Bir kadının elinden Vahdeddin'nin hatıraları

623 yıllık Osmanlı Devleti'nin son Padişahı Sultan Vahdeddin'in sürgünde geçirdiği ömrünün son günlerine ışık tutacak hatırat, yakın tarihçilere ışık tutacak...

Osmanlı Devleti’nin son padişahı Sultan Vahdeddin’in ömrünün son üç yılını geçirdiği İtalya’nın San Remo kasabasındaki villadaki kederli günleri gün yüzüne çıkaran hatıralar kitaplaştı.

623 yıllık İmparatorluğun kendisi ile son bulduğu Vahdeddin hakkında ortaya birçok iddia ve iftira atıldı. Kendisi hakkında en detaylı bilgiyi ise “Şah Baba” isimli kitabında Vahdeddin’in hatıralarını kaleme alan Murat Bardakçı vermişti. Vahdeddin’e ait son hatıralar ise, 81 yıl öncesinden, İtalya’daki sürgün günlerine ait. Vahdeddin’in ömrünün sonlandığı San Remo’da yaşananlar, saray hizmetlisi Rumeysa Aredba’nın hatıratıyla gün yüzüne çıktı.

 


Rumeysa Aredba - Timaş Yayınları
Hatırat - Mart 2009,
136 sayfa,
Timaş Yayınları’nın “Hatırat” serisinin ikinci kitabı olan “Sultan Vahdeddin San Remo Günleri” isimli kitap tam bir kadınlar silsilesinden okurların eline ulaştırılıyor. Saray’ın 49 yıllık sadık hizmetçisi Abhaz kızı Rumeysa Aredba, San Remo’daki Villa Nobel’de geçen çile dolu sürgün günlerini 1927 yılında döndüğü Türkiye’deki akrabası Ruhidilber Hanım’a aktarmış. Ruhidilber Hanım’ın büyük bir titizlikle not edip arşivlediği u önemli hatıratı günümüze eriştiren şahıs ise Hanedanın son temsilcilerinden olan Açba ailesi mensubu; Edadil Açba. Son olarak kitabın künyesinde de kadın hakimiyetini görmek mümkün. Hatıratın yayınlanması için yoğun bir çaba sarf eden Timaş’ın Genel Yayın Yönetmeni Emine Eroğlu ve kitabın editörleri Filiz Dığıroğlu ile Fulya İbanoğlu’nu da eklersek Vahdeddin’i kadınların elinden okumuş olacaksınız.  Kitapta tamamen kadın elinin hakim olduğunu okurken de görmek mümkün. Vahdeddin’in çile dolu sürgün hayatı Rumeysa Aredba’nın duygusallığı ile iyice katmerlenmiş vaziyette kitaba yansımış. Saray ahalisinin San Remo’da dinmeyen gözyaşını, çektiği sıkıntıları, acıları, isyanları, imkansızlıkları, okuyanın iliklerine kadar hissettiriyor. Kadın duygusallığının ön plana çıktığı hatıratta belge niteliği taşıyacak çok önemli bilgiler de yer alıyor.

Ömrünün son demelerini borç içinde geçiren Sultan Vahdeddin’in naaşının, İtalyan kasap, manav ve bakkal esnafı tarafından haczedilme hadisesi bu kitapta bilinmeyen bir yönüyle yansıtılmış. 1926 yılında İtalya’nın San Remo kasabasındaki Villa Nobel’de kalp spazmı sonu hayatını kaybeden Sultan Vahdeddin’in, borçları karşılığı haczedildiği aktarılan naaşıyla ilgili Rumeysa Aredba çok çarpıcı bir bilgiyi aktarıyor. Manavın, kasabın, bakkalın polis nezaretiyle 1 ay boyunca el koydurduğu Vahdeddin’in cansız bedeni değil değil, boş bir tabutmuş. Padişahın naaşına haczedilmesini kabullenemeyen sahipsiz Saray ahalisi, çevirdikleri bir mizansenle cesedi tabutun içinden çıkararak önce boş bir odaya sonra da bir fırsatını bulup villadan çıkarıp şu anda Suriye’nin başkenti Şam’daki Sultan Selim Cami avlusuna defnedilmiş. Peki bir ay boyunca mühürlenerek hacizli vaziyette bekletilen tabuta ne olmuş. O da ayrı bir mizansen ve ayrı bir acı. Vahdeddin’in esnafa ödeyemediği o borç, bir ay sonra küçük kızı Sabiha Sultan’ın mücevherlerinin satılmasıyla ödenmiş. Rumeysa Aredba’nın hatıratında “Son Gece” bölümünde, “haciz” ve “boş tabutun son yolculuğu” başlıkları altında yayınlanan bu bölüm, yakın tarih üzerine yapılacak yeni araştırmalara ışık tutacak kadar önemli.

Kültür-Sanat Haberleri