Suriye'deki olaylardan 28 Şubat'a, eğitim sisteminden nükleer santrallere kadar pek çok konuda önemli mesajlar verdi. '28 Şubat'la ilgili bir yargılama süreci başlatılacak mı?' sorusu üzerine Başbakan, 'Bu tür ara olaylarla ilgili bir Meclis araştırma komisyonu kurma niyetimiz var. Adı ne olursa olsun, devrim ya da postmodern darbe, hepsinin araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması için çalışacak komisyonun hazırlığını arkadaşlarımız yapıyor. 'dedi. Yargıya düşen hususların olması halinde o adımların da atılacağının altını çizen Erdoğan, bu konuda zaten müştekilerin bulunduğuna dikkat çekti. 12 yıllık zorunlu eğitime ilişkin kaygılara da cevap veren Erdoğan, '4+4+4' sisteminin okul ihtiyacını açığa çıkaracağını söyledi. Bu çerçevede özel okullardan hizmet alma noktasında olduklarını, daha önce Danıştay'ın bozduğu düzenlemeyle ilgili yeniden çalışma yürüttüklerini vurguladı. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin zorunlu eğitimle ilgili düzenlemeye destek verdiğini dile getirirken, CHP'nin olumsuz tavrını 'gizli gündemlerindeki 28 Şubat'ın koyduğu irade'ye bağladı. Üniversiteye giriş sınavlarını ve hazırlık kurslarını kaldıracaklarını da ifade eden Başbakan, dershanelerin ya liseye döneceğini ya da kapanacağını anlattı.
"CHP'NİN TAVRI 28 ŞUBAT İRADESİDİR"
Başbakan Erdoğan'ın Seul yolunda gazetecilere verdiği cevaplar şöyle:
CHP ile ilişkilerde '4+4+4' nedeniyle bir gerginlik yaşanıyor. CHP lideri, grup toplantısını Tandoğan Meydanı'nda yapacağını açıkladı. Ne dersiniz?
Ben bürokrasiden gelmedim. Ama Sayın Kılıçdaroğlu galiba daha alışacak. 'Çırak bile olamaz' diyorum ya, yanlış adlar takıyor. Grup toplantısı Meclis'te yapılır. Tandoğan'daki mitingdir. Varsın mitingini yapsın. 4+4+4 halkımızı memnun edecek. Avrupa'nın çoğunluğunda da 12 yıl zorunlu eğitim var zaten. Sayın Bahçeli de destek veriyor. 'İmam-hatipleri birlikte açalım. 'diyor. 'Buyursunlar beraber açalım' diyorum. CHP'nin tavrının nedeni, gizli gündemlerindeki 28 Şubat'ın koyduğu iradedir. O bozuluyor.
12 YILLIK EĞİTİMİN GETİRİLERİ
12 yıl zorunlu eğitim konusunda ısrarınız neden? '4+4+4' ile ne amaçlıyorsunuz?
Öncelikle teknik eğitim Avrupa'da yüzde 65-70. Bizde tam tersi. Bunu düzeltmeliyiz. Sonra ailelerin endüstri meslek, ticaret, Anadolu veya imam-hatip arasında tercih kullanma noktasında serbest bırakıyoruz. Ama 12 yıl zorunlu eğitime de sevk ediyoruz. Özellikle Güneydoğu'da akıl baliğ olan (ergen) kız çocuklarını aileler okula göndermiyor. Açık lise bunun için. Ev okul sisteminin önü açılacak. Bir de organize sanayi bölgelerinin meslek okulları açmasına fırsat sağlıyoruz. Çocuk hem okuyacak hem de staj yapacak. Belki para da kazanacak. Endüstri de çok ihtiyaç duyduğu 'ara elemanı' da sektörün ihtiyaçlarına göre kendisi yetiştirecek.
DERSHANELER ORTADAN KALKACAK
Özel okullar, ders kitapları ve bedava tablet uygulamalarının dışında bırakılmaktan şikâyetçi. Onları da kapsayacak bir uygulama mümkün mü?
Değerlendirebiliriz. Ancak özel okullara yeni imkânlar doğacak. '4+4+4' sistemi nedeniyle yeni binalara ihtiyaç olacak. Okul yapma konusunda büyük bir fatura var. Özel okullardan hizmet alma noktasındayız. Danıştay bozmuştu. Yeniden çalışma yürütüyoruz. Bunu da ilk kez açıklıyorum. Üniversite giriş sınavlarını da, üniversite hazırlık kurslarını da ortadan kaldırıyoruz. Bu dershaneler ya liseye dönecekler ya da kapanacaklar. Çünkü insanların ellerindeki son imkânları bu alanda kullanmalarını istemiyoruz. Ben bazı büyük dershanelerle konuştum. Kendileri 'Biz de bu yola girmeyi düşünüyoruz 'dediler.
