Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık sürecinin ardından gündeme oturan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ile ilgili çalışmaların olduğunu belirterek, "Belki de kaldırırız. Böyle bir TİB olamaz. Zaten MİT bu işi yapıyor. Benim kanaatim, TİB'i kurumsal olarak MİT'e devretmek yönünde" dedi.
12. Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 12. mitingi için gittiği Ordu'dan dönüş yolunda Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci başta olmak üzere İsrail'in Gazze'ye saldırıları, IŞİD tarafından alıkonulan Musul Başkonsolosluğu personellerinin durumu, paralel yapıyla mücadele ve HSYK seçimlerine ilişkin medya kuruluşlarının temsilcilerine önemli açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde düzenlediği mitinglerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Meydanların dili, seçmenlerin çoktan tercihini yaptığını gösteriyor. Kamuoyu araştırmaları da bunu doğruluyor. Yaptırdığımız araştırmalarda, bana oy vereceklerin oranı yüzde 55-56 çıkıyor" dedi.
"Meydanlara diri, inanmış kitleler görüyorum" diyen Erdoğan, "Mevsim koşullarına ve Ramazan'a rağmen. Bugüne kadar 12 il ve 4 ilçede miting yaptık. Kampanya sonuna kadar 30 büyükşehirin hepsine gitmiş olacağız. Diğer adaylar kampanya yapmıyor. 'Bayramdan sonra meydanlara çıkacağız' diyorlar. İyi ama bayramdan sonra seçime kadar 8-9 gün kalmış olacak" şeklinde konuştu.
"BİRİNCİ DERECEDE MHP TABANINDAN OY GELİR"
Birinci derece MHP tabanından oy beklediğini ifade eden Başbakan Erdoğan, "Ondan sonra da CHP'li seçmenlerden. Güneydoğu'dan da çok oy gelecek gibi. Kamuoyu araştırmaları öyle gösteriyor" dedi.
Batı basınının "Erdoğan, fiili başkanlık sistemini getirmiş olacak" yorumlarına cevap veren Başbakan Erdoğan, "Beni Batı değil, Anayasa ilgilendirir. Ben ülkeme hizmet edeceksem, teamüllerin değil, Anayasa'nın belirlediği kurallara göre davranırım. Ben bürokrasinin değil, siyasetin içinden geliyorum. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı olarak farkımı koymalıyım" dedi.
"PARALEL YAPIYLA MÜCADELEYİ SÜRDÜRECEĞİZ"
İki hayati konuda çalışmalarını aynı kararlılıkla götürmek zorunda olduğunu belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunlardan birincisi barış sürecini sonuçlandırmak. İkincisi, paralel yapı ile mücadeleyi sürdürmek. Diğer adayların öyle bir hassasiyetleri yok. Zaten Türkiye'de dikili taşları da yok. Ben ise 12 yıllık değişimin devamını omuzlamak zorundayım" dedi.
Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nun "Ben bu işlerin içinde olmam" şeklindeki açıklamalarını da değerlendiren Erdoğan, "Biri de çıkıp 'Devletin başı olarak nasıl bu işlerin içinde olmazsın' diye sormuyor" dedi.
"SEÇİLMİŞ BİR CUMHURBAŞKANI, SEÇİLMİŞ BİR BAŞBAKAN TÜRKİYE'Yİ UÇURURUZ"
Başbakan Erdoğan, nasıl bir cumhurbaşkanı olmak istediğini de açıkladı. "Ben onca yıl başbakanlık yaptım" diyen Erdoğan, Cumhurbaşkanı olması halinde Başbakanın yetkilerini elinden almasının söz konusu olmadığını vurguladı. Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Seçilmiş bir cumhurbaşkanı, seçilmiş bir başbakan, seçilmiş bakanlar, hükümet. Hep birlikte Türkiye'yi uçururuz. Cumhurbaşkanının yürütmenin başı olması, her hafta Bakanlar Kurulu'na başkanlık edeceği anlamına gelmez. Herhalde Başbakanın yerine oturacak halimiz yok. Zaman zaman oturur, konuşuruz. Öyle götürürüz."
İHSANOĞLU, ABBAS'I GÜLDÜRDÜ
Başbakan Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu'nun "El Fetih ile Hamas'ı ben birleştirdim" açıklamalarını da değerlendirdi. Mahmut Abbas'ın İhsanoğlu'nun açıklamalarını duyunca gülmeye başladığını anlatan Erdoğan, Abbas'ın "Yok öyle bir şey" dediğini aktardı. Erdoğan, "Aslında yoğun ve ısrarlı çabalarımızla birleşmeyi biz sağladık. Ona, Filistinliler nişan vermişler" dedi.
Erdoğan, Mahmut Abbas'ın "Biz emekliliği yaklaşmış uluslararası bürokratlara nişan veririz, bu da onlardan biri" dediğini aktardı.
