Birinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Cumhuriyet gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, tutuklu sanıklardan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün görevli olduğu dönemdeki Jandarma Genel Komutanlığı binasındaki odasında yaptığı görüşmenin ''kayda alınmasına üzüldüğünü ve bunu yadırgadığını'' söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Balbay'a sorular yönelten tutuklu sanık Tuncay Özkan, Balbay ile Cumhuriyet gazetesi Ankara bürosunda işe başladığı 1984 yılından 1998 yılına kadar aynı mesai ortamını paylaştığını belirterek, Balbay ile baş başa bir kez bile yemek yemediklerini, 15 dakika karşılıklı bir kahve içmedikleri anlattı. Özkan, Balbay ile arasında örgütsel bağ bulunduğuna ilişkin iddiaların asılsız olduğunu ifade etti.
Özkan'ın soruları üzerine Balbay, ''yeni bir parti kurması ve partinin başına geçmesi konusunda Özkan'ı yönlendirdikleri'' iddiasının doğru olmadığını dile getirdi.
Özkan, sorularının ardından ''Mustafa Balbay, çok değerli bir entelektüeldir. Türk basın sektörünün yetiştirdiği ender gazetecilerden birisidir. Ancak bu durum, Tuncay Özkan ile dost olacağı anlamına gelmez'' dedi.
Tutuklu sanık emekli Albay Hasan Atilla Uğur'un, ''Kendisiyle kaç kez, nerede görüştüğü, görüşmelerde baskı, şantaj yapılıp yapılmadığı'' şeklindeki sorularına Balbay, ''Kürşat'' olarak bildiği ve ''Albayım'' şeklinde hitap ettiği Uğur ile Jandarma Genel Komutanlığındaki Levent Ersöz'ün makam odasında 2 kez görüştüğünü söyledi.
Balbay, Uğur ile görüşmelerinin karşılıklı nezaket içinde olduğunu ve herhangi bir belge alışverişinde bulunmadığını anlattı.
Tutuklu sanık Gürbüz Çapan da Ersöz'ün odasında yapılan görüşmenin kayıt altına alınmasına ilişkin, ''Devlet geleneğinde, iffeti düzgün olmayan kişilerle yapılan görüşmeler kayda alınır, kapı açık bırakılır. Görüşmenizin kayıt altına alınmasından dolayı kendinizi nasıl hissediyorsunuz?'' diye sordu. Balbay da, ''İnsanın gizlice görüntüsünün alınması hoş bir şey değil. Üzüldüm ve bu durumu yadırgadım. Bu görüşme resmi makamda olmuştur. Ben pek çok resmi makama gittim'' dedi.
Çapan'ın ''İlhan Selçuk bana niye kefil olmuştur?'' şeklindeki sorusu üzerine Balbay, Gürbüz Çapan'ın, Cumhuriyet gazetesinin hissesini alan 200 kişiden biri olduğunu, hisse almanın o kurumun sahibi olduğu anlamına gelmediğini kaydetti.
-GÜRBÜZ ÇAPAN: ''DOĞRUYU SÖYLEDİĞİM İÇİN CHP'DEN ATTILAR''-
Çapan da Jandarma Genel Komutanı ve MİT Müsteşarının kendisi hakkında terör örgütleri PKK ve DHKP/C'ye yardım ettiğini söylediklerini ifade etti. Çapan, ''Doğruyu söyleyen hiçbir köyde barınamıyor. Doğruyu söylediğim için CHP'den attılar beni. Ayrıca dönemin Jandarma Genel Komutanı benim hakkımda 'pislik' diyor. Bana pislik diyorlar, hakaret ediyorlar. Savcı da alıp bizi aynı örgüte sokuyor. Bu örgütü savcı kurmuş'' diye konuştu.
Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan da ''Fethullahçı yapılanma hakkında 2001'de İstanbul DGM'den aldığı bir çalışma iznine ilişkin talebin yer aldığı iki sayfalık gizli belgenin, Cumhuriyet Gazetesi'nin Ankara bürosunda yapılan aramalarda ele geçirildiğini, bu belgede imzası olduğu için de kendisinin örgütle bağlantısının kurulduğunu'' öne sürdü. Saçan, ''Bu 66 sayfalık metni biliyor musunuz? Benimle hiç görüştünüz mü, daha önce tanıştınız mı? Size bilgi, belge verdim mi?'' şeklindeki sorularına Balbay, o dönemde Fethullah Gülen hakkında dava açıldığı için pek çok haber yapıldığını, Cumhuriyet gazetesine de bu konuyla ilgili pek çok belge geldiğini söyledi.
Balbay, 66 sayfalık belgeyi görmediğini belirterek, Saçan ile hiçbir görüşmesi olmadığını, Ankara'da pek çok haber kaynağı bulunduğunu, ancak Saçan'ın hiçbir zaman haber kaynağı olmadığını kaydetti.
Levent Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar'ın sorusu üzerine Balbay, Ersöz ile birkaç kez Meclis binasının karşısında bulunan Jandarma Genel Komutanlığındaki odasında görüştüklerini belirtti.
Ersöz'den hiçbir belge almadığını ifade eden Balbay'a, Dizdar, ''Sizden hükümeti devirecek bir talepte bulundu mu, darbe sözü etti mi, ilişkinizin derecesi gazetecilik sınırları içinde mi geçti, 'ağabey' diye hitap ettiniz mi, görüşmelerinizin kayda alınıp alınmadığından haberiniz var mıydı?'' şeklinde sorular yöneltti. Balbay da, yapılan kayıttan haberi olmadığını, Ersöz'e ağabey diye hitap etmediğini, Ersöz'ün de kendisine ''Sayın Balbay'' diye hitapta bulunduğunu, gazetecilik sınırları içinde Ersöz ile görüştüğünü, darbe sözcüğünün geçmediğini kaydetti.
Balbay, ''Bir komutanın makam odasında gizli toplantı yapılmasını mahkemenin takdirine bırakıyorum. Kayda alınabileceğim hiç aklıma gelmedi'' dedi.
-TOLON İLE GÖRÜŞMESİ-
Tutuksuz sanık emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un avukatı İlkay Sezer'in soruları üzerine Balbay, TSK'da görevliyken Tolon ile resmi ziyaret şeklinde görüştüğünü belirtti.
Görüşmelerin randevu şeklinde olduğunu, ülkenin genel durumu, terör gibi konuları konuştuğunu, Tolon ile özel bir görüşme ve konuşma yapmadığını kaydeden Balbay, basın açıklamasının haber olduğunu, ilanın da para ile verildiğini dile getirdi.
Tutuklu sanık Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın avukatı Yasemin Antakyalı'nın sorusu üzerine de Balbay, Kent Otel'deki toplantıların hiçbirinde Haberal'ın yer almadığını söyledi.
Mustafa Balbay, Haberal'ın aynı otelde Kamran İnan tarafından düzenlenen toplantılara katıldığını ifade etti.