Barzani Suriye'de ikili oynuyor

Uzmanlara göre, Esed sonrası Suriye'nin planlanmasında Ankara'yı rahatsız edecek çevrelerle işbirliği yapan Barzani'nin gizli ajandası var.

 

Suriye'de Beşşar Esed'e bağlı ordunun, ülkenin kuzeyindeki bazı yerleşim birimlerini 'savaşmadan' PYD'ye teslim etmesi kafalarda soru işaretlerine neden oldu. Muhalif Özgür Suriye Ordusu mevzilerini savaşarak kazanırken, Esed güçlerinin ülkede bazı bölgeleri PYD'ye terk ederek onları 'yeni Şebbihalar' olarak kullanmaya çalışması, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Lideri Mesut Barzani'nin güvenilirliği konusunda da kuşkulara yol açtı.

 

 

Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeleri değerlendiren Ankara Strateji Enstitüsü Başkanı Mehmet Özcan, bölgede inisiyatifin PKK'nın uzantısı PYD milislerine geçmesinde Mesut Barzani'nin büyük rolü olduğunu belirtti. "Barzani bölgede ikili oynuyor. Kendisi civa gibi, duruma göre şekilleniyor. Türkiye'ye karşı çok yanlış bir tutum içinde ve Suriye konusunda Türkiye'yi tuzağa düşürmeye çalışıyor" diyen Özcan, Türkiye'nin Suriye'nin bütünlüğünü savunuyor olmasına rağmen, bölgesel güçlerin aynı şekilde düşünmediğini dile getirdi.

 

 

"Barzani'nin Suriye konusunda farklı bir hesabı var ve bu yönde ilerliyor" Özcan, şu bilgileri verdi: "Başbakan'ın da ifade ettiği gibi Barzani, Akdeniz'e bir koridor açmak istiyor. Suriye'nin kuzeyinde bir Batı Kürdistan'ın kurulduğuna ben şu anda inanmıyorum. Durum bunu göstermiyor. Ancak fotoğrafa iyi bakmak lazım. Türkiye'ye rağmen orada gelişmeler var ve bu durum hiç hoş şekilde ilerlemiyor. Suriye'de Esed, PKK kartını Türkiye'ye karşı iyi oynadı. KCK'nın Türkiye kolu PKK, İran kolu PEJAK ve Suriye kolu PYD ortak hareket etmektedir. Bu ortaklık ile Barzani de işbirliği halindedir."

 

Özcan, Türkiye ile ilişkilerini bir yandan iyi tutan Barzani'nin diğer taraftan Suriye'nin kuzeyinde otonom Kürt bölgesi zemininin oluşmasını sağlayarak Türkiye'ye tuzak kurduğunu belirtti. PYD'nin Suriye'nin kuzeyindeki hakimiyeti için Kamışlı'nın çok önemli olduğunun altını çizen Özcan, "Ancak henüz burada etkin değiller. Türkiye'nin Nusaybin'e sınırı olan Kamışlı'da daha etkin bir politika izlemesi gerekiyor" şeklinde görüş beyan etti.

 

 

Emekli Kurmay Albay Mesut Ülker ise Mesut Barzani'nin bölgede ikili oynadığını dile getirerek şunları söyledi: "Barzani, Türkiye ile ilişkileri sıcak tutarkan Suriye'nin kuzeyinde onlara göre Batı Kürdistan'da bir zemin oluşması için ciddi gayret içindedir. Bunu Türkiye'ye rağmen yapmaktadır. orada PKK'nın uzantısı PYD'ye yardım etmek suretiyle Suriye'nin kuzeyinde bir otonom bölgenin oluşmasına zemin hazırlıyor. Barzani, Türkiye'ye rağmen bunu yapıyor. Sayın Davutoğlu, Erbil ziyaretinde muhakkak bunu onlara soracaktır."

 

 

Gateci Yazar Orhan Miroğlu ise Baas rejiminin Kürt şehirlerinden askeri olarak geri çekilmediğine dikkat çeçeker şöyle konuşut: Esed yönetimi bir taktik izliyor. PKK'nın içinde bazı insanlar PYD'nin bütün çalışmalarını yönetiyor. PYD başkanı süreci bu şekilde yönetecek bir insan değil. Süreç tamamen PKK ile ilişkisi olan insanlar tarafından yönetiliyor. Amaç, PYD'yi kullanarak Türkiye'y karış bir taşla iki kuş vurmak... Bu oyunun farkında olmak lazım.

 

 

Şam ve Halep'te Özgür Suriye Ordusu, Esed güçlerine karşı savaş verirken, ülkenin kuzeyindeki çeşitli yerleşim birimlerinde yönetimi eline alan PYD, şimdi gözünü Kamışlı'ya dikti. Kentte Esed birliklerinin göz yumduğu PYD mensupları kamu dairelerinde kontrolü ele geçirdi.

 

