“Deniz Baykal’a düzenlenen kaset komplosundan üç ay önce işadamı İnan Kıraç, Baykal’la genel merkezde bir saat baş başa görüştü. ‘İyi gidiyorsunuz, CHP-MHP koalisyonu görünüyor ancak Önder Sav, Mustafa Özyürek ve Onur Öymen’i aday göstermeyin’ dedi.”
Bu sözler önceki gün görüştüğüm bir haber kaynağıma ait. Haber kaynağım, Baykal’a düzenlenen kaset komplosundan üç ay önce, İnan Kıraç’ın CHP Genel Merkezi’ne yaptığı randevulu, “olağan dışı” bir ziyaretten bahsetti. Ziyaretin içeriği ve konuşulanlar hakkında da bazı ipuçları verdi. Ayrıntıya girmeden, görüşmenin detaylarını ortaya çıkarmak üzere de topu bana attı. Yaptığım birkaç görüşme üzerine Baykal’ın kasetinin yayımlandığı 6 Mayıstan yaklaşık üç ay önce şubatta, Kıraç’ın Baykal’la baş başa görüştüğünü öğrendim. Görüşme Kıraç’ın Baykal’dan randevu talep etmesiyle gerçekleşiyor. Kıraç’ın randevu talebi üzerine Baykal, Yılmaz Ateş’i arayıp, “İnan Kıraç benimle görüşmek istiyor. Kıraç, yanında bir isimle gelirse sen de toplantıya katıl” diyor.
Sav, Öymen ve Özyürek’i gönder
Baykal-Ateş arasında yapılan bu görüşmenin ardından Kıraç, CHP Genel Merkezi’ne geliyor. Görüşme Baykal’la baş başa yaklaşık bir saat sürüyor. Kıraç, ardından da genel merkezden ayrılıyor.
Görüşmenin bitmesinden saatler sonra, başka bir konuyla ilgili Baykal’la görüşmek üzere makam odasına giden Ateş’e, Baykal, Kıraç’la arasında geçen konuşmaları anlatıyor. Kıraç görüşmede CHP’nin ve Baykal’ın performansının iyi gittiğini, ancak üç ismin genel seçimlerde aday gösterilmemesi talebinde bulunuyor. Dönemin CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Mustafa Özyürek ve Onur Öymen, Kıraç’ın aday gösterilmesini istemediği isimler. Baykal, Kıraç’a, her üç ismin de erdemli ve çalışkan olduğunu, partiye büyük emeklerinin geçtiğini belirtip, nazikçe yapılan teklifi reddediyor.
Kılıçdaroğlu-Ateş zirvesi
Dün haber kaynağımın aktardığı bu bilginin doğruluğunu araştırırken ilginç bir bilgiyi daha öğrendim. Hatırlanacağı gibi kaset komplosunun ardından Baykal 9 mayıs günü genel başkanlıktan istifa etmişti. İstifa etmesinden bir gün sonra 10 mayısta, Kemal Kılıçdaroğlu, Yılmaz Ateş’le görüşmek üzere, CHP’li Ali Kılıç üzerinden randevu talep ediyor. Ateş, Kılıç’a genel merkezde Kemal Bey’le görüşebileceğini söyleyip, randevuyu veriyor.
Ateş, Kılıçdaroğlu’nu beklerken akşam saatlerinde Ali Kılıç odasına geliyor. Kemal Beyin randevuya gelemediğini ancak kendi evinde görüşme yapmak istediğini söylüyor. Kılıç’ın bu açıklaması üzerine Ateş, “Önder Sav’dan korktuğu için gelmedi değil mi” diye soru yöneltiyor. Kılıç’ın “evet” cevabı ve ısrarlı randevu talebi üzerine, akşam 21:30’da Kılıç’ın evinde görüşmek üzere randevulaşılıyor.
Gandi o üç ismi sordu
Yılmaz Ateş, bu görüşmenin ardından Baykal’ı arayıp konuyla ilgili kendisini bilgilendiriyor. 21:30’da gerçekleşmesi beklenen randevu ise bir saat gecikmeli olarak Ali Kılıç’ın evinde gerçekleşiyor. Kılıç, eşi, Kemal Kılıçdaroğlu ve Yılmaz Ateş görüşmeye başlıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, “Genel başkanlığa aday değilim” diyerek, doğru olanın Deniz Baykal’ın tekrar geri gelmesi olduğunu söylüyor. Baykal’ın listeye alması durumunda genel merkezde çalışma isteğini Ateş’e iletiyor. Ateş’in, listelerinde kendisini görmek istediklerini ve genel merkeze alınacağını söylemesi üzerine, Kılıçdaroğlu kendisine şu soru yöneltiyor; “Önder Sav, Mustafa Özyürek ve Onur Öymen listenizde olacak mı?”
Onlar varsa ben yokum
Ateş’in “Tahminim üç isim de olacak” cevabı üzerine Kılıçdaroğlu “o zaman beni listenize almayın” diyor. Gerekçesini ise şu sözlerle açıklıyor; “Önder Sav ve bu isimlerin olduğu yerde yenileşme olmaz. Parti de iktidara gelemez.”
Görüşme bir saatin ardından sonlanıyor ve daha sonra ortaya ilginç bir bilgi çıkıyor. Kılıçdaroğlu’nun bu görüşmeden bir gün önce Sav’la biraraya geldiği ve “Sen genel başkan ben genel sekreter olayım” diye anlaştığı ortaya çıkıyor. Ardından de bilinen süreç yaşanıyor ve devreye giren isimler, Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlığa ikna ediyor. Deniz Baykal’ın istifasının ardından geri döneceği söylentilerinin ortaya atıldığı günlerde Önder Sav’ın Baykal’ı kastederek genel merkezde söylediği şu sözler ise siyasi tarihe geçiyor; “Baykal’ın tekrar geri geleceğini hissettiğim an topa bastım. Bunları (Baykal ve ekibini kastediyor) yüz seksen derece ters köşeye yatırdım.”
Kılıçdaroğlu’nun kendi adayı olduğunu düşünen Sav’a ise zaman gerekli cevabı veriyor. Sav yüz seksen derece ters köşeye yatırılıp, tasfiye edilme gerçekliğiyle yüzleşiyor.
Mehmet Baransu, Taraf