Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, cumhurbaşkanlığı sistemine prensip olarak karşı olmadıklarını belirterek, “Başkanlık sistemi yönetimde kolaylık getiriyor ancak denetimi olmasını olmazsa olmaz şart olarak görüyoruz” dedi.
Karamollaoğlu, basın mensupları ile buluşarak gündemdeki konular hakkında partisinin görüşlerini paylaştı. Şişli’de bir otelde gerçekleştirilen toplantıya gazeteciler ve köşe yazarları katıldı.
Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) devletin "sinir uçlarına" kadar sızdığını belirten Karamollaoğlu, örgütle mücadele için ekonomik, sosyal ve psikolojik bir takım tedbirlerin de alınması gereğini ifade etti.
Karamollaoğlu, şöyle konuştu:
"15 Temmuz’da bir kalkışma yaşandı. FETÖ, özellikle 10 yılda devletin kurumlarına ve sinir uçlarına sızdı. Cumhurbaşkanımız çıktı ve haklı olarak dedi ki ‘Ben milletimden özür, Allah’tan da af diliyorum.’ Ama aynen Cumhurbaşkanımız gibi bu yanlışı görüp ‘Biz de milletimizden özür, Cenab-ı Hak’tan af diliyoruz’ deme hakkına sahip insanlar olması icap eder. ‘Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet’ sözü de çok isabetli. Bu alt kademede olup, dışlanan, geçimini sağlamak zorunda olan on binlerce insan var. Bu ciddi bir problem. Bir de yaftalananlar var, örgütle hiç alakası olmadığı halde. En çok da bizim insanlarımız. Son zamanlarda milli görüşçüler de bu örgütten sebep gözaltına alınmaya başladı. Şimdi hükümet bunu çözebilmek için bir mekanizma kurdu ama bu yavaş işliyor. FETÖ örgütüyle mücadele için de ekonomik, sosyal, psikolojik bir takım tedbirleri almak için bir çalışmaya ihtiyaç var.”
- “Bu insanla aynı inanca sahip değiliz”
FETÖ’nün dünyaya ne olduğunun iyi anlatılması gerektiğini dile getiren Karamollaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İdarecilerimizin Avrupa’ya da Amerika’ya da FETÖ’nün ne olduğunu anlatmaları lazım. Bu senaryoyu yeniden yazıp filmini çevirmeleri lazım. Anlatamazsınız yoksa. FETÖ konusunda yaşanan her şeyin Fetullah Gülen’in emri olduğunu düşünmüyorum. FETÖ’nün 40 yıllık bir proje ile askeriyeye, emniyete, eğitime ve devletin sinir uçlarına sızmasında ABD’nin, CIA’nın MOSSAD’ın parmağının olmadığını düşünemeyiz. Bu zat diyor ki ‘Cebrail gelse, parti kuracağını söylese, ben derim ki sana oy vermem.’ Cebrail kime kimden mesaj getirir bilmiyor galiba. İtikaden ele alındığı zaman bu küfre götürür insanı. Ben şunu söylemiştim; biz bu insanla aynı inanca mı tabiyiz? Anladık ki değiliz, o farklı bir inanca sahip, kendi inancını kendisi üretmiş. Taban dediğimiz insanlar bunun farkında değil.”
- “Başkanlık sistemine prensip olarak karşı değiliz”
Cumhurbaşkanlığı sistemine karşı olmadıklarını ifade eden Karamollaoğlu, şunları kaydetti:
“Başkanlık sistemine prensip olarak karşı değiliz. Başkanlık layüsel olursa her zaman denetime açık olmazsa böyle bir başkanlıktan korkarım. Başkanlık sistemi yönetimde kolaylık getiriyor ancak denetimin olmasını olmazsa olmaz şart olarak görüyoruz. Ben Cumhurbaşkanının partili olmaması gerektiği kanaatindeyim. Bu noktada çok da sert değilim. Partili olmasının halkın tamamını kucaklamada endişe doğuracağını düşünüyorum. En azından partinin genel başkanı olmadan, sadece üyesi olarak devam edilirse daha iyi olur.”