Başbakan Davutoğlu muhalefete vurdu!

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TRT Haber'de soruları cevaplıyor. Davutoğlu, iç güvenlik paketini savundu, karşı çıkan muhalefeti vurdu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, hiçbir noktada buluşmayan Meclis'teki üç partinin bugün AK Parti'ye karşı birlikte hareket ettiklerini söyledi. Bahçeli'nin terör örgütüyle aynı çizgiye geldiğini, Kılıçdaroğlu'nun sandık yerine halkı direnişe çağırdığı ifade eden Davutoğlu, "İç Güvenlik Paketini" madde madde incelediğini, her bir maddenin Avrupa ülkelerinde karşılığı olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu'nun siyaset üretmek yerine hakaret ürettiğini savunan Davutoğlu, "paralel yapı" ile mücadelenin de devam edeceğini söyledi.

Davutoğlu, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı. En öncelikli konularından birinin Çözüm Süreci olduğunu belirten Davutoğlu, sürecin toplumsal birlik ve toplumu geleceğe hazırlamak bakımından büyük önem taşıdığını söyledi. 

Çözüm Süreci'nde herkesin görüşünü ifade edebilmesi gerektiğine dikkati çeken Davutoğlu, "Ama kimse de kendi siyasi düşüncesini şiddet kullanarak empoze etmeye kalkmamalı" ifadesini kullandı. 
 
GEZİ PROVOKASYONU
 
Davutoğlu, 2013 Nevruz'unda ivme kazanan Çözüm Süreci'nin iyiliği veya özgünlüğünün tamamıyla yerli ve bu ülkenin aktörleri arasında yürütülen müzakere, görüşme ve istişarelerle yürütülmesinden kaynaklandığını anlattı. Davutoğlu, şöyle devam etti:
 
"Çok önemli bir aşamadayken, tüm silahlı unsurların yurtdışına çıkması beklenirken Gezi provokasyonu oldu. Daha sonra yine birçok provokasyonlarla karşılaşıldı. Yani Çözüm Süreci'nin olmasını isteyen kadar olmaması için çaba sarf eden taraflar da var. Hem içeride hem dışarıda."
 
DEMİRTAŞ'A ELEŞTİRİ
 
Siyasal anlamda Başbakan Yardımcısı Akdoğan'ın HDP ile yürüttüğü görüşmeler olduğunu belirten Davutoğlu, HDP dışındaki aktörler ile yürütülen görüşmeleri de Başbakan Yardımcısı Arınç'ın sürdürdüğünü hatırlattı. Davutoğlu, şöyle konuştu:
 
"2013 Nevruz'unda verilen sözün getirilmesi, biz bunu bekliyoruz. 2013 Nevruz'unda verilen söz, Mart'ında, 2015'te Türkiye'de silahlı unsurların çekilmesi ve daha sonra silahlı yöntemlere bir son verilmesi, bunu bekliyoruz ve bunu da bir sürecin ana unsuru, ana ekseni olarak görüyoruz. 

Sayın Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığı seçiminde kullandığı dil doğru dildi. Ben, kendisine de o dil dolayısıyla beni ziyarete geldiğinde, tebriklerimi ilettim. 'Bu dili sürdürün' demiştim. Ama Kobani'de kullandığı dil, bir şiddet diliydi, tahrik diliydi. Eğer o olmamış olsaydı muhtemelen bugün geldiğimiz noktaya Ekim ayının sonlarında gelmiş olurduk ve şu anda da çok daha ileri aşamada olabilirdik ama o tahrik dili ve kamu düzenine meydan okuyan dil, bugün Kılıçdaroğlu'nun da kullandığı dil ile aynı dil. O dile kapılmamak lazım.
 
HAKAN FİDAN'IN İSTİFASI

Hakan Fidan'la ilgili kanaatlerimi geçtiğimiz hafta içinde sorulduğunda da ifade ettim. Sayın Hakan Fidan devlete büyük hizmetler yapmış, bundan sonra da inşallah hizmet yapacağına inandığım bir arkadaşımızdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Hakan Fidan'la ilgili daha sonra ifade ettiği kanaatlerse aslında iki şeyi ortaya koyar. Bir: Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Hakan Fidan'a verdiği önemi, iki: Sayın Cumhurbaşkanımızın MİT Müsteşarlığına verdiği önemi. Yani bu iki makama da kişiye de çok önem vermiş olması dolayısıyla bu ifadelerin arkasında esas itibarıyla bu yaklaşım vardır. Bu konudaki kanaatini bana da sayın Cumhurbaşkanımız söylemiştir. Ben de Sayın Cumhurbaşkanımızın bu kanaatlerini Sayın Fidan'la paylaşmışımdır.