"BANA VERİLEN YAHUDİ NİŞANLARINI DİLLERİNE DOLUYORLAR"
Başbakan Erdoğan, 2004'te ABD ziyareti sırasında New York'ta Amerikan Yahudi Kongresi'nin verdiği "Cesaret Ödülü" ile 2005'te yine New York'ta İftira ve İnkarla Mücadele Birliği'nin verdiği "Üstün Cesaret Ödülü"nü sürekli muhalefetin dillerine doladığını belirtti. Nişanların başbakanlığının ilk yıllarında verildiğine dikkat çeken Erdoğan, "İyi ama o tarihte İsrail'le aramız böyle değildi ki. Ayrıca Filistin'in İsrail'le ilişkileri de bugünkü gibi değildi. Sonra ne oldu? Mavi Marmara baskını, Gazze katliamı. O nişanı hediye veya rüşvet kabul edip sustuk mu?" dedi.
"BENİM İFADELERİM ABD'YE DEĞİL, İSRAİL'E YÖNELİK"
Bugün de Gazze'deki katliama karşı en yüksek sesin kendisinden çıktığını belirten Erdoğan, "Benim ifadelerim ABD'ye değil, İsrail'e yönelik. 300'ü aşkın Filistinli öldürülecek, bizden birileri çıkıp, 'İsrail'in savunma hakkı' diyecek. Ayıp" ifadelerini kullandı.
Mısır'ın Gazze'ye açılan kapılarını kapattığını hatırlatan Erdoğan, "İsrail zaten hep kapalı tutuyor. Gazze, açık hava cezaevi gibi oldu" dedi.
"ORHAN BABA GİBİ 'BATSIN BU DÜNYA' DİYORUM"
İsrail'in "bende her türlü silah olacak, atom bombası da olacak, fosforlu bomba da" şeklindeki yaklaşımını da eleştiren Erdoğan, "Ama Filistin'in, Gazze'nin hiç silahı olmayacak. Onun için Orhan Baba gibi 'Batsın bu dünya' diyorum" şeklinde konuştu.
Gazze'de kalıcı bir ateşkes için çalıştıklarını belirten Erdoğan, "Ateşkesi temenni ediyoruz. Temsilcilerim sürekli temas halindeler" dedi.
2012 ateşkesine İsrail'in uymadığını hatırlatan Erdoğan, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin de bunu bildiğini dile getirdi. Türkiye, Filistin, Katar ve ABD'nin ateşkes için birlikte çalıştıklarını belirten Erdoğan, bu çalışmanın içinde Mısır'ın da olduğunu, Mısır ile çalışmaları tarafların istihbarat organları tarafından yürütüldüğünü söyledi.
IŞİD TARAFINDAN ALIKONULAN BAŞKONSOLOSLUK PERSONELLERİ
IŞİD tarafından alıkonulan Musul Başkonsolosluğu personellerinin durumuna da değinen Erdoğan, "Çok hassas bir çalışma yürütüyoruz. Takipteyiz. Sağ salim eve dönmeleri için uğraşıyoruz. Hatırlarsınız pilotlarımız iki ay kadar rehin kaldılar. O süreçte çok hassas adımlar attık, yurda getirdik. Bunda da tavrımız bu" ifadelerini kullandı.
"HSYK'NIN YENİ TABLOSUNU 12 EKİM'DE GÖRECEĞİZ"
Yargıtay Başkanlık Kurulu seçimlerinin HSYK'nın bundan sonraki yapısını etkileyip etkilemeyeceğiyle ilgili konuya ilişkin ise Erdoğan, "Çok farklı şeyler. HSYK'nın 22 üyesinden 4'ünü Cumhurbaşkanı, birini Adalet Bakanı, birini Adalet Bakanlığı Müsteşarı, birini Türkiye Adalet Akademisi Genel Kurulu, 3'ünü Yargıtay Genel Kurulu, 2'sini Danıştay Genel Kurulu seçiyor. Geriye kalan 10 üyeden 7'si birinci derece adli yargı hakim ve savcılarınca, 3'ü ise birinci derece idari yargı hakim ve savcılarınca belirleniyor. HSYK'nın yeni tablosunu 12 Ekim'de göreceğiz" diye konuştu.
"TOPLANAN DELİLLER PARALEL YAPI OLGUSUNU 'ŞAYİA'DAN 'VAKIA'YA DÖNÜŞTÜRDÜ"
Başbakan Erdoğan, HSYK'da oluşan tablonun hükümetin paralel yapı ile mücadelesini etkileyip etkilemeyeceğini de değerlendirdi. Erdoğan, "HSYK'nın elinde olanlar çok sınırlı. Zaten şimdi yargı süreci başlıyor. Sulh ceza hakimleri götürecek. Bugüne kadar toplanan tüm deliller, paralel yapı olgusunu 'Şayia'dan 'Vakıa'ya dönüştürdü" dedi.
"TİB'İ KALDIRIYORUZ"
Başbakan Erdoğan, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ile de ilgili bir çalışmalarının olduğunu vurguladı. 17 Aralık sürecinin ardından tartışmaları da beraberinde getiren TİB ile ilgili, "Belki de kaldırırız" ifadesini kullanan Erdoğan, "Böyle bir TİB olamaz. Zaten MİT bu işi yapıyor. Benim kanaatim, TİB'i kurumsal olarak MİT'e devretmek yönünde" şeklinde konuştu.