Güçlü mali tablosu ile küresel krize karşı Türkiye'nin en çok bel bağladığı bankacılık sektörü, krizi körükleyen sektör rolüne bürünüyor. Küresel krizi bahane eden bazı bankalar, tefeci mantığı ile hareket ederek faizleri yüzde 40'ların üzerine çıkarıp, kredileri geri çağırınca, birçok firma faaliyetlerini durdurmak ve işçi çıkarmak durumunda kaldı. Bankaların daha önce yalvar-yakar verdiği kredileri vadesinden önce kapatmak istemesi, durgunlukla mücadele eden üretici şirketleri zor durumda bıraktı.
Bankaların, kredileri belirtilen sürelerde kapatamayan firmalara fahiş faizler uygulandığı öğrenilirken, yüzde 20-25 aralığında verilen kredilerin yenilenmesinde faizlerinin yüzde 40-50 aralığına çıkarılmaya çalışıldığı belirtiliyor. Edinilen bilgiye göre verilen döviz kredileri de TL'ye dönüştürülerek, vadesi gelmeyen döviz kredileri yüksek kurdan TL'ye dönülerek firmalara çok ciddi zararlar veriliyor.
Faizi yüzde 35'e çıkardılar
Çelikaylar Üretim Pazarlama Finansman Müdürü Alper Canbaz, şirketin ödemesinde her hangi bir problem olmamasına rağmen, çalıştıkları bankaların, kredi kapatma yoluna gittiğini, yeni kredi vermemek için elinden geleni yaptığını öne sürdü. Net bir geri çağırma durumuyla karşılaşmadıklarını ancak, yeni kredi alamadıklarını belirten Canbaz, "Kullandığın kredinin karşısında çek ver diyorlar. Yeni kredi almak istediğimizde ise yüzde 35'lere varan faizler istiyorlar. Her hafta 1-2 puanlık faiz artışı faksları alıyoruz. Bankaların kriz ortamında tedbir almasını anlayabiliriz. Faizleri de 1-2 puan artırabiliriz ama birden bire iki katına çıkarmaları doğru değil. Faizi yüzde 18'lerden yüzde 35'lere çektiler. Birçok banka ile çalışıyoruz ama en çok problem yaşadığımız bankalar; GSD Bank, Eurobank-Tekfen, Alternatifbank ve Anadolu Bank" dedi.
Geminin limana yanaşması için elbirliği yapmak lazım
Türkiye'nin krizden ihracat yaparak çıkabileceğinin altını çizen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, bankaların ihracatçı firmalara pozitif ayrımcılık yapması gerektiğini belirtti. Piyasadan zaman zaman bankaların kredilerini geri çağırarak yüksek faiz oranlarından tekrar kullandırdığına dair duyumlar aldıklarını belirten Büyükekşi, "Türkiye'nin bu dönemde en çok ihtiyaç duyduğu şey döviz. Bu ortamda borsa veya doğrudan yatırımlar yoluyla dövizin gelmesini beklememek gerekiyor. Dövizin Türkiye'ye gelmesinin tek yolu ihracatçı firmalardan geçiyor. Bunun için ihracatçı firmaların el üstünde tutulması gerekiyor. Hatta bankalar bize pozitif ayrımcılık yapmalıdırlar. Çünkü döviz lazım" dedi. Eximbank kaynaklarının arttırılmasını öneren Büyükekşi, "İhracatçı sektörün ayakta kalabilmesi için finansman kaynaklarına ucuz ve son derece hızlı ulaşması lazım. Önemli olan, ihracatçı firmaların gemilerini bu dalgalı sularda limana yanaştırabilmeleri. Geminin limana yanaşması için elbirliği yapmamız lazım" dedi.
Bir saatte fabrika iflaslarına şahit olursak şaşırmam
Bankaların, kredileri geri çağırıp çok daha yüksek bir faiz oranından kullandırmaya çalışmalarını ahlaki bulmadığını belirten Masko Mobilya Kenti Yönetim Kurulu Başkanı Recep Güneykaya, devletin bu işe el koyması gerektiğini ifade etti.
Küresel finans kriziyle dünyada bir talep daralması yaşandığını ve reel sektörün bundan zaten etkilendiğini söyleyen Güneykaya, "Bu talep daralmasına bir de işletmelerin finans sorunu eklendi. Devlet bu işe elini koymalı. Bankaların açıkları kapatılarak reel sektöre uygulanan yüksek faizin önüne geçilmeli” dedi.
DEVLET DURUMA EL KOYMALI
Kriz ortamında işletmelerin kredilerini bir anda ödemelerinin mümkün olmadığını dile getiren Güneykaya, şöyle konuştu: “Adamın 50-100 milyon dolar borcu varsa bu parayı bir gecede getiremez. Getirse bile yüksek orandan tekrar kullanması ise çok zor. Çünkü o kadar faizi karşılayacak bir para kazanmıyor. Bu uygulamanın önüne geçilmediği takdirde 2001 yılında bankaların bir gecede battığına şahit olduğumuz gibi bu sefer de bir saatte fabrikaların iflas edebileceğine şahit olabiliriz."
