Boykot havası sönüyor

"Bölge halkı kendisine sunulan reçeteye bakıyor. Reçete yarasına merhem olacak şifayı sunuyorsa gerisi fasa-fiso."

Daha önce AK Parti’ye kapatma davası açan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya hakkında ‘ekonomiyi zarara uğrattığı’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulunan Diyarbakırlı İşadamı Abdulhadi Akaydın, bugünlerde de referandumda oluşan ‘ret’çi cephenin tezlerini çürütmek için kapı kapı dolaşıyor. Bölgede ‘evet’ kampanyası başlatan ve kısa sürede basının ilgi odağı olan Akaydın sorularımızı cevapladı.

İşte o söyleşi:

-Anayasa değişiklik paketini kapı kapı dolaşarak halka anlatıp ‘evet’ oyu istediğiniz için gündeme geldiniz. Neden ‘evet’ için dolaşıyorsunuz?

Bu ülke yarım asırdır ayağında pranga ile hayatını sürdürüyor. Statükodan yana olanların taktığı prangalar;  ülkeyi gelişmiş ülkelerinin gerisinde bırakırken, insanımız ise 3. Sınıf vatandaş konumundan kurtulamıyor. Sosyal devlet anlayışına karşı adeta yıllardır savaş açan statükocu çevreler bugün yine devreye giriyorlar.  Toplum mühendisliği yaparak sandığa müdahale etmeye çalışıyorlar. İşte burada toplumun her bir ferdine ayrı ayrı görev düşüyor. O görev de anayasa paketinin millete neler getirdiğini anlatmak. Ben de onu yapıyorum.  Neden yapıyorum?.. Çünkü bu ülkede karanlık dönemlerde yaşanan olaylar, faili meçhuller,  cezaevlerinde görülen işkenceler ve milletin sırtından eksik olmayan dipçikler geride kalsın istiyorum. Bu anayasa ile bu millet daha eşitlikçi haklara kavuşacağını iyi bilmeli.  Milli irade karşısında tavır alanlara verilecek en güzel cevap ‘evet’ tir. Daha fazla özgürlük ve adalet için ‘evet’ diyorum. Ve halkımızdan da ‘evet’ istiyorum.

ÇETECİLERE, DARBECİLERE FIRSAT VERMEYELİM

-Sandıktan ‘hayır’ çıkması nelere yol açar?

Millet iradesinin ayaklar altına alındığı günlerde jakuzisinde keyif çatanlar, bu halkın özgürlüğüne nasıl sahip çıktığını 12 Eylül günü sandıktan çıkan sonuç ile görmelidir. Gördüklerinde bir daha o halkı aşağılayamayacağı gibi, sandıktan çıkan ezici sonuç karşısında ezik-büzük olacaklardır. ‘Hayır’ darbecilerin, çetelerin ve jakobenlerin elini güçlendirir. ‘Evet’ ise bu ülkenin gerçek sahiplerinin önünü açar. Millet Diyarbakır cezaevini unutmadı. Tabi OHAL şartlarını da… Bu halk duyarsız ve düşüncesiz değil. Her şeyi sorguluyor ve hayrına olanı buluyor. Bölge halkının oy oranı en az yüzde 70 ‘evet’ olacak.

AYDINLIKTAN KORKUYORLAR

-Bazı çevrelerin ısrarla değişikliğe karşı çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Karşı çıkış doğaldır. Ancak dayatmak ve baskı kurmak kabul edilemez bir durumdur. Demokratik ülkelerde sandığa müdahale en büyük ayıptır. İşte bu ayıptan çekinmeyen bazı çevreler seslerini şu günlerde iyice yükseltiler. Bir söz var; “ateş en çok dumanı, sönerken çıkarır.” Durumları bu. Kaleleri düşüyor, statükoları eriyor, değişime ve gelişime ayak uyduramayarak da sönüyorlar. Söndükçe de bağırıyorlar.  Onlar sönerken güneş ülkeyi daha bir güzel aydınlatıyor. Bu aydınlık onları korkutuyor. Aydınlıktan korkanlarda ‘hayır’ cephesinde birleşiyor.

BDP BÖLGEDE MARJİNAL KALDI

-BDP’nin boykot kararının bölgede yansıması nasıl oldu?

Öncelikle halk bu referandumu siyaset üstü görüyor. İlla siyaset karıştırarak bir yerlere çekmek doğru değil. Söz konusu düzenleme sadece bir partiye gönül verenlere değil ülkenin tümüne hizmet sunuyor.  Bölge halkı kendisine sunulan reçeteye bakıyor. Reçete yarasına merhem olacak şifayı sunuyorsa gerisi fasa-fiso. BDP’nin boykot çağrısı da şuanda öyle. Bölgede çok marjinal bulundu.  

ASLAN DEĞİRMENCİ-VAKİT

Özel Röportajlar Haberleri