Saadet Lideri Kurtulmuş Anadolu medyası ile buluştu. Önemli bölgesel ve uydu kanallarından aynı anda canlı yayınlanan "Anadolu Gündemi" isimli programda konuşan Kurtulmuş, Türkiye'de IMF destekli politikaların işsizliği körüklediğini ve 12 milyon insanın açlığa mahkûm edildiğini söyledi.
Hükümetin ekonomide Dubai modeliyle işleri yürütmeye çalıştığını belirten Kurtulmuş, 8 yıl önce ekonominin geleceği yeri söylediklerini ve aşağı yukarı o noktaya gelindiğini kaydetti. Kurtulmuş, 2000 yılında yapılan 17. IMF programının önceki 16 programdan çok farklı bir yapıya sahip olduğunu, Türkiye ekonomisi üzerinde 5 adımlı bir programın hayata geçirildiğini belirtti. Türkiye'de 12 milyon insanın başkasının yardımı olmadan hayatını sürdüremeyecek duruma geldiğini kaydeden Kurtulmuş, işsizliğin çok büyük boyutlara ulaştığını ancak buradaki en önemli problemin eğitimli işsiz oranın aşırı derecede artması olduğunu vurguladı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, hükümete 22 Temmuz seçimlerinde verdiği oyla yeni bir Anayasa yapılması isteğini ortaya koyduğunu belirtti. Kurtulmuş, İsrail'le yaşanan krizde Türkiye'nin Büyükelçisi'ni hemen çekmesi ve Ehud Barak ziyaretini tek taraflı iptal etmesi gerektiğini ancak bunun yapılmadığını söyledi.
Saadet Lideri Kurtulmuş Anadolu medyası ile buluştu. Önemli bölgesel ve uydu kanallarından aynı anda canlı yayınlanan "Anadolu Gündemi" isimli programda Ankara siyasetinin usta gazetecilerinin sorularını cevaplayan Kurtulmuş çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Gazeteci Sinan Burhan'ın sunduğu programa, Fox TV Ankara Temsilcisi Sedat Bozkurt, Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi ve Akşam Gazetesi Ankara Temsilcisi Utku Çakırözer katıldı.
Türkiye'de tartışılan polis devletine doğru gidildiği iddiasıyla ilgili konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, bu tartışmanın 'kim, kime hâkim olacak' sorunundan kaynaklandığını belirtti. Ergenekon tartışmasının iktidarın hâkimiyeti, kozmik oda tartışmasının da askerin ya da medyanın hâkim olup olmayacağı düşüncesini ortaya çıkardığını söyleyen Kurtulmuş, "Milletin 22 Temmuz 2007 seçimlerindeki beklentisi yeni bir Anayasa yapılması. Hükümet, 'benim çoğunluğum Anayasayı değiştirmeye yetmiyor' dememeli, muhalefeti de ikna ederek, siyasal bir düşünceyle bu işi yapmalıdır. Sadece Anayasa değiştirmekle değil, ileri bir reform sürecine girilmeli. Hükümet tartışmalarla vakit kaybediyor. Türkiye'nin demokratik açılım dönemindeki iklimi son derece açıktı." dedi. Kurtulmuş, Türkiye'de bölgesinde caydırıcı bir güç olan fakat asla iç politikaya karışmayan bir Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ihtiyaç olduğunu bildirdi.
Barak ziyareti iptal edilmeliydi
İsrail'le yaşanan diplomatik krizin, Davos'ta başlayan sürecin devamı niteliğinde olduğunu belirten Kurtulmuş, o dönemden itibaren Türkiye'nin İsrail'le bir çatışma ortamı içinde olmayı isteyen taraf görüntüsü verdiğini belirtti. Tel-Aviv Büyükelçisi Oğuz Çelikkol'un, olayın duyulmasının ardından hemen Türkiye'ye çağrılmasının ve Ehud Barak ziyaretinin tek taraflı iptal edilmesinin uygun olacağını düşündüklerini aktaran Kurtulmuş, bu durumun uzun süre devam edecek bir dönemin başladığını dile getirdi. Kurtulmuş, İsrail'in Gazze'ye geçtiğimiz yıl düzenlediği operasyonun başlangıcında Türkiye'nin Büyükelçisini çekmesi halinde operasyonun 1 ay bile sürmeden bitirmek zorunda kalacağını söyledi. Ergenekon davasının Türkiye'nin demokratikleşmesi için çok önemli bir aşama olduğunu söyledi. Dava sürecinde bazı siyasilerin 'Ben avukatıyım, ben savcısıyım' diye ortaya çıktığını hatırlatan Kurtulmuş, sadece birkaç asker etrafında davanın sürdürülemeyeceğini, olayın gideceği bütün noktalara ulaşılması gerektiğini kaydetti. Çok büyük bir beklentiyle Ergenekon davasının takip edildiğini anlatan Kurtulmuş, 'Dağ, fare doğurdu' sözünün davanın şu aşamadaki durumunu ortaya koyan bir atasözü olduğunu bildirdi.
Dubai modeliyle dışa bağımlı hale getirildi
Hükümetin ekonomide Dubai modeliyle işleri yürütmeye çalıştığını belirten Kurtulmuş, sekiz yıl önce ekonominin geleceği yeri söylediklerini ve aşağı yukarı o noktaya gelindiğini kaydetti. IMF programının Türkiye'yi bütünüyle dışarıya bağımlı hale getirdiğini söyleyen Kurtulmuş, 2000 yılında yapılan 17. IMF programının önceki 16 programdan çok farklı bir yapıya sahip olduğunu, Türkiye ekonomisi üzerinde 5 adımlı bir programın hayata geçirildiğini belirtti. Türkiye'de 12 milyon insanın başkasının yardımı olmadan hayatını sürdüremeyecek duruma geldiğini kaydeden Kurtulmuş, işsizliğin çok büyük boyutlara ulaştığını ancak buradaki en önemli problemin eğitimli işsiz oranın aşırı derecede artması olduğunu vurguladı.