Hürriyet'in önceki günkü manşeti aslında alkollü içeceklere dair değil. "Bir kadeh rakı"ya getirilen yasak, bu gazetenin yansıttığı üzere her şeyden önce siyasî bir sorun. Dindarane bir hayat yaşamayı seçmiş olanlar ile dindışı (dinsiz değil) yani profan bir hayat biçimini seçmiş olanlar karşı karşıya geliyor. Bu karşılaşma siyasal alana iki sembol üzerinden taşınıyor: Dindarlar için başörtüsü, profanlar için ise alkollü içki. Türkiye, aslında bu iki sembol arasında bir sorun yaşıyor. | |
Alkollü içecekleri, laikliğin, Cumhuriyet değerlerinin, hatta Atatürkçülüğün sembolü haline getirenleri hafife almamak lâzım. Çünkü bu sembol, "laik yaşam biçimi"nin bir ölçüsü olarak kabul ediliyor. Kimi dertten, kimi neşeden, ne için içerse içsin, alkol alışkanlığı olan birinin laik cumhuriyet rejimi için bir tehdit olması düşünülebilir mi? Genel kanaat düşünülmeyeceği yolunda. Aynı şekilde başörtü takan birinin veya başörtüsünü bir özgürlük alanı olarak değil, dinî bir tercih olarak onaylayan birinin peşinen dinî inançlara saygılı biri olarak kabul edilmesi de, başörtüsünü bir ölçü haline getiriyor. Profan bir hayatı seçenler, doğal olarak laikliği bu hayat biçimlerini koruyan bir güvence olarak görüyorlar. Çok fazla zorlanmadan laikliği kendi hayat biçimlerini ifade eden bir kavram olarak benimsiyorlar. Böylece laiklik bir anayasal prensip olmaktan çıkıp, profan tercihleri koruyan bir hayat biçimine, oradan da kendisini tehdit altında gördüğü için doğal olarak totaliter bir ideolojiye dönüşüyor. Ve işte tam da bu totaliter ideoloji bir yaşam biçimi olarak kendini ifade ederken, sembol olarak alkollü içkileri benimsiyor. Bu söylediklerimden çıkacak sonuç çok önemli. İçki, sadece bir keyif aracı değil; bir ideolojinin, bir yaşam biçiminin sembolü. İçkiye ister dinî inançlar gereği, ister sağlık gerekçeleri ile karşı çıkalım, bu sembolik değeri anlamak zorundayız. Bu yüzden Hürriyet'in attığı başlık, laiklik konusunda ve Cumhuriyet değerleri konusunda gösterilen bir dikkatle eşdeğer. Bu yüzden sorun, "bir kadeh rakı"nın önemsenmesi değil, bu habere konu olan yasaklamanın içeriği olmalı. Çünkü tartışmalar semboller üzerinden değil, sembollerin temsil ettiği somut karşılıklar üzerinden yürütüldüğü zaman çözümler kolaylaşır. İçkiye karşı olanların da bu gerçeklerden haberi olması gerekir. Endişeler başka türlü giderilemez. Alkollü içkiler, özellikle alkol oranı yüksek damıtılmış içkiler kana çok çabuk karışır. Alkol oranı yükseldikçe hatalı üretimin hayatî tehlikesi artar. Biranın alkol oranı % 3'ten başlar, % 7-8'e kadar ulaşır. Şarabın cinsine göre % 10-15 civarında alkol düzeyi bulunur. Bu düzeyler insan sağlığı için çok tehlikeli değildir. Damıtılmış içkilerde bu oran birden % 35'e çıkar. Rakının alkol oranı % 45 civarındadır. Bu içkilerin kestirmeden metil alkolden üretilmesi tehlikeyi artırır. Bu yüzden içki üretimi, her ülkede çok sıkı denetimler altında yapılır. Alkollü içkilerden alınan yüksek oranlı vergiler, bu içkilerin sahtelerinin üretilmesini, kolay yoldan para peşinde olanlar için cazip hale getirmektedir. Ülkemizde yakın zamanda sahte rakı yüzünden çok sayıda insan öldü. Bunun üzerine, sahte ambalajı önleyecek tedbirler, bunların başında da bilyeli kapak uygulamasına geçildi. Hürriyet'in manşete aldığı 5752 sayılı kanunun, 8. maddesinin "j" bendi, aslında bu riski önleyecek bir tedbir olarak düzenlenmiş. Dünyadaki ev dışı içki tüketiminin büyük kısmı pub cinsi yerlerde yapılır. Bu forma göre müşteri, içkiyi şişeden doldurulurken görür. Kapak bilyalıdır, sorun yoktur. Kadehte gelenlerde ise risk vardır. Kanunun ilgili maddesi "kadeh"i değil, bu riski ortadan kaldırmaktadır. Nitekim, bazı markalar rakının, 70'lik, 50'lik, 35'lik ambalajları yanında 10 cc'lik, yani en fazla iki bardaklık olanını da bu yüzden piyasaya sunmuşlardır. Belki bu yasadan sonra, 5 cc'lik, yani bir kadehlik olanları da piyasaya çıkar. Kısaca bir yasaklama değil, alkol tüketenleri koruyan bir düzenlemedir, söz konusu olan. Bize düşen, laikliğe ve içki tüketenlere duyduğumuz saygının gereği olarak rakı tiryakilerine "bir kadeh rakı" söylemek yerine, şişelerin kapağını kendilerinin açmalarıdır. Onların sağlığı bizim için önemli. |