NTV kanalında ekranlara gelen "Doğada Tek Başına" programını hazırlayıp sunan Serdar Kılıç, doğada yaşayan canlı hayvanları milyonların gözünün içine baka baka yiyor. Serdar Kılıç, NTV'nin yeşil ekran çerçevesindeki programda doğadaki canlıları büyük bir zevkle katletmesi ise adeta kara mizahı oluşturuyor.
Kılıç dün NTV'de ekranlara gelen 'Doğada Tek Başına' adlı programda izleyiciye önce avlayacağı çekirgenin kısa bir tanıtımı yapıyor ve ardından safari avı yaparmışcasına zavallı hayvancağızı yakalamak için basit varyasyonlara kalkışıyor...
GELELİM ÇEKİRGENİN FAYDALARINA!
NTV programcısının serüveni asıl bu noktada başlıyor. Avını yakalamak için gizem yaparak seyirciyi hazırlayan Serdar Kılıç, daha sonra çok basit bir haraketle küçük hayvanı parmaklarının arasına almayı başarıyor ve sonra da dönüp çekirgeyi canlı canlı yemenin faydalarını anlatmaya başlıyor. Doğa savaşçılığının gereklerini yerine getirmekte en ufak bir tereddüt göstermeyen genç adam, gözünü kırpmadan çekirgenin arka bacaklarını koparıyor!
DIŞKISINI BOŞALTMAK MAKBULMÜŞ!
Böceğin dışkısını boşaltan NTV programcısı bu kez de izleyiciye çekirgenin pişirilip yeneceği gibi aslolanın ise canlı canlı yemenin makbul olduğunu salık veriyor. Ve artık yemeği servis vakti geliyor. Çekirgeyi canlı canlı ağzına atan Serdar Kılıç hızını alamıyor ve doğa savaşçılarına bir de tüyo veriyor: Üç dört çekirge yendiğinde 1,5 saatlik protein ihtiyacını giderebilirsiniz.
HAŞMET BABAOĞLU DA YAZMIŞTI
Sabah yazarı Haşmet Babaoğlu, 28 Temmuz'daki köşesinde bu kez Piton'u yiyen Serdar Kılıç'a şu satırlarla isyan etmişti:
NTV'deki "Doğada Tek Başına" belgeselinde Serdar Kılıç'ın engerek yılanı öldürüp ekran karşısında afiyetle yemesini eleştirdi hayvanseverler.
Eh, gerçekten de olayın bitki ve hayvan varlığı koruma altına alınmış bir milli parkta gerçekleşmesi tatsız!
Kılıç ise eleştirilere "Doğada hayatta kalma yollarını anlatan bir programda yılan öldürüp yemem doğal" cevabı verdi. O da kendi açısından haklıydı.
Asıl hata başka yerde..
Hata çevrecilik ve doğayı koruma amaçlı yayıncılık anlayışıyla özünde "serüvenci" bir doğa belgeseli yayınlamak arasında uçurum olduğunu idrak edemeyen NTV'de!
"Yeşil" olmak ile izci olmak birbirine çok yaklaştıkları yerlerde bile farklı şeylerdir.
Mesele doğayı bilmek, doğaya dönmek, doğanın elimizden çektiklerini anlamak ise...
İhtiyacımız kendimizi ormanın orta yerine atıp kamp kurmak ve tatil bitince de evine, dönmek falan değil! Kesinlikle değil!
İhtiyacımız ilk önce, "doğa nedir?" sorusunu cidden merak etmek ve gerekirse bildiğimizi sandığımız ne varsa çöpe atıp yeniden öğrenmektir.
Yeşilliğin ortasına gitmek insanı çevreci bir doğasever yapmıyor.
Her hafta sonu yüzbinlerce insan dere kenarlarına, ormanların derinliklkerine, yaylaya, bayıra pikniğe gidiyor.
Gidiyor da ne oluyor ki!
gazeteciler