İtfaiye aracını ateşe verdiler, içinde memurların ve müşterilerin olduğu bir PTT şubesine molotof attılar, yol boyunca önlerine gelen dükkanları yakıp yıktılar.
Ve bütün bunlara gerekçe olarak da YSK'nın BDP destekli bir kısım bağımsız adayı veto etmesini gösterdiler.
Peki demokratik haklar böyle demokrasi dışı yollarla aranır mı?
Bu konuda çok şey yazılabilir ama en kısa ve vurucu açıklamayı BDP'lilerle beraber yürüyen yüzleri maskeli grubun molotof kokteyli attığı PTT'de çalışan bir Kürt bayan yaptı.
İşte maskeli grubun molotoflu saldırısına uğrayan o PTT'de çalışan bayan memurun ders niteliğindeki o sözleri;
"Ben memurum. Ben de Kürdüm ama böyle birşeyi kabul etmiyorum.
Bu kadar insan perişan olmak zorunda mı?
Hak aramanın da bir şekli vardır.
Böyle insanlık olmaz.
Böyle hak arama olmaz"
YSK VETO ETTİ OLAYLAR PATLADI
YSK'nın aralarında Hatip Dicle, Leyla Zana, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel gibi isimlerinde olduğu 7'si BDP destekli 12 bağımsızın adaylığını iptal etmesi sonrası olaylar patlak verdi. Kaos yaratmak ve provokasyon için fırsat kollayanlar bu karar sonrası sokaklara indi.