Ama Sayın Fidan'ın bütün diğer üst düzey bürokratlar gibi kendisiyle ilgili kararı verme hakkı var, o kendisiyle ilgili kararı ifade ettiğinde ben de bu karara Sayın Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi bende olan yetki itibarıyla saygı duydum ve bu anlamda da gereken adımlar atıldı. Buradan daha başka anlamlar çıkarmak doğru değil. Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde de kurucu genel başkan olarak AK Parti'nin siyasetini dokuduğu dönemlerde de yapılan bütün çalışmalarda Sayın Fidan'ın katkıları hep olmuştur. Eminim bu harekete bundan sonra da katkı verecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın, kişiye de makama da duyduğu güven ve verdiği önem dolayısıyla bu ifadeleri kullandığına inanıyorum."

NEDEN İÇ GÜVENLİK PAKETİ?

1 Eylül programına herkes açsın baksın. İçerisinde iç güvenlik reformuyla ilgili herhangi bir madde var mı yok! Peki neden ihtiyaç hissedildi. Bugün iç güvenlik paketini eleştiren Kılıçdaroğlu hem tahrik yapıyordu hem de nerede bu devlet diye eleştiriyordu. Bugün terörle aynı noktaya gelen Bahçeli, nerede bu devlet diye haykırıyor. 

"O PAKETİN HER SATIRINI BİLİYORUM"

Bu paket yapılıyor diye demokrasiden mi vazgeçiliyor. Hayır! Ben o güvenlik paketinin her satırını biliyorum. Emin olmadığım yerleri çıkardım. Düzenlemelerin hepsini birer birer ele aldık ve Avrupa'daki karşılığı olanlara baktık. Bazı yerlerde molotofa ömür boyu hapis cezası bile var. Gözaltı sürelerinde iki günden az olmayan gözaltılar var. 

İnsanlar sokağa çıkıp, molotoflarla dükkanları yakmış, evleri yakmış, insanların üzerine atılmışsa ne diyeceğiz. Biber gazı  ne zaman başlar? Şiddet başladığı zaman. 

"HAKAN FİDAN'IN HİZMETİ DEVAM EDECEK"

Bununla ilgil kanaatlerimi ifade ettim. Sayın Hakan Fidan, devlete büyük hizmet yapmış, bundan sonra da yapacaktır. Sayın Fidan'ın tüm üst düzey bürokratlar gibi kendisiyle ilgili karar alma yetkisi vardır. Bendeki yetkiye de dayanaka böyle adımlar atıldı. Sayın Cumhurbaşkarımızın, her döneminde bütün çalışmalarda Hakan Fidan'ın katkıları olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımız her iki makama da duyduğu saygı ve güvenden dolayı yapmıştır.

ANKETLERİ AÇIKLADI
 
50'ye yakın kongre yaptık. Beni en fazla heyecanlandıran şey orada sizi bekleyen heyecanla çalışan insanların yüzündeki o heyecanı görmek. Geçen gün söyledim yüzde 47'lerden başlayıp yüzde 54'lere kadar giden anketler geliyor. Ama benim bir tahmin yapmam doğru olmaz biz hedef belirleriz.

FETHULLAN GÜLEN'E ZOR SORULAR
 
Paralel yapı AK Parti'ye yönelik bir tehdit değil, devletin bütünlüğüne yönelik bir tehdit. Kim bu ülkenin geleceğini karartmaya çalışırsa, karşısında dimdik dururuz. Şimdi ismini zikretmek istemediğim bu Paralel yapının başındaki zat, ABD kongresine mektuplar yazıyor, resmen muhbirlik yapıyor, Makaleler diziyor ve diyor ki "Türkiye'de gayrimüslimler de tehdit altındadır" Bu zata diyorum ki 28 Şubat'ta kızlarımız yerlerde sürüklenirken neredeydin?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Perde Arkası Haberleri