Türkiye’de ‘tüketicileri koruma’ adı altında tüm internet kullanıcılarından 22 Ağustos’tan itibaren bazı filtre uygulamalarını seçmelerininin istenmesi, sansür tartışmasını alevlendirdi. BTK’ya göre güvenli internet hizmeti ancak isteyene sağlanacak bir hizmet olacak, istemeyenler ise internetten şu anda nasıl yararlanıyorlarsa aynı şekilde yararlanmaya devam edecek, yani ortada bir sansür olmayacak.
İnternet uzmanları ve hukukçular ise “Filtre istemiyorum” diyenlerin bile 22 Ağustos sonrası BTK’nın kara listesindeki bir siteye girerlerse filtreden geçeceğini, yani BTK veritabanına ‘kişisel izlerini’ bırakabileceklerini söylüyor.
Filtreleme ‘hizmet’i, internet hizmeti sunan işletmecileri ve bireysel aboneleri kapsıyor. Buna göre bireysel abonelere “Güvenli İnternet Hizmeti Almak İstiyorum” yazılı bir sözleşme sunulacak. İstemeyenler ‘standart profili’ seçmiş sayılacak.
“Güvenli İnternet Hizmeti Almak İstiyorum” diyen abone ise bir sözleşme imzalayacak ve 3 seçenekten birini seçecek. (Yurtiçi: Kullanıcı sadece yurtiçinde barındırılan ve BTK’nın kara listesinde yer almayan sitelere erişebilecek. Aile: Kullanıcı BTK’nın kara listesindeki sitelere erişemeyecek. Çocuk: Kullanıcı sadece BTK’nın beyaz listesindeki sitelere erişebilecek.
BTK ‘Kara’ ve ‘Beyaz’ listelerini belli periyotlarla güncelleyecek ve servis sağlayan işletmecilerle paylaşacak. Güvenli internet hizmeti alanlar, sanal âleme BTK filtresi üzerinden girebilecek. Filtrelemeleri etkisiz kılmak ya da uygulanan filtreyi aşmak isteyen firmalara ceza uygulanacak.
22 Ağustos’ta yürürlüğe girecek ‘filtreleme’nin dayanağı, 22 Şubat’ta yürürlüğe giren Elektronik Haberleşmede Tüketici Hakları Yönetme-liği’nin 10. Maddesi.
‘Bu kadar mı çarpıtılır, pes’
BTK Başkanı Tayfun Acarer uygulama sansür diye nitelenince “Bir olay bu kadar çarpıtılır mı, pes diyorum. Benzer düzenlemeler Avrupa’da da var. Bu uygulamayla zaten herkes standart paket içinde kalacak. Ancak isterse diğer paketler için başvuruda bulunacak. Bunun neresi sansür? Standart paket şu anda neyse aynen devam edecek. Şu ankinden farklı bir filtre koyulmayacak. Standart tarifede bir internet sitesinin içeriğinde bir suç varsa zaten erişime engelleniyor” dedi.
Ancak bilişim uzmanı ve hukukçular, uygulamayla bütün verilerin BTK veri- tabanına kaydedileceğini iddia etti. Doç. Dr. Yaman Akdeniz’e göre, bu kararla bir abone standart profil kullansa bile kara listede olan herhangi bir listeye girdiğinde bu tip bilgiler BTK’nın tabanında o abonenin profiline kaydedilecek.
TİB, genel filtreleme olmaz demişti!
TİB İnternet Daire Başkanı Osman N. Şen ise Radikal’de 17-22 Ekim 2010 arasında yayımlanan ‘Dijital Kale’ yazı dizisinde filtrelemenin Türkiye’de yapılamayacağını söylemişti. Filtrelemenin İran, Suriye, Mısır, Çin gibi ‘sansürcü’ ülkelerde kullanıldığını söyleyen Şen, Çin’de bu iş için 12 bin kişinin çalıştığını anımsatmıştı.
İş âlemi: İnternet hızlı, hukuk yavaş
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, twitter’da hukuki altyapının internet hızına yetişemediğini belirterek “İnternet yasakları hepimizi endişelendiriyor. Bu alanda kriterler ve hukuki süreç gözden geçirilmeli. Aksi takdirde kurunun yanında yaşın da yandığı bir uygulamaya maruz kalıyoruz” dedi.
Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, “2010 başında teknoloji, bilgi paylaşımı, şeffaflık sebebiyle çok uzun zamandır kurulmuş diktatörlükler çöktü. Karşınıza bir zorluk çıkarsa yılmak, moral bozmak yok. Bir yanlış karar varsa, doğruyu anlatırız diye düşünüyorum” dedi.
Yoksa devlet konuşma özürlü mü?
Serhat Özeren (İnternet Kurulu Başkanı): “Asıl sorun devletin bu yasaları kamuoyuna açıklama şekli. Duyuru şeklinde açıklanınca kaos oluşuyor. Biz basitçe ‘Ali gel’ diyoruz, devlet onu tüzüklerle yasalarla anlatırken, basitlik ve anlam bozuluyor, farklı anlamlar çıkabiliyor. Filtre sistemi AB dahil birçok ülkede uygulanıyor. Fakat AB’de yasaklı bir sitede bizim gibi yasaklıdır diye yazı çıkmıyor hata kodu veriyor. Bu üslup farklılığı da birçok sorunu çözebiliyor. İran ve Çin’de uygulanan yasakları tabii ki tasvip etmiyorum. Fakat çocuk pornosu BM nezdindeki en büyük suçlardan biri konumunda ve bizim de bununla mücadele etmemiz gerekir.”
Serdar Kuzuloğlu (Radikal yazarı): “TÜRKÇESİ Aynen Çin’de olduğu gibi ulusal bir sansür yazılımı arkasında olacağız. Dışında kalma şansımız olmayacak ve TİB’in engellediği sitelere giriş de mümkün olmayacak. Elimizde kalacak son şansı da hatırlamak ve yaymakta fayda var: VPN. İstediğiniz siteye doğrudan değil, başka bilgisayar üstünden erişiyorsunuz. Ulusal filtreler de sansürlü siteye girdiğinizi anlayamıyor. Torrent, vs gibi yüklü indirme yapıyorsanız ayda 15, yapmıyorsanız 5 dolara patlıyor. ”