BM gözlemcileri vahşetin izlerine tanıklık etti

Suriye'de Esed güçlerinin, 40'ı kadın ve çocuk 80 vatandaşı katlettiği Hama'nın Kubeyr köyüne giren Birleşmiş Milletler (BM) gözlemcileri, bölgede yaşanan vahşetin izlerine tanıklık etti.

Ordunun izin vermemesi sebebiyle katliamdan iki gün sonra bölgeye ulaşabilen gözlemciler, köyde son derece ağır bir 'yanık insan bedeni kokusunun' hissedildiğini açıkladı. Köyde bazı evlerin zırhlı araçlardan atılan roketlerle ve el bombalarıyla ciddi zarar gördüğü rapor edildi.

BM Sözcülüğü'nden yapılan açıklamada, kimi yerlerde yangın ateşinin hâlâ yanmaya devam ettiği anlatılırken, BM gözlemci ekibinin köyün civarında zırhlı araçların izlerini gördükleri ve köyde bazı evlerin zırhlı araçlardan atılan roketlerle, el bombalarıyla zarar gördüğü, bazı evlerin içinde duvarlarda ve yerlerde kan izlerinin görüldüğü belirtildi. Zırhlı araç ve roketatar gibi ağır silahların yalnızca Suriye ordusunun elinde bulunması, 25 Mayıs'ta 108 kişinin infaz edildiği Hula'daki katliamla beraber bu katliamda da sorumluluğu olmadığını savunan rejimin iddialarını zayıflatıyor. Muhaliflere göre önce top ateşine tutulan köye ardından da Şebbiha adı verilen Beşşar Esed'e bağlı milislerin saldırarak, sivilleri infaz etti. Görgü tanıkları, 40'ı kadın ve çocuk yaklaşık 80 sivilin öldürüldüğü Kubeyr'de kurbanlardan bazılarının idam edildiğini, bir kısmının boğazlarının kesildiğini anlatmış, bazı cesetlerin ateşe verilen evlerin içinde yakıldığını bildirmişti. Katliama sert tepki gösteren BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Esed yönetiminin artık tüm meşruiyetini kaybettiğini söylemişti.

Dün olaya ilişkin yapılan BM açıklamasında, 'Bu saldırının hangi koşullarda cereyan ettiği hâlâ net değil. Saldırıda ölenlerin isimleri, olayın detayları ve kaç kişinin öldüğü hâlâ teyit edilemedi. BM gözlemcileri halen olayın gerçeklerinin tespit edilmesine çalışıyorlar. ' denildi. Verilen bilgiye göre, olayın yaşandığı günden beri köye girmeye çalışan ancak kendilerine ateş açılması nedeniyle giremeyen 20'nin üzerinde gözlemci, köyün boş olması nedeniyle katliamın tanıklarıyla konuşamadı. Gözlemciler, Kubeyr'e komşu bir başka köyde yaşayan ve BM ekibini görünce Kubeyr'e gelen kişilerle görüşürken, bu kişiler de katliamla ilgili duyduklarını BM personeline anlattı ve kaybolan yakınlarından söz etti.

Esed rejimi katliamlardan 'silahlı terörist grupları ' sorumlu tutarken, BM'nin Hula katliamıyla ilgili raporunda katliamın sorumlusu olarak rejime bağlı güçler işaret edilmişti. Şiddet olaylarının devam ettiği ülkede, rejime bağlı birliklerin önceki gece güneydeki Dera şehrine düzenlediği bombardımanda 19 kişinin hayatını kaybettiği açıklandı. Suriyeli aktivistler, Dera hariç ülke genelinde önceki gün ise 44 kişinin öldüğünü kaydetti.

SURİYE MİLLÎ KONSEYİ'NE KÜRT BAŞKAN

Muhaliflerin en büyük çatı kuruluşu Suriye Millî Konseyi (SMK), Burhan Galyun'dan boşalan başkanlık koltuğuna Konsey üyesi Abdulbasit Sida'yı seçti. Suriye'de 1956 yılında Kürtlerin yoğunlukta yaşadığı Haseke'de doğan Sida, 1994'ten bu yana İsveç'te sürgün hayatı yaşıyor. Doğu Bilimleri alanında doktorası bulunan Sida, 2003'te yayımladığı 'Suriye'de Kürt Sorunu' kitabıyla tanınıyor. 'Millî Kürt Bloku'nu temsil eden Sida, SMK'nın 26 üyeli Genel Sekreterliği'ndeki 4 Kürt üyesinden biri. Ilımlı kişiliği ve liberal görüşleri ile tanınan Sida, konsey içerisindeki en etkin isimlerden biri olarak biliniyor.

Muhalifler: Rusya ve İran, Temas Grubu'na sokulmasın

ABD'deki Rethink Institute adlı düşünce kuruluşunda yapılan Suriye paneline katılan muhalif liderler, uluslararası toplumu Esed rejimine karşı daha aktif olmaya davet etti. İran'ın Suriye temas grubuna dahil edilmesi teklifine ise karşı çıktı. Türki Amerikan Birliği (TAA) bünyesindeki düşünce kuruluşunun paneline Suriye'den Skype üzerinden canlı olarak bağlanan Yüksek Devrim Konseyi Başkanı Hüseyin Seyid, muhalefetin birlik içinde olmadığı söyleminin eylemsizliğe 'bahane' olarak kullanıldığını söyledi. Seyid, 'İran, Rusya, Irak, Hizbullah Esed rejimine yardım ve desteğini sürdürürken, dünyanın geri kalanının yaşananlara seyirci kaldığı bir ortamda uluslararası toplum Suriye halkını desteklediğini nasıl savunabilir?'' dedi. Suriye Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Rıdvan Ziadeh ise BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın Uluslararası Temas Grubu'na İran ve Rusya'yı dahil etme teklifine, 'Suriye'ye silah sağlayan bu iki ülke, çözümün nasıl parçası olabilir?'' diye tepki gösterdi. Suriye Destek Grubu'ndan (SSG) Loway Sakka, Rusya ve İran'ı angaje etmenin 'yanlış bir başlangıç' olacağını kaydetti. Sosyal, Ekonomik ve Toplum Araştırmaları Vakfı'nın Washington DC bürosu (SETA-DC) uzmanlarından Kadir Üstün, Tahran'ın Suriye'de kaotik bir rejimle yaşayabileceğine işaret etti.

Washington Institute adlı düşünce kuruluşunun uzmanı Andrew Tabler, Esed rejiminin 'ölümcül düşüş' sürecinde olduğuna, ancak ABD'nin siyaseti değişmedikçe bir süre daha tutunacağına ve herkesin korktuğu iç savaş senaryosunun daha muhtemel hale geleceğine dikkat çekti. Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği Müsteşarı Burak Karartı, Ankara'nın 'insani' ve 'ahlaki' güdülerle Suriye halkının yanında hareket ettiğini kaydetti.
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri