Hep anlatıyorum, bir daha anlatacağım. Bayatlamayan bir hikaye anlatacağım size. Hep anlatıyorum, duymadıysanız duyun.
Almanya’daki bir kardeşimiz anlattı bana. Belki içinizden birisidir. Ben kim olduğunu unuttum. Hocam o bendim derse, bende adını sanını kaydederim. Bundan sonra adını unutmam.
Burdan birisi dilekçe vermiş çalıştığı fabrikaya. Çalışan bir elaman, iyi bir eleman, fabrika müdürü tanıyor. Demiş ki:
“Şu aydan, şu ayın şu gününe kadar yıllık izin istiyorum demiş.” Müdür, patron demiş ki:
“Olmaz... Olmaz...”
“Niye?”
“O zaman fabrikanın harıl harıl çalıştığı zaman. Sen önemli bir elemansın. Ben sana o zaman izin veremem. Kışın git.”
“ Hayır, bu vakitte gideceğim.”
“ Vermiyorum izin.”
“ Vermezsen gene gideceğim.”
“ E işinden olursun, işsiz kalırsın.
“Kalayım.” demiş
“Haklarından mahrum olursun.”
“Olayım.”
“Niye bu kadar inat ediyorsun?” O zaman demiş ki:
“Hac var hac. Bizim Mekke’ye gitmemiz lazım. Hac yapmamız lazım filan.” Deyince:
“Haa, tamam. O zamanın iş değişti. İbadetse müsaade ediyorum.” demiş.
Bizimkiler gibi inatçı değil, Türkiye’dekiler gibi değil. Türkiye’dekiler: “Hmm... Seni gerici seni derler, bir sürü arka çıkartmaya çalışırlar kendilerine. Ne baş örttürürler, ne sakal bıraktırırlar, ne hacca gönderirler.
Bazı firmalar var Türkiye’de; Cumaya gideceksen benim işime girme diyor. Adını söylemiyorum. Aslında yıkılsın diye söylemek lazım. “Cumaya gideceksen benim firmalara girme” diyor. Hocam böyle diyor dedi bir kardeşimiz. Bende girme dedim. Allah’ın işi mi kalmadı? Allah rızkı nasıl olsa verecek.
Sinek metruk bir evin bodrumuna ağ kuruyor. Allah ona rızkını gönderiyor. Uçarak geliyor takılıyor ağa. Allah, onun rızkına kanat veriyor, bodrumda ağına sinek takılıyor. Hiçte böyle iyi bir işlek bir yer değil. Dükkan açılacak bir yer değil. Ama oraya örümcek ağını kuruyor. Allah’da onun rızkına kanadı veriyor, oraya takılıyor, oda onu yiyor oturduğu yerden. Alem sabahleyin işine gider çalışmaya, rızık aramaya. Bu metruk evinde dururken rızkı kanatlanmış geliyor, gelir.
Çocuk çalışmasını bilir mi, bilmez. Ama nasıl doyuyor karnı? Allah nasıl doyurtuyor, anası babası, bahane. Ama süt ağzına geliyor, karnı doyuyor. Allah herkesin rızkını veriyor.
Şimdi bu patron demiş ki:
“Aaa, ibadetse o zaman müsaade ederim. Tamam ayarlarız. N’apalım, git. Ben seni seviyorum.
Bu da hazırlanmış, valizleri hazırlamış, ihramları hazırlamış, biletleri almış, hangi firma ile anlaştı ise anlaşmış. Ondan sonra patronun yanına gitmiş:
-“ Tamam ben tatile çıkıyorum.-................-
-“Peki güle, güle git demiş o da.” En son cümlesi mühim. Giderken kapıdan çıkarken:
-“Haa.. dur demiş ve: “Muhammed’e benden selam söyle” demiş.
Allâhu Ekber... Alman’a bak be. Vay be... Ne açık gözler var bu dünyada. Alman patron: “ Muhammed’e benden selam söyle” demiş. İsmi de Hans’mış. Zaten hep Almanların adı Hans’tır. Bizim askerlerin Mehmetçik olduğu gibi ama bunun adı hakikaten Hans’mış. Hakiki Hans.
“Muhammed’e selam söyle” demiş. Haydii... O arkadaş anlatıyor:
“Hocam gittim, hac ettim, tavaf vs. yaptım. Medine-i Münevvere’ye geldim. Peygamber Efendimiz s.a.s.’in mescidine girdim; sıkışık, izdiham. Peygamber Efendimiz’in türbesinin karşısında arkada durdum. Gözüm kapalı: "Esselâtü vesselâmü aleyke yâ Rasûlallah..." diyerek salat ü selam... Gözyaşları, deryalar gibi şaldır şuldur aşağı doğru akıyor... Hans'ın gönderdiği selam aklına gelmiş :
- "Yâ Rasûlallah, bilmiyorum yanlış mı doğru mu ama, ben Almanya'dan ayrılırken bizim patron Hans, sana selam söyledi" demiş gözü kapalı. Ondan sonra Türkiye'ye gelmiş. Orada benimle konuştu. Dedi ki:
- "Hocam, daha Almanya'ya gitmeden Hans'ın müslüman olduğu haberi geldi. Allahü Ekber! Tabi ya, Allahü Ekber! Neden? Neden müslüman kardeşlerim, neden? Peygamber Efendimiz'e selam söylediği; "Muhammed'e selam söyle" dediği için.
*******
Bu Muhammed’e, bu Muhammed-i Mustafa'ya günde 100 defa salât ü selam söylemek istemez misin!? Fazla mı yük yüklüyorum üstünüze? Çok mu ağır gelir günde 100 defa salât ü selam getirmek?!
Günde 100 defa salât ü selam getir yahu... İstediğin zaman yap; ister uzan da yap, ister takside yap, ister iş yerinde arada yap, ister öğle tatilinde yap, ister gece yap; 100 defa salât ü selam getir Peygamber Efendimiz'e ... 100 defa da Salavat-ı Şerife getiriver.
Bak Allah-u Teala bizlere buyuruyor ki, Bismillâhirrahmânirrahîm :
“İnnellâhe ve melâiketehû yüsallûne ale’n-nebiy...” (Ahzab, 33/56); “Allah da, melekleri bile Rasûlullah’a salat ediyorlar.” Allah da, melekleri de...
“Ya Eyyühellezîne âmenû”; Ey iman edenler!
“Sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ”; Siz de O’na Salât ü selam getirin.
“Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini’n-nebiyyi’l-ümmiyyi ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim.”(2defa ) Üçüncüde : “ ...... Muhammedini’llezî câe bi’l-hakkı’l-mübîn. Ve erseltehû rahmeten li’l-‘âlemîn.”
Ne dedik: “Ellezî erseltehû rahmeten li’l-‘âlemîn”; “O Peygambere salât-ü selam olsun ki Ya Rabbi, Sen O’nu alemlere rahmet olarak indirdin. “Câe bi’l-hakkı’l-mübîn” Hakkı getirdi, hakikatı getirdi bize.
“Muhammedini’llezî câe bi’l-hakkı’l-mübîn.”; Apaşikar hakikatleri getirdi bize. Allah razı olsun. Allah şefaatine erdirsin. O bize bu Hadis-i Şerifleri ile bu dini öğretmese idi biz ne kadar cahil kalırdık. Hakikatı bize getirdi. Sen O’nu alemlere rahmet olarak indirdin. O’na salât-ü selam olsun diyoruz.
100 defa deyiver. Peygamber Efendimiz’in tavsiyesi var. 100 defa salât-ü selam getirin diye tavsiyesi var. Bir insan Peygamber Efendimiz’e bir salât-ü selâm getirirse Allah ona 10 salat eder. Allah salat eder o adama. 10 salavat getirirse, 100 nimete, mükafata mazhar olur, otuzu bu dünyaya yetmişi ahirete ait.
iskenderpasa.com