Geçtiğimiz hafta Şam'ın kalbinde patlayan bombanın ardından Suriyeli muhalifler ülkedeki birçok yerleşim birimini ele geçirmek için Esed yönetimine bağlı askerlerle çatışıyor. Ülkenin kuzeyinde ise, Kürt gruplar 7 yerleşim birimini kontrolleri altında tutmaya çalışırken gözler Kürtlerin en fazla kontrol altına almaya çalıştıkları Suriye-Irak ve Türkiye sınırında bulunan Kamışlı'ya çevrildi. PKK/PYD güçleri Kamışlı'yı almaları durumunda özerklik için hazırlıkları hızlandıracak. Esed yönetimine bağlı kurumların adeta bir konsolosluk gibi faaliyet gösterdiği Kamışlı'da, Esed yönetimi kenti yönetmek için zaman zaman hakim silahlı güç PYD milislerinden yardım istiyor. Kürtlerin yaşadığı kuzeydeki yerleşim birimlerinde kent içlerinde güvenliği PYD milisleri sağlarken şehrin dışında ise güvenliği Suriye ordusu sağlıyor. Kamışlı'da hayat olağan akışını sürdürürürken özellikle binalarda Kürtlere ait bazı bayrak ve bazı yazılardan oluşan figürlerin çokluğu dikkati çekiyor. Kent giriş çıkışlarında PYD milisleri ve Esed askerleri birbirine çok yakın noktalarda birbirine herhangi bir müdahalede bulunmadan görev yapıyor. Esed askerleri tepki çekmemek için araçları göstermelik ararken PYD'liler ise didik didik arıyor. PYD milisleri, Kamışlı'yı bir başkent görmek için çalışmaları sürdürürken şehrin genel yapısının Nakşi ağırlıklı olması ise uzun vadede meselenin güçlüğünü gözler önüne seriyor. Barzani'nin Kamışlı'nın bu yapısından ötürü ilk etapda PKK/PYD ile anlaştı ama uzun vadede Kamışlı'nın Nakşi ağırlıklı yapısından ötürü kendisinin kazançlı çıkacağını planladığı belirtiliyor. Halk silahların gölgesinde olanı biteni bir kenardan izlerken ülke genelindeki gelişmeleri ise radyolardan takip ediyor. Kamışlı'da Esed'in devlet görevlilerinin PYD'nin oluşturduğu komitelere düzenli bir şekilde görevlerini devrettikleri de gözlerden kaçmıyor. Buraları kontrollerine alan PYD milislerinin devraldığı yerden Esed görevlileri çekiliyor. Şehirde herhangi bir dağıtım işi PYD eliyle yapılıyor. Kamışlı'da bunlar olup biterken şehirde etkinliğini yitirmek isteyemeyen Barzani'nin yeni askerler göndermek istediği ancak PYD'nin yönetiminin ise buna karşı çıktığı öğrenildi.

 

 

Ömer Çelik (AK Parti Genel Başkan Yardımcısı): Bir hareketlilik var ama burayı PYD ya da Kürt gruplar ele geçirmiş değil. Burayı Esed PKK'ya hediye etmiştir. Esed Suriye'yi bölmek istiyor. Bu Esed'in B planı. Ama orayı peşmerge ele geçirmiş değil. Ama Esed, B planını yapmak için bölgeyi PKK'ya hediye etmiştir. O bölgenin Türkiye'ye karşı faaliyetlerin merkezi haline gelmesine izin vermeyiz."

 

 

İbrahim Güçlü (Kürt Siyasetçi-Yazar): Kürtlerin orada savaşarak zorla elde ettikleri bir statü yok. Baas rejimi o bölgeyi bizzat PYD'ye teslim etti. Şimdi böyle olunca, 'otonomi', 'federal bölge' var gibi algılandı. Bu doğru değil. Askerler çekildikleri için Kürtler kaosun yeniden ortaya çıkmaması amacıyla durumu idare etmeye başladı. Devletsizliğin ortaya çıktığı anda Kürtler oraya yönetmeye çalışıyorlar.

 

 

Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Yasin Aktay, Suriye ordusunun kuzeyde Kürtlerin yaşadığı bölgelerde silahlı PYD milislerine dokunmayıp Arapların yoğun olarak yaşadığı yaşadığı Halep'i vurmasının manidar olduğunu belirtti. Aktay, "Amaç burada açıktır. Halep'i vuran Suriye rejimi burayı bir Kerkük'e dönüştürmek istemektedir. Kuzeyde bir Kürt yönetimi oluşurken Halep de buranın Kerkük'ü pozisyonuna getirilmek istenmektedir" dedi. Barzani'nin Kuzey Suriye'de kendisi için bir fırsat çıktığında bunu değerlendirmekten geri durmayacağının altını çizen Aktay, "Barzani durumdan fırsat üretmeye çalışıyor" diye konuştu. Aktay konuya ilişkin şunları söyledi:

 

 

"Barzani zaman zaman uyarılarda bulunsa da muhalefeti PKK ile tamamen karşı karşıya gelmeyi göze almaz. Şu anda PYD'nin Kuzey Suriye'de ele geçirdiği inisiyatif de ne Barzani'nin ne de PYD'nin kendi çabasıyla gerçekleşmiş bir durum. Aksine Esad güçlerinin kasıtlı olarak boşalttığı alanları dolduruyorlar. Özgür Suriye ordusu savaşıp mevzi ele geçirirken PYD'nin karşısındaki Esat güçleri onlara bir mermi bile atmadan alanı onlara terk ediyor. Bu halleriyle onları Şebbiha'nın yedeği olarak görevlendirmiş oluyor. Açıkçası bu oluşum bu haliyle Esad sonrası kurulacak Suriye içinde zaten sürdürülebilir olmaktan uzaktır. Türkiye başta Kürtler olmak üzere bütün unsurların haklarının garanti edildiği bölünmemiş, bütün bir Suriye istiyor. Bölünmüş bir Suriye'nin hiçbir tarafa hiçbir faydası olmayacaktır."

 

 

AK Parti Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ da şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu coğrafyada ekonomisi ve askeriyesi güçlü olan kazanır. Elbette ki dünya dengeleri vardır. Ama Ortadoğu'daki dengeleri Türkiye belirlemelidir. Türkiye bu güce kavuşmuştur. Hem siyasi hem de askeri gücü vardır. Tam potansiyeli vardır. Bu coğrafyada Türkiye'siz hiç kimse bir şey yapamaz. Bu ülke, Barzani'nin dedelerinin de geçmişte neler yaptığını çok iyi biliyor."