CHP ile BDP arasında ittifak olabileceği yönündeki söylenti bile partiyi karıştırmaya yetti. Parti içinde yükselen seslere eski genel başkan Deniz Baykal da katıldı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Diyarbakır'da destek ararken, Baykal Trabzon'dan etnik siyaset uyarısı yaptı.
"Etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset bizim işimiz değildir" diyen Baykal üstü örtülü ittifak iddialarını eleştirirek, şunları söyledi:
'Muhalefette görevim yok' diye düşünürsen, iktidar olmak için kestirme yollar aramaya kalkarsan, iktidar olmanın kestirme yolları, sihirli değnek dokunuşuyla birden bire iktidara gelme hevesleri, hesapları, sizi çok ciddi yanlışlıklara sürükleyebilir'' dedi.
GÖRMÜŞ GEÇİRMİŞ BİR PARTİYİZ
Baykal, CHP'nin eski ilçe başkanlarından Muammer Şahin'in oğlunun düğünü için geldiği Trabzon'da gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP'nin, Türkiye'nin temeli, özü, bir büyük siyasi parti olduğunun unutulmamasını isteyen Baykal şunları söyledi:
"Bu anlayış içinde gün olur iktidarda oluruz, gün olur muhalefette kalırız ama muhalefette de görevimiz var, iktidarda da görevimiz var. Biz sadece iktidara gelerek görev yapacak partilerden değiliz. Biz muhalefette de görev yaparız. Muhalefette de büyük görevler yapıyoruz, bugüne kadar da büyük görevler yaptık; hizmet olarak, caydırıcı olarak, yanlışlıkları önleyici olarak, iktidarın yanlış istikamete sürüklenmelerini önleyerek, Türkiye'nin temel dinamiklerini sahiplenerek.
(Muhalefette görevim yok) diye düşünürsen, iktidar olmak için kestirme yollar aramaya kalkarsan, iktidar olmanın kestirme yolları, sihirli değnek dokunuşuyla birden bire iktidara gelme hevesleri, hesapları, sizi çok ciddi yanlışlıklara sürükleyebilir. Biz görmüş geçirmiş partiyiz. İlkelerimizi biliyoruz. Temellerimizi, görevimizi, tarihi misyonumuzu biliyoruz. O nedenle hiç kimse bizi 'şöyle yap, böyle yap, seni iktidara getiririz' söylemleriyle aldatamaz.''
İKTİDARIN DÜMEN SUYUNA GİREREK OLMAZ
''CHP'yi değiştirerek, dönüştürerek, bozarak ne CHP'ye iyilik yapmak mümkündür ne de Türkiye'ye iyilik yapmak mümkündür'' diyen Baykal, ''Geride bıraktığımız olaylar çok açık. Türkiye'de bir referandum dönemi yaşandı. Bu dönemde devletin bütün olanakları devreye sokuldu. İnançlar, mezhepler istismar edildi. Ama Türkiye'nin yarıya yakını kendisine dayatılmak istenen bir anayasa değişikliğine 'yanlıştır' dedi. Türkiye'nin yarısına yakını bugünkü tabloya tepki koyduğunu göstermiştir. Bunu değerlendirmek, buna sahip çıkmak lazım. Bu bizi iktidar ile konuşlandıracak ana unsurdur. İktidara teslim olarak, iktidarın politikalarına hak vererek, iktidarın politikalarına özenerek, iktidarın dümen suyuna girerek, bir yere gitmek mümkün değildir. Onun peşinde sürüklenir kalırsın. Biz bunun peşinde sürüklenip kalmak istemiyoruz. İleri, çağdaş, demokrat, özgür, sosyal adaletçi, dürüst bir toplum yaşam modelini ortaya koymak istiyoruz'' dedi.