DARBELERLE İLGİLİ KOMİSYON KURULACAK
Son günlerin gündemdeki konusu 28 Şubat ile ilgili bir yargılama süreci başlatılacak mı?
Bütün bu tür ara olaylarla ilgili bir Meclis araştırma komisyonu kurulması niyetimiz var. Adı ne olursa olsun, devrim ya da postmodern, hepsinin araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması için, bir araştırma komisyonu kurulması için arkadaşlarımız çalışıyor. Yargıya düşen hususlar varsa o adımlar da atılacak. Zaten müştekiler var.
Seul'de Obama ile ikili görüşmede nükleer dışında diğer gündem maddeleri belli mi?
Görüşmede bölgedeki gelişmeler de önemli yer tutacak. Onları da, bizleri de en çok rahatsız eden bölgedeki gelişmeler. Suriye'den bir göç dalgası endişemiz var. Önceki gün Kilis'e çok yakın, Azrar'da Suriye ordusu çok ciddi bir bombalama yaptı. Kilis valimiz ile görüştüm. Göç olabileceği endişesini iletti. Konteyner kentte ailelere öncelik veriyoruz. 20 bin kişiye kadar hedefimiz var. BM'nin son kararlarını tasvip etmiyoruz. Muhaliflerle rejimi aynı yere oturtmak adil değil. Ölü sayısı 10 bini buldu. Ülkemize göç edenlerin sayısı 17 bin. Bunun suçlusu rejimdir. Yönetimdir. Annan'ın görüşmeleri, bölgeyi gezmeden gerçekleşti. Tarafları dolaşmadı. Amos'un temasları daha iyiydi. Amos, 'Humus'ta kurşun değmemiş tek ev kalmamış. Her yer bombalanmış. 'diyor. Bu durumda direnenleri suçlamak adil değil. Neler yapabileceğimizi görüşeceğiz.
ESED PKK'YA SAHİP ÇIKIYOR
Esed'in PKK'ya destek verdiğine dair size ulaşan bir rapor var mı?
Hayır yok. Ancak Esed ve PKK ilişkilerindeki canlanma da ortada. Geçmişte PKK mensuplarını bize teslim eden Esed'in bugün PKK'ya sahip çıktığını görüyoruz. Sadece PKK değil, İran'dan gelen PJAK'ın bile aktif olduğu görülüyor.
Suriye içerisinde tampon bölge ya da güvenli bölge oluşturulması gündemde mi?
Çalışmalar sürüyor. Gelişmelere bağlı. Uluslararası hukuka göre 'koruma hakkı 'devreye girebilir. Biz Rusya, Çin ve İran'ı da devreye sokarak çözüm bulma arayışındayız.
Esed'in sonunu nasıl görüyorsunuz?
Esed, zamana oynuyor. Götürebileceği yere kadar götürmek istiyor. Rusya, Çin ve İran desteğiyle ayakta kalıyor. Bu destek çekilirse çok şey değişir. Bütçe noktasında sıkıntısı var. Şu anki başarıları ona moral veriyor ama muhalifler güç kazandığında gidişi çok hızlı olacaktır.
Suriye ile temasımız kaldı mı?
Hayır, yok denecek kadar az. Her an ilişkileri daha da kesme yönünde adım atabiliriz. Dışişleri bunun çalışmalarını yapıyor. 'Suriye'de muhatabımız kalmadı' diyebilirim.
Büyükelçinin geri dönmesi ihtimalinden mi söz ediyoruz?
Evet.
Suriye'deki kayıp iki Türk gazeteci konusunda yeni bir gelişme var mı?
Hayır yok. Bir takastan söz edildi. Ama bize resmen gelmediler.
Nükleer Güvenlik Zirvesi'ne gidiyoruz. Japonya'daki Fukuşima faciası sonrasında Türkiye'nin nükleer politikasında bir değişiklik var mı?
Japonlar bile halen nihai karar veremediler. Biz bu işin gerekli olduğunu ve olması gerektiğini düşünüyoruz. Enerji üretimi, refah payı için önemli. Ama artık kaynak sorunu da yaşanıyor. Ruslarla başlattığımız nükleer santral projesini gerçekleştireceğiz. İkincisine de başlıyoruz. Bugün Türkiye'nin enerjisinin yüzde 50'sini doğalgaz çevrim santrallerinden elde ediyoruz. Ruslarla projemizden 4 bin MGWh enerji üreteceğiz. İkincisinden de 4 bin gelince doğalgazın payı azalacak. Suyumuzu iyi kullanıyoruz. Güneş enerjisi de tabii ne kadar ucuz. Bilen de bilmeyen de konuşuyor. O kadar da 'sadra şifa değil '...