Kur'an-ı Kerim'de birkaç yerde "Allah dostlarına korku ve hüzün yoktur" buyurur.
Müslüman olarak bizler de görevimizi yapmakla yükümlüyüz.
Geçmişte yapamadıklarımıza üzülmediğimiz gibi bugün elimizin ermediği, gücümüzün yetmediği konularda yapamadıklarımıza üzülmediğimiz gibi gelecek korkusunu da şimdiden yaşamayız.
"Allah var keder yok" der işimize bakarız.
Her vaktin görevini yerine getirmenin mutluluğunu yaşarız.
Suriye, Myanmar, Afganistan, Filistin, Çeçenistan, Somali... gibi yerlerdeki kardeşlerimiz hakkında görevimizi yapmışsak bayramlarımızın da hakkını verelim.
Sevgili Peygamberimiz, Bedir harbinden dönüşte Bedir şehitlerine rağmen Ramazan bayramını yapmıştı ve yüzünden tebessümlerini hiç eksik etmemişti.
İdam sehpasında tam asılacakken afva uğrayan adamın sevinişi gibi Ramazan'da Allah'ın afvına uğradığımız inancıyla sevinelim.
Yurt içi ve yurt dışındaki mazlum ve mağdurlara yardımlarımızı göndererek insanlık damarlarımızın felç olmadığını test sonucu öğrendiğimize sevinelim.
Mallarımızda fakirin hakkının olduğunu bildiğimizden zekat ve sadakalarla hakkı hak sahiplerine vermenin sevincini yaşayalım.
Milyarlarca insan "En büyük filan" diyerek kendini küçültüp kula kul yaparken bizler Bayram namazında topluca bir araya gelerek dokuz defa "Allahü Ekber/En büyük Allah'tır" diyerek Allah'ın adıyla kendimizi yüceltmenin bayramını yaşayalım.
Bayram namazında İmam Fatiha süresini okurken Allah'ın sıratı mütekiymini istediğimizi, "Ğayril mağdubi aleyhim velezzallin/Allah'ın gazabına uğrayanlarla sapıkların yolunu istemediğimizi" okuduğunda cemaatin "Amin" demesiyle en kötü yollardan uzak duracağımızı topluca söylemenin kıvancını yaşayalım.
Halkın yanında Hakk'ın huzurunda duracağımızdan hem de sünnete uymak için bayram günü sabahı banyo yapılacak.
Peygamber Efendimiz dişlerini temizlemiştir diye dişler temizlenecek
Sevgili Peygamberimizi örnek alacağız ve güzel kokular sürüneceğiz.
Durumumuza göre en güzel elbiseler giyilecek.
Sabah namazı için evden çıkmadan önce ağza tatlı alınacak. (Sünnet)
Şeker hastaları durumlarına göre hareket etsinler.
Cumhurbaşkanıyla dağdaki çoban,
Rektörle kendisine yumurta atan öğrenci,
Generalle er, Patronla işçisi yan yana gelecek,
Sınıf, rütbe, makam farkı ortadan kalkacak,
Omuz omuza verilecek ve aynı yöne dönülecek,
Yalnız ve yalnız Allah huzurunda boyun eğilecek,
İnsanın insana boyun eğmemesi gerektiği tatbiki olarak dünyaya ve gökyüzündeki meleklere gösterilecek.
Üç günlüğüne kin ortadan kaldırılacak ve hayata din hakim olacak.
Üç günlüğüne, hırsızlık, soygun, adam öldürme, yaralama, tecavüz, zimmet, sabotaj, terör duracak.
Evler pırıl pırıl olacak.
Sokaklar yağ döksen yalanır hale gelecek.
Elbiseler bayram şekerleri gibi rengarenk olacak.
Çocukların başları okşanacak, ellerine en çok sevdikleri şeyler verilecek.
Küsler barışacak, Yadlar tanışacak.
Dostlar bir birine karışacak.
Gül gibi yüzlerle, bal gibi sözlerle "Hayırlı bayramlar, bayramınız mübarek olsun, tekrarlarına kavuştursun, her günün bayram olsun" temennileri ve duaları edilecek.
Büyük küçük bütün akrabalar ziyaret edilecek.
Gelmeyene gidilecek.
Konuşmayanla konuşulacak.
Komşular, dostlar, arkadaşlar gezilecek.
Mümkinse bu ibadetleri fiili olarak yapacağız.
Telefonla halletmeye kalkmayacağız.
Şehir dışında olanları ise telefonla arayarak gönül alınız.
SMS ile değil telefonla temas kurunuz.
Sesiniz bari olsun sevdiğinizin gönlüne girsin.
Kaynak Mahmut Toptas