başlıkları altında derlemeye çalıştıklarını söyledi.
Yeni yasama döneminden iş dünyası olarak umutlu olduklarını ifade eden Boyner, ''İddialarımız yüksek, görev ve sorumluluklarımızın bilincindeyiz ve elbette beklentilerimiz de yüksek'' dedi.
Türkiye ekonomisinin yeni dönemde ve belki biraz daha uzun bir süre, yüzde 6 ortalama büyüme hedefini yakalaması gerektiğini, bu büyüme süreci için girişimciler olarak, yatırım yapmak, kurumsal yönetişimde derinlik kazanmak,yeni piyasalara açılmak, istihdam yaratırken, üretim hacmini genişletirken kurumsal sosyal sorumluluk ilkelerine, sürdürülebilir kalkınma kısıtlarına riayet etmenin sorumluluk alanları olduğuna işaret eden Boyner, ''Siyaset kurumundan beklentimiz ise bu büyüme hedefine ulaşmada, yani daha zengin, daha mutlu ve daha demokratik bir Türkiye hedefinde, yol gösterici olması, makro risklerden ülkeyi koruması, makro yönetişimi sağlaması, vergi gelirlerimizi en verimli şekilde kullanması, iş ve yatırım iklimini yeni iş yaratmaya müsait kılacak mikro reformları gerçekleştirmesidir'' diye konuştu.
''AB ÜYELİK SÜRECİNİN HER AŞAMASINI ÖNEMSİYORUZ''
AB üyeliği yöneliminin tüm eksenleri doğrudan ve dolaylı kesen bir olgu olduğuna dikkati çeken TÜSİAD Başkanı Boyner, AB üyelik sürecinin her aşamasını, bu nedenle son derece önemsediklerini, desteklediklerini, kolladıklarını ve yakından takip ettiklerini anlattı.
Boyner, ''Bu tespiti tam üyelik beklentisi için yaptığımızı belirtmek isterim, hem de bu beklentinin gerçekleşme olasılığı bizim AB yönelimindeki heyecanımızı hiç bir şekilde etkilemiyor, etkilememeli'' diye konuştu.
AB'ye uyumu çok yönlü bir uygarlık projesi olarak gördüklerini söyleyen Ümit Boyner, ''Bu yönelim, gerek sıklıkla kesintiye uğramış demokrasimizin standartlarının yükseltilmesi, gerekse istikrarsızlıklarla mücadele edenekonomik yönetişim açısından bir siyaset-üstü anlayıştır. Dolayısıyla bu yönelime, dönemsel olarak ortaya çıkan yurtiçi veya yurt dışı dalgalanmalardan bağımsız olarak yaklaşmak ihtiyacı vardır'' dedi.
Demokrasinin temellerinin güçlendirilmesi ve siyasi reformların bugüne dek ilerleme sağlanamamış yeni alanlara yaygınlaştırılması için, öncelikli konunun şüphesiz Anayasa reformu olduğunu belirten Boyner, ''Türkiye'de yeni birAnayasa ihtiyacı artık bir zorunluluk haline gelmiştir. Ayrıca, 21. yüzyıla yakışıryeni Anayasa, katılımcı ve uzlaşmacı bir süreçle hazırlanmalıdır'' dedi.
TÜSİAD'ın farklı görüşlerden toplam 22 akademisyen ve kanaat önderininkatılımıyla ''Yeni Anayasa'nın Beş Temel Boyutu'' ana temasında bir dizi yuvarlak masa toplantısına ev sahipliği yaptığını anımsatan Boyner, çalışmanın, ortaya bir Anayasa metni koymayı değil, Anayasa metnine gidecek sürecin ilk adımını atmayı hedeflediğini belirtti.
Çalışmanın çıktılarına, uzlaşılan veya uzlaşılamayan noktalarına, elbette ki,katılanlar, kısmen katılanlar veya katılmayanlar olacağını söyleyen Boyner, ''Keza tüm vatandaşlarımız gibi üyelerimiz de çalışmayı kritik edecek, görüş beyan edecek ve eleştirecektir'' dedi.
Ümit Boyner, bugüne kadar yayınladıkları demokratikleşme raporları ile tamamıyla örtüşen veya kısmen örtüşen noktalar olduğu gibi önceki TÜSİAD raporlarında hiç işaret edilmemiş veya farklı ele alınmış noktaların da raporda tespit edilebileceğini belirterek, örneğin raporda akademisyenlerin tam mutabakatı ile sunulan asker-sivil ilişkilerine dair önermeler TÜSİAD'ın bugüne kadarki tespit ve değerlendirmeleriyle birebir örtüşmekte iken, ''Parti içi demokrasinin siyasi partiler kanununda alınacak tedbirler ile güçlendirilemeyeceği'' önerisinin TÜSİAD görüşleriyle örtüşmediğini vurguladı.
LAİKLİK
Geçtiğimiz 2 gün içinde ''Yuvarlak Masa Toplantıları'' bağlamında, laiklikkonusunun olabildiğince yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandığına işaret eden Boyner, şunları kaydetti:
''Belirtmek isterim ki, Türkiye'nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletiolması Türk anayasacılığının neredeyse 50 yıldır benimsediği ortak ilkelerdir. Bu konuda en ufak bir tereddüt yoktur. Ancak 1982'den beri yaşadığımız tartışmalar ve giderek artan kutuplaşmalara baktığımızda bazı maddelerin değiştirilmezliğini sağlamak, korumak istediğimiz veya standardını yükseltmek istediğimiz değerlerin zarar görmemesini engelleyememektedir. Bizim TÜSİAD olarak tartışmak istediğimiz konu, bireyin hak ve özgürlüklerine odaklanmış yenianayasanın aynı anda, demokratik, laik bir hukuk devletini 21. Yüzyılda hangi kurum ve ilkelerle pekiştireceğidir.
O yüzdendir ki çalışma bir tartışma belgesi olarak tasarlanmıştır ve geçtiğimiz günlerde izlediğimiz beyanlar, açıklamalar ve değerlendirmeler amacın büyük bir ölçüde hasıl olduğunu göstermektedir.''
Ümit Boyner, bu başlıklar geniş bir yelpazede tartışıldıkça, yeni Anayasa yapım sürecinin daha sağlıklı bir zeminde ele alınabileceğini, TBMM'nin yeni Anayasasürecinde daha emin adımlar atabileceğini sözlerine ekledi.
AA