Türkiye'nin geçmiş dönemlerde bu sıkıntıları yaşadığına vurgu yapan Güneykaya, herkesin bir psikolojik savaş içerisinde olduğunu kimsenin moralini bozmayarak işine devam etmesi gerektiğini söyledi.
'Ticari ahlâksızlık'
Tüketiciler Birliği Başkanı Nazım Kaya, bankaların kredileri geri çağırmasını ve yüksek faiz uygulamasını, kriz fırsatçılğı ve ticari ahlaksızlık olarak nitelendirdi. Bankaların tüketici kredilerinde bazı müşterilere tuzak niteliğinde girişimlerde bulundukları gelen bilgiler arasında. Sabit faizli ve vadesi belli olan konut-taşıt kredisi gibi bireysel kredileri dahi geri çağırmaya başladıkları belirtiliyor. Eski düşük faizli kredilerin geri çağrılarak yüksek faizlerden verilmek istenmesi yasal olarak suç sayılıyor.
'Kredi verirken yalvarıyorlardı'
Dennur Plastik'in sahibi Vehbi Altun, iki ay önce kredi için kendilerini zorlayan GSD Bank'ın daha yüksek faiz oranından işlem yapmak için krediyi geri çağırdığını bildirdi. 5-6 milyon YTL'lik bir ciroya sahip olduklarını belirten Altun, "Kredi almayı düşünmüyorduk. Kendileri geldiler, 'birlikte çalışalım, şöyle olur, böyle olur' dediler, kredi çıkardılar. Yüzde 22 faizle 300 milyon dolar verdiler. Şimdi ise gelmişler ya krediyi kapatın ya da yeni faizden krediyi işleteceğiz diyorlar. Merkez Bankası'nın 1-2 puan artırdığı faizi, bunlar 10'ar puan yükseltiyor. Teklif ettikleri faiz yüzde 30'dan fazla" dedi. Krediye kapatmak için eldeki çeklerin yeterli olduğunu ama çeklerin bir kısmının vadesinin uzun olduğunu anlatan Altun, "Çekleri teminat karşılığında veriyoruz. Yüzde 70'ine kredi kullanıyor.Yani 100 liralık çek için 30 lira da ilave veriyoruz. Menfaat peşindeler. Krediyi kapatamayacağımızı bildikleri için böyle yapıyorlar. Şu an içeride 180-190 bin YTL'lik borcumuz var" diye konuştu.
5 şirketi de durdu 540 kişi işsiz kaldı
Ersin Tekstil'in sahibi Cemal Güven, bankaların kriz fırsatçılığı yüzünden 100 milyon YTL cirolu grup şirketlerinin bütün faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldıklarını söyledi. Güven, "Gecikmeye giren kredim, taksidim olmadı. Bankalardan da hiçbir ihtarname almadık. İlk sıkıntı GSD Bank ile başladı. Ardından diğer bankalar geldi. 100 milyon YTL cirosu olan, 15 milyon euro ihracat yapan, 5 ayrı şirkette 600 kişi çalıştıran bir grup firmasının bütün faaliyetleri durdu. Çalışanların yüzde 90'ı işsiz kaldı" dedi. Kredileri birkaç ay içerisinde kapatmayı teklif ettiklerini fakat kabul edilmediğini anlatan Güven, “Gelen havalelere, ihracat bedellerimize el koydular. Çeklerimizi ödemediler, çeklerimizin arkasını yazdırdılar. Biz de müşterilerimize ödeme yapamadık. Şu anda bize bu durumda hiçbir banka kredi de vermez" diyerek, çaresizliğini dile getirdi.
Dev paketler yatırımcıya yetmedi
Merrill Lynch fon yöneticileri anketine göre yatırımcılar teşvik paketlerine inanmadı. 5 yatırımcıdan 4'ü krizin önümüzdeki yıl da devam edeceğine inanıyor
Kasım ayının Merrill Lynch Fon Yöneticileri Anketi'ne göre yatırımcılar, hükümetler ve merkez bankalarının yarattığı önlem paketleri dalgasının küresel ekonomik durgunluğa (resesyona) karşı koyabileceğine inanmıyor ve savunmada kalmaya devam ediyorlar.
Anket sonuçlarına göre beş yatırımcıdan dördü dünya çapındaki ekonomik durgunluğun önümüzdeki yıl da devam edeceğini düşünüyor. Karar mercileri mali teşvik paketleri, likidite ve faiz oranı indirimleri sunuyor olsa da yatırımcılar henüz bu politikalara şans tanımaya hazır değil. Katılımcıların yüzde kırkı para politikalarının hâlâ "fazlasıyla kısıtlayıcı" olduğunu düşünüyor ve varlık plasiyerleri hisse senetlerine göre gösterge üstü nakit ve tahvil konumunda kalmaya devam ediyor. Merrill Lynch EMEA Hisse Araştırma Direktörü Gary Baker "Yatırımcılar hâlâ korunmacı bir portföy dağılımı zihniyetine gömülmüş durumda. Birçoğu geçtiğimiz haftalarda görülen küresel ortaklaşa politika girişimlerini olumlu kabul ediyor olsa da deflasyon korkusu onları kenarda tutuyor olabilir"dedi.