Enerji, çevre teknolojileri ve sıfır atık alanında, Avrasya’nın en büyük ticaret platformu ENTECH - Sürdürülebilirlik ve Sıfır Atık Fuarı & Kongresi 23 – 26 Kasım 2022 tarihlerinde Ankara’da yapılıyor. Fuar kapsamında “Bilim ve Teknoloji Temelli Yeşil Büyüme” Paneli düzenlendi. Panelin moderatörlüğünü TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal üstlenirken, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİMENTO) CEO’su Volkan Bozay, Türkiye Kimya Sanayicileri Derneği (TKSD) Yönetim Kurulu Üyesi, Avrupa Kimya Endüstrileri Konseyi (CEFIC) Teknik Komite Üyesi Dr. Derya Erçıkan, Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Nilgün Cılız ve TÜBİTAK Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Daire Başkanı Hande Alpaslan panelde yer aldı.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Bilim ve Teknoloji Temelli Yeşil Dönüşüm başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Geçen yıl yaşanan sel felaketleri, orman yangınları ve COVID-19 pandemisini hatırlatan Mandal, “Biz yeşil büyümenin önemine odaklanmadan, iklimde yarattığımız tahribatlar sonrasındaki afet noktasını yönetmeye çalışıyoruz. Afeti gündemde tutmaya çalışıyoruz ama aslında sebep sonuç ilişkisine baktığımız zaman salgın hastalıklar, sel felaketleri, müsilaj veya orman yangınları bunların hepsi sonuç.” ifadelerini kullandı.
“Yeşil ve dijital ikili dönüşüm”
Dünya Ekonomik Forumunun 2022 yılı raporunda 5-10 yıllık dönemde en büyük tehdit olarak görünen olguların başında «İklim eylem başarısızlığı»nın geldiğini ve devamında «aşırı hava olayları, biyoçeşitlilik kaybı, doğal kaynak krizleri ve sosyal uyum erozyonu» olduğunu ifade etti. OECD’nin iş dünyası analizi açısından 2021 yılı önceliğinin de yeşil dönüşüm olduğunun altını çizen Prof. Dr. Mandal, “Şu an baktığımız zaman özel sektörün yapısal dönüşüm önceliği olan üç ana başlık yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm ve bunun için gerekli olan insan kaynağı olarak öne çıkıyor.” dedi.
“TÜBİTAK Başkanı, “Son dönemde özellikle dijital ve yeşil dönüşümün eş zamanlı olarak tüm sistemleri etkilediği ve “İkili Dönüşüm” diye adlandırılan bir dönemin içine girdik. Bununla birlikte pandemi öncesinde Sanayi 4.0 konuşuyorduk ama o bitti şu an Sanayi 5.0’ı konuşuyoruz. Burada insan vurgusu var. Pandemi farkındalığı zorunluluğa çevirdi. Bunu devam ettirebilmek için sanayi, toplum ne kadar hazır? Bunu da konuşmamız gerekiyor” diye konuştu.
Bilim ve teknoloji temelli yeşil dönüşümü, paydaşlarla işbirliği içinde bir bütün olarak el almanın önemine işaret eden Mandal, “yenilik sisteminde küresel güçlüklere çözüm üretmek; üniversite, sanayi, kamu ve toplum arasındaki çok katmanlı, dinamik, çift yönlü etkileşimlerle mümkün” vurgusu yaptı. Bununla birlikte, son dönem inovasyon modellerinde tüm bu etkileşimlerin “toplum için çevre ve sürdürülebilirlik” zemininde tartışıldığını belirterek bunun da beşli sarmal inovasyon modeli olarak adlandırıldığını söyledi.
“Çözüm noktamız geleneksel yaklaşımların ötesinde daha fazla bilim ve teknoloji temelli”
“İklim değişikliği ile mücadele ve uyum için çözüm noktamız var ama çözüm noktamız geleneksel yaklaşımların ötesinde daha fazla bilim ve teknoloji temelli. Bu açıdan bugünkü toplantının ana teması bizim için çok anlamlı” diyen Mandal, COP 27 zirvesi çıktıları ve IPSS raporuna da değinerek sanayi sektöründen kaynaklı sera gazı salımlarının azaltılması için “Yeni teknolojiler ve elektrifikasyon, karbon tutma kullanma ve depolama (CCUS), yaşam döngüsü boyunca enerji verimliliği, malzeme verimliliği ve döngüsellik için tasarım, yüksek kapasiteli ve uzun ömürlü kullanım ve kullanım ömrü sonunda yeniden kullanım, yüksek nitelikli geri dönüşüm işlemleri, sıfır salım elektrik, yenilenebilir enerji” başlıklarının önemine dikkat çekti.