ETNİK SİYASET BİZİM İŞİMİZ DEĞİL
Türkiye'de etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset yapmayı kesinlikle reddettiklerini ifade eden Baykal, şunları söyledi:
''Bunun çok yanlış olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar önümüze gelen yanlışların altında bunun yattığını biliyoruz. Hiçbir şekilde buna CHP'nin alet olmaması gereken bir konudur. Etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset bizim işimiz değildir. Böyle siyaset yapanlarla o zeminde yarışmak da bizim işimiz değildir. Öyle siyaset yapanların ve öyle siyaset yaparak başarılı olduğunu düşünülenlerin o yöntemlerini taklit ederek başarıya ulaşmak bizim işimiz değildir. Gerçek, ilerici politika, bunu kararlılıkla reddederek yapılır. Etnik ayrışmayı mezhepsel ayrışmayı temel alarak, buna omuz vererek değil, etnisite, mezhep temelinde açılımlar yaparak değil, tam tersine herkesi insan olarak görüp, herkesi insan anlayışı içinde eşit sayıp, herkesin kimliğini yaşamasını temel bir amaç olarak benimseyip, ama devleti etnik temelde ayrıştırıcı bir unsur haline dönüştürmeden, siyasetini yapmadan, insan odaklı, insan temelinde sosyal odaklı bir siyaseti sahiplenmek bizim işimizdir. Çıkış yolu da budur. Diğerleri hep çıkmaz yoldur. Önümüzde örnekler var. Ortadoğu'da, Irak'ta, Afganistan'da, Lübnan'da yaşanan örnekler var. Bütün bunları görmüş bir ülke olarak da 80 yıl önce düşmediğimiz tuzağa şimdi mi düşeceğiz? CHP'yi alet ederek mi Türkiye'yi bu tuzağa düşürecekler? Herkes alet olabilir o tuzağa ama CHP alet olmadıkça o tuzak Türkiye için işlemez. Herkes de çok iyi biliyor ki, o tuzağı Türkiye için işletebilmenin yolu, CHP'yi bu işe alet etmektir. İnanıyorum CHP buna izin vermeyecektir. Hiçbir bedel karşılığı, hiçbir bir siyasi bekleyiş peşinde koşarak, olmayacak işlere kalkışarak bu temel yanlışa CHP alet olmayacaktır.''
SİLAHLA MÜZAKERE OLMAZ
Baykal, bir gazetecinin, ''Açıklamanızda BDP'nin CHP'ye yaptığı öneriyi mi yorumladınız, açıklamanızı bu sorunun cevabı olarak alabilir miyiz'' sorusunu da şöyle yanıtladı:
''Daha genel bir değerlendirme yaptım. Türkiye siyasetinin sağlıklı işleyebilmesi için her demokratik ülkede olduğu gibi Türkiye'de de siyasetin bütün unsurlarının terör karşısında çok açık, net, güven veren bir tavır takınması gerekir. Bu çok temel bir ilkedir. Terör sorunu yaşayan bütün demokratik ülkelerde siyasetçilerin önüne gelmiştir. Demokratik bir sistem içinde terör sorunu ile mücadele eden bütün ülkelerin gözetmesi gereken temel nokta, terör karşısında bütün siyasi kesimlerin ortak bir anlayış içinde samimi, dürüst, inandırıcı bir şekilde kendisini ortaya koymasıdır. Bu olursa her sorun çözülür. Bu olmadan, bunu önemsemeyerek, bunu unutarak, 'bu olmayacak' diyerek bir istikamete girilirse hep sorun çıkar. Geçmişte olmuştur, yine çıkar. Demokrasi silahla bağdaşmaz. Silah varsa demokrasi yoktur. Şiddet varsa, terör varsa, mayın varsa, saldırı varsa demokrasi yoktur. Bunlar olmayacak, işin temeli budur. Bunların olması reddedilecek. Buna karşı ortak tavır takınılacak. O tavır takınıldıktan sonra çok şey konuşulur ama bu olmadan hem masanın üstünde silah olsun hem de müzakere yapalım, bu olmaz. Yani bu büyük bir dengesizlik çıkarır. Teslim olduğunuz zaman ancak bunu yaparsınız. Bu ancak teslim olma halinde ortaya çıkar. Silahı reddetmeye cesaretiniz yoksa ülke olarak söylüyorum, belli siyasi gruplar için değil, ona rağmen demokrasi içinde siyasi müzakere anlayışına giriyorsanız artık teslim olmuşsunuzdur.''
BAŞBAKAN KENDİ İŞİNE BAKSIN
Baykal, bir başka gazetecinin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın CHP ile ilgili açıklamaları konusundaki sorusuna da ''Başbakan'ın CHP'nin içindeki açıklamalara müdahale etmeye kalkması, onun bir başbakana yakışan saygın bir anlayış içinde olmadığını ortaya koyar. Başbakan'ın kendi işine bakmasında yarar var'' yanıtını verdi.
KILIÇDAROĞLU'NDAN BAYKAL'A JET YANIT
Baykal'ın etnik siyaset uyarısı Diyarbakır'da bir restoranda yemek yiyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na soruldu. Kılıçdaroğlu, Baykal'ın, ''etnik ve dinsel siyasetin yanlış olduğu ve CHP'nin de buna alet edilmek istendiği'' yönündeki açıklamalarının anımsatılması üzerine, ''Doğru. Etnik ve dinsel siyaset doğru değil, CHP öteden beri bunları reddediyor'' dedi.
Kılıçdaroğlu Baykal'ın "CHP'nin alet edildiği'' yönündeki sözlerinin tekrar hatırlatması üzerine de ''Hayır, öyle bir şey yok'' diye konuştu.