MEVLÎD--İ NEBÎ
Bir Mevlid kandilini lâyıkı veçhile geçirdiğim Paristeki Faslılara ait bir camide, akşam namazından sonra üzerinde et bulunan kuskus pilavı ziyâfetini, camide çocukların Peygamber Efendimizi öven koro hâlindeki ilâhilerini, âlimlerin Resûlullahın hayatını, mucizelerini, güzel ahlâkını anlatmalarını, hep birden huşû ile okunan salavât-ı şerîfeleri, istiğfârları ve teklifleri üzerine yaptığım Arapça konuşmayı hiç unutamam. Çünkü örnek bir Mevlid gecesi ihyâ edilmişti.
Mevlid gecesi, 26 Eylül gününe rastlayan Rebî'ul-evvel ayının 11. ve 12. günleri arasındaki gecedir. Dünyadaki bütün insanlara Peygamber olarak gönderilen, Muhammed aleyhisselamın doğduğu gecedir. Bu gece, Kadir gecesinden sonra, en kıymetli gecedir. En kıymetli gece olduğu rivâyetleri de vardır. Bu gece, Peygamber efendimiz doğduğu için sevinenler affolur. Bu gece, Resulullah efendimizin doğum zamanlarında görülen hâlleri, mucizeleri okumak, dinlemek, öğrenmek çok sevaptır. Kendileri de anlatırdı. Bu gece, Eshab-ı kiram da, bir yere toplanıp, okurlar, anlatırlardı. Bütün Müslümanlar da, her sene, bu geceyi, mevlid kandili olarak kutlamakta, her yerde mevlid kasideleri okunarak Resulullah efendimiz hatırlatılmaktadır.
Mevlid, doğum zamanı demektir. Rebî'ul-evvel, ilkbahar demektir. Peygamber efendimiz, nübüvvetten sonra, her yıl, bu geceye ehemmiyet . Her Peygamberin ümmeti, kendi Peygamberinin doğum gününü bayram yapmıştı. Bugün de, Müslümanların bayramıdır, neşe ve sevinç günüdür.
Âdem aleyhisselam ve her şey, Onun şerefine yaratılmıştır. Arş ve gökler, Cennetler üzerine, mubarek ismi yazılmıştır. Ona Muhammed adını, dedesi Abdülmuttalib koydu. Onun adının yeryüzüne yayılacağını, herkesin Onu medhedeceğini rüyada görmüştü. Muhammed, çok medholunan demektir.
Doğum gününe önem vermeyi Hıristiyanlar, Müslümanlardan öğrenip almışlardır. İslam âlimleri, bu geceye çok önem vermişlerdir. Bu geceyi bütün mahluklar, melekler, cin, hayvanlar ve cansız maddeler, birbirlerine müjdelemekte, Resulullah efendimiz dünyaya teşrif etti diye sevinmektedirler. Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri;
“Mevlid okunan yerden belalar, sıkıntılar gider” buyurmuştur. Mevlidi, şiir olarak okumanın, daha tesirli ve faydalı olduğu kitaplarda yazılıdır.
Mevlid gecesi sevinen, o geceye kıymet veren müminler pek çok sevab kazanır. Nitekim Hâfız Muhammed ibni Cezerî Şâfii diyor ki: "Ebû Leheb’e rüyada hali sorulduğunda, çok azap çekiyorum. Ancak, Resulullahın dünyaya gelişini müjdeleyen cariyemi sevincimden azat ettiğim için, her yıl, Rebiul-evvel ayının 12. geceleri, azabım hafifliyor" dedi. Ebu Leheb gibi azgın bir kâfirin azabı hafifleyince, O yüce Peygamberin ümmetinden olan bir mümin, Onun doğduğu gece sevinir, malını uygun yerlere dağıtır, ziyafet verir, böylece, Peygamberine olan sevgisini gösterirse, Allahü teâlâ onu Cennetine sokar. (M. Nasihat)
Bugün veya ertesi gün oruç tutulabilir. Hatta iyi olur.
"Allah, bir kimseye söz ve yazı sanatı ihsan ederse, Resulullahı övsün, düşmanlarını kötülesin" hadis-i şerifine uyularak, asırlardır mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur. Resulullah efendimizi öven çeşitli mevlid kasideleri vardır. Meşhur olan ve Türkiye’de her zaman okunan Mevlid kasidesini Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Bunların asr-ı saadetten sonra yazılması, bid’at olmasını gerektirmez. Çünkü Resulullahı övmek ibadettir. Her zaman Onu övücü kasideler, yazılar yazılabilir. Onları da okumak bid’at değil, sevap olur. Mevlid-i şerif okumak, Resulullahın dünyaya gelişini, miracını ve hayatını anlatmak, Onu hatırlamak, Onu övmek demektir. Her müminin, imanı gereği Resulullahı çok sevmesi gerekir. Çok sevmek kâmil müminin alametidir. Nitekim Buhari’deki hadis-i şerifte, "Beni ana baba, evlat ve herkesten daha çok sevmeyen, mümin olamaz" buyuruldu. Mevlid okumak değil, mevlidde dine aykırı şeyler yapmak günahtır.
Vehhabiler, mezhepsizler, Resulullah efendimizi öven ve ondan şefaat isteyen Müslümanlara müşrik damgasını basıyorlar. Resulullahı övmek bid’at olmaz. Bu övgüden ancak, Allah’ı ve Resulünü sevmeyen rahatsız olur; çünkü Allahü teâlâ Onu övmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
"Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya 107) ve "Allah ve melekleri, Nebiye salevat getiriyor, iman edenler, siz de salevat getirin." (Ahzab 56)
İmam-ı Süyûtî hazretlerinin Mevlid okumayı inkar edenlere verdiği cevabı ihtivâ eden "er-Reddü alâ men enkere kırâete'l- mevlîdi'n-Nebî" kitabı meşhurdur.
Mevlid okumanın kıymetli bir ibadet olduğunu bildirmek için İslam âlimleri çeşitli dillerde kitaplar yazmışlardır. Bunlardan on tanesi, Kâtib Çelebi'nin Keşfü'z-zünûn adlı eserinde bildirilmektedir. Örneğin
Seyyid Abdülhakîm Efendinin, Türkçe Mevlid kıraatinin fazileti de çok kıymetlidir.
"İki Cihan Güneşi Muhammed Aleyhisselâm"(İstanbul, 1984) adlı kitap ve Kadı İyâd'ın Peygamber Efendimizi medh eden meşhûr Arapça kasidesini Türkçe'ye çevirerek, Diyânet İşleri Başkanlığı Edebiyat Dergisinde yayımlamam, teselli kaynağım olmuştur.
Bu geceye hürmet etmek, sevinmek, bütün senenin bereketli olmasına sebep olur. Mevlid gününün fazileti, cuma günü gibidir. Cuma günü, cehennem azabının durduğu, hadîs-i şerifte bildirildi. Haram karıştırmadan, Allah rızası için mevlid okumak, salevât-ı şerife getirmek, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, böylece, Mevlid gecesinin şükrünü yerine getirmek müstehaptır.
Allahü teâlâ, Muhammed aleyhisselâmın şefaatlarına nâil eylesin.