"İklim Eylemi Uygulamaları için Birlikte" temalı COP27 Uygulama Planının 20 Kasım 2022’de Mısır’da kabul edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Hasan Mandal, raporda iklim değişikliğinin risk ve etkileri açısından kritik sınır olan 1,5°C ile sınırlandırılma çabalarının bilim tabanlı yaklaşımlar ile sürdürülmesinin öneminin vurgulandığını belirtti. Prof. Dr. Hasan Mandal, COP27 Uygulama Planının ana bölümlerinden ikisinin Ar-Ge ve yenilik ile ilişkilendirilerek «Bilim ve aciliyet» ile «İklim finansmanı, teknoloji transferi, kapasite geliştirme » olarak adlandırıldığını belirtti.
“Değişim, dönüşüm konuşuyorsak burada özel sektörden bağımsız konuşamayız”
Alanında uzman birbirinden değerli panelistlerle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Mandal, sektörün yeşil dönüşüm konusundaki istekliliğinin, kararlılığının ve liderliğinin önemli olduğunu vurguladı. “Bu duruş, Türkiye’nin bu alandaki teknoloji yol haritalarının belirlenmesinde de önemli” değerlendirmelerinde bulundu.
Ardından panelde söz alan sektör temsilcileri tarafından Demir-Çelik, Çimento ve Kimyasallar sektörlerinin yeşil dönüşüm konusundaki teknoloji odaklı mevcut durumu ve ihtiyaçları aktarıldı. Ekonomik büyümenin sürdürülebilir bir biçimde sağlanması yaklaşımı doğrultusunda işletmelerin küresel ısınmayı sınırlandıran bir senaryo ile uyumlu faaliyet gösterebilmeleri için temel kolaylaştırıcı etken olan teknolojinin önemine değinildi.
Panelde çelik, çimento ve kimyasallar sektörlerinde yeşil dönüşüm konusu ele alınırken aynı zamanda temiz üretim ve yeşil dönüşümde döngüsel ekonomi uygulamaları da konuşuldu. Döngüsel ekonomi modeli yerine artık sürdürülebilir ekonomi modeli ifadesinin tercih edildiği aktarılarak; sektörlerde yaşam döngüsü değerlendirmesi yaklaşımlarını entegre eden teknolojiler geliştirilerek verimlilik artışı sağlanmasının kaçınılmaz ihtiyaç olduğu değerlendirildi. Bu model ile hiçbir ürün ve atık ziyan edilmeden daha az kaynak kullanılarak üretime devam edilerek verimlilik artışı sağlanabileceği ifade edildi.
TÜBİTAK’ın 2022-2023 dönemi öncelikli Ar-Ge ve yenilik konu başlıklarında yeşil ve dijital ikili dönüşüm başlıkları aktarıldı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın özel sektör ile güçlü etkileşim ve işbirliği içinde hazırlamakta olduğu Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası çalışmalarında odak sektörlere yönelik yer verilen teknolojik hedefler konuşuldu. Sanayinin yeşil ve dijital dönüşümü sürecine hizmet edecek Ar-Ge ve yenilik tabanlı çözümler görüşüldü. Bu hedeflere yönelik mevcut ve planlanan finansman mekanizmaları değerlendirildi. Geleceğin sorunlarına çözüm bulma noktasında değişime direnç göstermekten çok adapte olmak gerektiğine değinilen panelde sektörlerin yeşil dönüşümüne yönelik yatırımların artırılması konusu da öne çıktı.
Ülkemizdeki özel sektör kuruluşlarının yeşil büyümeye uyum sağlamalarına imkân tanıyacak teknolojik ihtiyaçlarına yönelik projelerin gerek Sanayi Yenilik Ağı Mekanizması olarak nitelendirilen platform tabanlı TÜBİTAK destekleri aracılığıyla gerekse de Ar-Ge ve yatırım desteklerinin bütüncül bir şekilde sunulduğu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın Hamle Programı kapsamında özel olarak desteklenmesinin planlandığı aktarıldı. Ayrıca TÜBİTAK aracılığıyla Ar-Ge projelerine yönelik ayrılan ulusal kaynaklara ek olarak uluslararası finansman kaynakları fırsatlarının yaratılmasına yönelik çalışmaların devam ettiği kaydedildi.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal özellikle yeşil dönüşüm konusunda çözüm oluşturma noktasında özel sektörün çevikliğini örnek alınabilecek noktada olduğunu söyledi. Türkiye’nin potansiyelinin yüksek olduğuna vurgu yapan Mandal, “Sektörlerin dönüşümlere yönelik teknolojik ihtiyaçların belirlenmesi ve bu konuda ivedi adımların atılması noktasında çok kuvvetliyiz” dedi.
Prof. Dr. Mandal, “TÜBİTAK olarak dinleyerek ve öğrenerek katkı vereceğiz” ifadelerini kullandı.