Emekli Yarbay Tevfik Diker, Genelkurmay Başkanı Orgneral İlker Başbuğ'un Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na Hasan Iğsız'ın atanması konusunda ısrar etmekteki amacının 12 Eylül referandumunu etkilemek ve 'hayır oyu' cephesini genişletmek olduğunu söyledi. Referandumda 'evet' çıkması halinde Başbuğ' un emekliliğinde Yüce Divan' da yargılanmasının söz konusu olabileceğini vurgulayan Diker, "Başbuğ' un takındığı tutum ve davranışlara baktığımda bu olasılıklara karşı kendisini koruyacak veya kollayacak bir komuta katı için gayret sarf ettiğini söyleyebiliriz.'' iddialarında bulundu.
Diker, yaptığı yazılı açıklamada, TSK içinde çok kıymetli komutanların olduğunu belirterek, 30 Ağustos'ta emekliye ayrılacak İlker Başbuğ'un K.K.K görevi için Hasan Iğsız'da ısrar etmesinin manidar olduğunu kaydetti. Diker şöyle konuştu: ''Org. Başbuğ' a giderayak askeri tarihi kısa bir gözden geçirmesini öneririm. Org. Başbuğ, askeri tarihimizi incelediğinde Türkiye Cumhuriyeti' nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile 1.Genelkurmay Başkanı ve 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü' nün albay rütbesinde getirildikleri makamları görecektir. Bununla şunu demek istiyorum. TSK' da sadece Org. Hasan Iğsız yok daha başka nice general, amiral ve albaylar vardır. 2010' da yani NANO çağında Genelkurmay Başkanı ve K.K.K. atamasında Anayasa ve yasalarla belirlenen usullere rağmen asker kanadının dayatmaları nedeniyle bir kriz yaşanıyorsa bunun bir özel maksadı olmalı. Bence bu maksat 12 Eylül referandumunu etkilemek ve 'hayır oyu' cephesini genişletmektir. Çünkü referandumda 'evet' çıkarsa Genelkurmay Başkanları ve kuvvet komutanlarının Yüce Divan' da yargılanmaları mümkün olacaktır. Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, " Millete Komplo Belgesi" için " Bu bir kağıt parçasıdır", " Lav silahları için " İçi boş borudur" diyerek ne yazık ki bazı Ergenekon şüphelisini hukuk karşısında korumaya çalışmıştır. Referandumda "Evet" çıkması halinde Başbuğ' un emekliliğinde Yüce Divan' da yargılanma olasılığı vardır. Başbuğ' un takındığı tutum ve davranışlara baktığımda bu olasılıklara karşı kendisini koruyacak veya kollayacak bir komuta katı için gayret sarf ettiğini söyleyebiliriz.''
"DEMOKRATSAK BUGÜN İÇİN ELİMİZDEKİ İMKANLARI BAŞBAKAN'DAN YANA KULLANMAK GEREKİR"
Hükümetin yetkisini kullandığının altını çizen Diker, ''Şu an ülkede 30 Ağustos' a kadar bir Genelkurmay Başkanı ve K.K.K. var ve görevlerinin başındadırlar. Hükümetin bu makamlara yeni atamalar yapmak için yasal olarak kullanabileceği bir süre vardır. Hükümetin bu yasal süreyi kullanmasına, "Neden kullanıyorsun?" demek yanlıştır. Geçmişte Başbakanlar Demirel ve Özal'ın da yaşadığı aynı olayların bir benzerini yaşamaktayız. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' ı sevebilir veya sevmeyebiliriz. Ama demokrasimizi ve ülkemizi seviyorsak demokratsak; bugün için elimizdeki imkanları Başbakan Erdoğan' dan yana kullanmak gerekir. Gerçekten demokrasimizi geliştirmek ve seçilmişler atanmışlar konusunda seçilmişlerden yana taraf olmak isteniyorsa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan' a destek vermek gerekir. Bu konuyu birde demokrasi açısından bakmak hiçbir kimseye bir şey kaybettirmez. Ülkemizde artık tabular birer, birer yıkılmaktadır. Açıkçası bu şu demektir. Kimse dokunulmaz ve eleştirilmez daha da önemlisi vazgeçilmez değildir Ayrıca bir başka gerçeği de hatırlatmakta fayda var. TSK' da bir komutan o veya bu nedenle görevinden ayrılırsa yerine kendisinden sonra gelen vekalet eder.
Vekil asilin yetkilerine sahiptir. Sadece bir isme kilitlenerek diğer general, amiraller ve subayları yok saymak yanlıştır.'' değerlendirmesinde bulundu.